TEVHİDNÂME İLE KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİNE YOLCULUK (21.BÂB) 

GÜNCELLENME TARİHİ: 22 MART 2020 // 27 RECEB 1441 PAZAR

 (TEVHİDNÂME-21):

Allah’ım!

Bizleri sâlih ameller yapmaya muvaffak eyle; yararlı, yaraşıklı ve hayırlı işlerde bizleri istihdam buyur; Sen’in hoşuna giden, yapılmasından râzı olduğun, dünyada huzur, ahirette de bereket ve saadet vesilesi olan işlere bizleri muvaffak (28) kıl! Öyle ki yaratılış gayemize uygun düşmeyen her türlü mâlâyâni ve füzûlî tavır ve davranışlardan bizleri alıkoysun!

***

21.BÂBIN DUASI  (YAKARAN GÖNÜLLERDEN…)

Ey hayırlı, güzel işlerimde beni muvaffak kılan ve en doğru yola sevk eden!

Yâ Men veffekanî ve hedânî.. Ey beni hidayete erdiren ve muvaffak kılan,

Yâ Fâtih.. Ey rahmet kapılarını açan, fetihler ve muvaffakiyetler nasip eden ve adâletle hükmeden Fâtih,

 Ey şükrü, nimetleri artıran, muvaffakiyet ve saadate vesile olan!

Muvaffak olmam sadece Allah’ın yardımı ile olur. Onun için ben de yalnız O’na dayanıyorum, O’na yöneliyorum.”

Allahım! Bizi dünya fitnelerinden sıyanet buyur. Sevip hoşnut olduğun söz ve amelleri ortaya koymaya muvaffak kıl. Her hâlimizi düzelt. Dünyada ve ötede sâbit söz ile bizi sâbit kıl. Her ne kadar günah işleyerek zulme girmiş olsak da bizi Senin dosdoğru yolundan ayırma Allahım!

Huzurunda tastamam ve dosdoğru bir ubûdiyetle durmaya bizi muvaffak kıl. 

Bizi sevdiğin ve hoşnut olduğun amelleri işlemeye muvaffak kıl.

 

***

TEVHİDNÂME MÜZAKERESİ

KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİ PENCERESİNDEN 

 [28] HAYIRLI İŞLERDE BİZLERİ İSTİHDAM VE MUVAFFAKİYET :

Hâlbuki o, her zaman, Allah rızası istikametinde hizmeti(28), amelde ciddiyeti, çevresindeki kimselere karşı sorumluluğunu, ölümü ve ölüm ötesini düşünmeli; buna mukabil, her türlü kini, nefreti, ihtirası, nefsanî haz ve arzuları ruhundan söküp atmalıdır ki; içindeki ruhanîliği söndürmesin, şeytanîliği de hortlatmasın.

Evet, yoldakiler olarak bizim için her zamanAllah’a îmân ve O’nun rızası çizgisinde yaşamayı ganimet bilmemiz; bütün duygu, düşünce ve davranışlarımızla O’nu memnun etmeye yönelmemiz; her yerde ve her zaman hayatımızı O’nun maiyyetine bağlamamız ve bu sırlı maiyyet sayesinde –ki  “Burada gizli biri var, ey gönül, kendini yalnız sanma.”(Mevlâna) fehvâsınca– her lahza ayrı bir münasebet bulup O’nunla gönül irtibatımızı sıkı tutarak, sınırlılığımızı aşıp sınırsızlığa yürümemiz, damlayı deryaya döndürüp cüz’de küllün esrarına tâlip olmamız bizim için birer esastır.

Hayatımızı bu esaslar dairesinde sürdürebildiğimiz ölçüde, olmaz gibi görünen şeyler zamanla birer birer aşılır, cüzler küllün aks-i sadâsı ve aynası hâline gelir; yoklar varlık rengine bürünür; reşha kamerin önüne geçer; toprak semalar kadar ulvîleşir ve zerre gibi çok küçük mahiyetler kâinatlar kadar genişler. 

 [SEYRİ SÜLUKTA BİR BAŞKA ÇİZGİ–  Sızıntı -Kalbin Zümrüt Tepeleri  _ 31 Aralık 1990 ]

… derken istidadının nihâî ufkuna, tabir-i diğerle, kemalâtının arşına ulaştığı hissedilince de, celvete yönelir ve insanlardan bir insan olma mülâhazasına bağlılık içinde halka hizmet (28) vermeye çalışır.

“Bize Hak yolunda bir sır, bir yolculuk nasip oldu. Biz, bizsiz olarak neş’elenir ve sevinç duyarız. Öyle ise gelin, hep bizsiz olalım, bizsiz kalalım. Önceleri kapılar yüzümüze kapalıydı; biz bizden kurtulunca, bütün kapılar da açılıverdi.

Biz bu yolda bizsiz olduğumuz için gönüllerimiz huzurla doldu. Bizden gizlenen o Güzeller Güzeli Sevgili bizsiz olarak yüzümüzü okşadı. Biz O’nun uğrunda can verdik; O da bizi bizden kurtardı.” sözleriyle anlatır.

Celvet; sâlikin kendine ait şeylerden sıyrılıp, ilâhî sıfatların bir mazhar-ı tâmmı ve esmâ-i Sübhâniye’nin de bir mir’ât-ı mücellâsı olarak bütün müktesebât ve mevhibeleriyle kendisini hizmete adayıp, hayatını başkalarının ebedî mutluluğuna bağlamanın (28) bir başka unvanıdır.

Diğer bir yaklaşımla celvet, sâlikin halvet veya ona alternatif başka bir yolla kendine ait itibarî değerlerden sıyrıldıktan sonra aklını, mantığını, muhakemesini ve dilini mişkât-ı nübüvvetin ziyası altında insanlığın hizmetine bağlama hamlesidir. (28)

 [HALVET VE CELVET–  Sızıntı -Kalbin Zümrüt Tepeleri  _ 31 Ocak 2000 ]

***

TEVHİDNÂME -BAŞYAZI MÜZAKERESİ

SIZINTI-ÇAĞLAYAN BAŞYAZILARI PENCERESİNDEN  

 [28] HAYIRLI İŞLERDE BİZLERİ İSTİHDAM VE MUVAFFAKİYET :

Evvelâ, neyin, nasıl yapılacağı planlanmalı, sonra atılacak şeyler atılmalıdır! Aksine, yıkmalar yapma planına göre ele alınmazsa, tahripler sürer gider; toplum da, birbiriyle zıtlaşan, çatışan yığınlar hâline gelir.

Evet, muvaffak olmak için gayret, fatihlik düşüncesi, halaskârlık azmi ve ihlâs önemli esaslardır. Ancak, yol ve yöntem bilme, bugünün yanında dünü-öbür günü de hesaba katma ve şanlı geçmişimizi aydınlatan ışık kaynaklarını kulak ardı etmeme gibi hususlar da en az bunlar kadar mühimdir. Hamiyet ve samimiyet, ilm u irfanla desteklenmez, azim ve irade, araştırma ve taktiklerle derinleştirilmezse, fayda ümit edilen yerlerden zararlar gelebilir.

[ MİLLİ ÖFKE_ Sızıntı Başyazı _Kasım 1990 ]

… 

Kendini bir yüce dava ve mefkûreye vakfeden herhangi bir insan, kendi imkân ve iktidarı ölçüsünde tedbirini alıp Hakk’ın tevfikine sığınarak çalışabildiği ve Montherland’ın tabiriyle “zaman yiyiciler”den uzak kalabildiği takdirde, güç ve takatinin çok fevkinde iş ve hizmetlere muvaffak olacağından, dolayısıyla da bir o kadar müspet neticeler elde edeceğinden asla şüphe edilmemelidir.

[ ÜMİT İKLİMİNDE_ Sızıntı Başyazı _Temmuz 1988 ]