CUMA DEMEK… VEFA DEMEK-43
(YA RAB! NECAT/KURTULUŞ GEMİSİNE BİZİ DE BİNDİR!)
GİRİŞ
“Dua halkaları, kalbî ve rûhî hayata sıçrama faslı gibidir.. herhangi bir halkada gönüllerini göklere bağlamış ve kendilerini uhrevîliklere salmış zâkirler, ötede kim bilir ne kevserler ne kevserler içeceklerdir.
Adanmış ruhlar, “Yakaran Gönüller”in dua halkasından hiç ayrılmamalı, ruh hâleti itibarıyla bast (inşirah, neş’e ve sevinç) anlarında başkalarına şevk kaynağı olmalı, kabz (gönül darlığı) yaşadıkları zamanlarda da dostlarının kanatlarıyla uçmalı; fakat, ne yapıp edip yol yorgunluğunu tazarru ve niyazla aşmaya çalışmalıdırlar. Halkanın dışında kalanlar, dışta kalmış sayılırlar; -hafizanallah- zamanla heyetten de kopup ayrılırlar. Halkanın içinde bulunanlar ise, Allah Teâlâ’nın bütün halkaya teveccühü ölçüsünde sevaptan nasipdar olurlar. Onlar kalb ve ruh ufku itibarıyla tutukluk yaşadıkları anlarda bile, dâhil oldukları halkadaki arkadaşlarının sînelerinden kopup gelen inanç ritimli sesler ve rikkat yüklü iniltiler sayesinde haşyetle dolar ve canlılıklarını hep korurlar.
[Vuslat Muştusu/Kırık Testi -8; el-Kulûbu’d-Dâria (Yakaran Gönüller), s. 87-95.]
Mutad evradımıza ek olarak bu hafta
28 Temmuz 2019 tarihli İMTİHAN, SEKÎNE VE KURTULUŞ Bamtelinden mülhem
Birisi de Yunus İbn Mettâ’yı (aleyhisselam) rüyasında görüyor. Fakat bazen onlar öyle net görülüyor ki, belki oradaki birkaçı da görmüş oluyor onu. Yunus İbn Mettâ’ya (alâ nebiyyinâ ve aleyhissalâtü vesselam) diyor ki “Sen, bu لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ duasını okudun; Cenâb-ı Hak, sana salâh ve necât verdi. فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّ ‘O’nun yalvarıp yakarışına da hemen icabet ettik ve kendisini o sıkıntıdan kurtardık, onu halas ettik.’(Enbiyâ, 21/83) dedi.”
Hazreti Yunus, o şahsa buyuruyor ki: “Ben onu, balığın karnında söyledim!”
Salih Kulların “Yakaran Gönüller“de geçen “Necat (Kurtuluş)” odaklı yakarışlarından bir demet….
ŞAMİL CUMA GÜNÜ DUASI ÖRNEĞİ-43
*****
Bismillahirrahmanirrahim
La ilahe illa ente
Ya Hannanu
Ya Mennanu
Ya bediussemavati vel ard
Yazel Celali vel ikram
Ya Hayyu Ya Kayyum
Ya Hayyu Ya Kayyum
Ya Hayyu Ya Kayyum
İyyake Na’budu ve İyyake Nestain
Velhamdülillahi Rabbilalemin.
***
Allahım!
Efendimiz Hazreti Muhammed’e (s.a.v) ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne..
mukarreb meleklere..
gök ve yer ehlinden -onlarla beraber rızana nâil olmak için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine..
özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Şuayb, Kelîmullah Hazreti Mûsa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman Hazreti Yunus, Hazreti İlyas, Hazreti Elyesa, Hazreti Zülkifl, Hazreti Zekeriyya, Hazret Yahya, Hazreti İsa ve annesi Hazreti Meryem, Hazreti Zülkarneyn, Hazreti Lokman ve Hazreti Üzeyr’e (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm)..
Ve Efendilerimiz Hazreti Cebraîl, Hazreti Mîkaîl, Hazreti İsrafîl ve Hazreti Azraîl’e.
Hamele-i Arş’a..
Mukarreb Meleklere..
Kerûbiyyûn’a ve Kirâm-ı Katibîn’e..
Allah Resûlü’nün halifeleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazret Ali efendilerimize..
Peygamberimiz’in iki amcası Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas’a
ve Allah Resûlü’nün ahfâdına..
özellikle de Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Muhammed el-Hanefî ve Zeynü’l-Âbidîn hazerâtına..
Annelerimiz Hazreti Hatice-i Kübrâ ve Hazreti Âişe-i Sıddîka’ya
ve Efendiler Efendisi’nin diğer pak zevcelerine
ve kızları Zeynep, Rukayye, Ümmü Külsüm ve Fatımetü’z-Zehraya..
Ve Muhacir ve Ensardan bütün Ashâb-ı Güzîne,
Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn efendilerimize..
Müçtehidîn-i Kirâma
Müfessirîn-i İzâma..
Muhaddisîn-i Fihâma..
Evliya, Asfiya, Ebrar ve Mukarrebîne..
Aktâba ve hususen Hazreti Ali ve Hazreti Hamza efendilerimize..
Şeyh Abdülkâdir-i Geylanî, Şeyh Ebu’l-Hasen el-Harakânî, Şeyh Harranî, Şeyh Menbicî; İmam Rabbanî, Ebu’l-Hasen eş-Şazilî, Ahmed el-Bedevî, Ahmed er-Rufaî, Muhammed Bahâüddin en-Nakşebendî
Üstadımız Bediüzzaman Said Nursîye,
Büyüğümüze
ve Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün salih kullara
ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle
ve dualarımızı onların hürmetine kabul buyur.
Allahım,
Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.
Cumamızı mübarek eyle..
Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ailelerine ferec mahreç nasip eyle.
Allahım,
Şu icabet saatlerinde başta büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme..
Allahım! Senin inayetinle sabahladık; Senin inayetinle akşamladık; Senin inayetinle yaşar, Senin izninle ölürüz. Dönüş de Sanadır. Hamd, canımızı aldıktan sonra bizi tekrar dirilten Allah’a mahsustur. Dönüş de O’nadır.
Lebbeyk ya Rab, fermanına uyduk, divanına geldik. Her zaman gelmeye de âmâdeyiz.
Allahım! İçinde bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi!
Sen, Raûf ve Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana ait her bir hak hürmetine ve Senden isteyen kulların hürmetine bizi şu günün sabahında ve akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyoruz.
Rabbim! Bu ve bundan sonraki günlerin hayrını, fethini, yardımını, nurunu, bereket ve hidayetini istiyor, bugünün ve daha sonraki günlerin şerrinden de Sana sığınırız.
…
Ey Kendi kapısından başka kapılarda necat ve felaha ermek mümkün olmayan!
Ey helake sürüklenenleri necata kavuşturan!
Ey Kendisine kulluk, itâatkâr kulları necata ulaştıran!
“Rabbim benimledir ve O muhakkak ki bana kurtuluş yolunu gösterecektir!”
“Umarım Rabbim, beni en doğru yola iletir.”
“Zira benim mevlam, o kitabı indiren Allah’tır ve O bütün iyi kulların koruyucusudur.”
Ey boğulmak üzere olanları kurtaran, helake yürüyenlere necat yolları gösteren, gariplerin Celîsi, yalnızların Enîsi olan ve yardım dileyenlerin yardımına yetişen Yüce Rabbimiz!
Allah Kendisine dua edenleri mutlaka duyar. O verâların verâsındadır; O’nun verasında hiçbir şey yoktur. Kim de O’nun ipine sımsıkı sarılırsa necat bulur. Ezelden Rabb-i Rahîm ve Hakk-ı Kerîm olan Allah Sübhan’dır. Halîm ve Kerîm Allah’tan başka bir ilah yoktur. Yedi kat semanın ve Arş-ı azim’in Rabbi
“Allah’tan başka ilah yoktur. O birdir ve ortağı yoktur. Mülk bütünüyle O’nundur; hamd de O’na mahsustur. Hayatı veren de, ölümü yaratan da O’dur. O gerçekten her şeye kâdirdir. Dönüş de O’nadır.(5 defa)” “Allah’ın kapısından başka bir sığınak ve O’nun inayetinden başka bir necat vesilesi yoktur.
Ey Halîm ve ey Settâr! Üzerimize, “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın.” âyetinin muhafazasını, perdesini, örtüsünü, sıyanetini ve necatını indir.
Ya Rab! And olsun ki, Sen bizleri huzurundan boş çevirirsen, sığınacak başka hiçbir melceimiz ve necâtımıza vesile olabilecek hiçbir çaremiz yoktur.
Allahım! Seninle, Senin Kitabınla necata eren, her hükmünden razı olan, imtihan vesilesi olarak gönderdiğin belalar karşısında sabırla duran, nimetlerin karşısında hep şükürle gerilen kullarından eyle.
Hamd olsun, ihsana ihsan, sabra necat, seyyiâta da afv ve ğufran ile mukabelede bulunan Ulular Ulusu’na.
Ya Seyyidî ve ya İlahî! Marifet erbabı kulların Seni bulduklarında Senden başka ne varsa hepsinden yüz çevirmişlerdir. Salih kulların Senin fazlınla necâta ermiş, taksîratı pek çok günahkârlar da “Tevbe, ya Rabbi!” deyip yine Senin kapına yönelmişlerdir.
Ey Rahmeti Sonsuz! Bizleri, necat ve felah limanına yanaşan geminin yolcularından eyle.
Ey yegâne Rabbimiz olan Allahımız! Bizi Cehennem’den halâs eyle, bizi koru ve bize necat ver!
Allah’tan yine ancak Allah’a sığınılır, necat ve felaha da sadece O’nun izni ve inayetiyle erilir.
Yarın mahşer gününde necata erenlerden olabilmemiz için, amellerimizde bizim sonumuzu da o bahtiyar kullarının âkıbeti gibi güzel eyle.
Ey Rahman ve ey Rahîm! Bizim âkıbetimizi de, kendilerine “De ki: Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah bütün günahları affeder.” beyan-ı mübecceliyle hitap buyurduğun, gönüllerini reca hisleriyle doldurduğun ve nihayet necât ile sevindirdiğin hususî kullarının âkıbeti gibi güzel eyle.
Bizleri necât gemisinde bulunan ve bütün âfetlerden sıyanet edilen kullarından eyle. Hayatta iken ve öldükten sonra necat gemisine bizi de bindir.
Allah’tan başka sığınak, Allah’tan başka necat verip kurtaracak yoktur. Halâs ve himaye ancak O’na aittir. Yardım yalnız O’ndan gelir. İnayetine itimat ile tevekkül edilecek yegâne Zât O’dur. Semavât u arzdaki hazinelerin biricik sahibi lütfu bol, rızkı geniş Latîf ü Rezzâk Allah O’dur. “Yeryüzünde kımıldayan hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah’a ait olmasın. Allah her canlının hayatını geçirdiği yeri de, öleceği yeri de bilir.” Rabbimiz Allah ne yücedir! Allah bize yeter ve kâfidir. Allah (celle celâluhû) her dua edeni mutlaka işitir. Allah verâların, verâların, verâların… verâsındadır. Kim Allah’a sımsıkı sarılırsa necat bulur.
Allahım! Senden, bizlere iç ve dış fetihler lütfetmeni, bu fetihlerin müyesser olabilmesi için şânına layık nusretlerle bizlere inayet elini uzatmanı diliyoruz.
Allahım! Senden, “İlahî yardım ve zaferin geldiği zaman”ın ifade edildiği Nasr sûresinin sırrını diliyoruz, bu sır hürmetine bizlere fetihler müyesser eyle!
Allahım! “Biz sana aşikâr bir fetih ve zafer ihsan ettik. Bu da Allah’ın, senin geçmiş ve gelecek kusurlarını bağışlaması, sana yaptığı ihsan ve in’âmı tamamlaması, seni dosdoğru yola hidâyet etmesi ve sana şanlı bir zafer vermesi içindir” buyurduğun Fetih sûresinin sırrını da bizlere bahşetmeni diliyor ve dileniyoruz. Bu sûrenin ihtiva ettiği Allah’ın fethi, nusret ve yardımı, büyük zaferi yaşatması, muvaffakiyet ve necata erdirmesi, mü’minleri mağfiret buyurması ve üzerlerine sekîne indirmesi gibi in’âm ve ihsanların yüzü suyu hürmetine, bizleri bu sırra erdir ve geçmişte bahşettiğin bu nimetleri bizlere de bahşet!
Allahım! Senden dünyada ve âhirette, bütün tasa ve gamlardan, vebâdan, her türlü beladan, tükenmişlikten, afet ve belaların her çeşidinden şifâ ve kurtuluş yolu bahşetmeni diliyoruz. Ey Merhametlilerin Merhametlisi Allahım! Senin sonsuz rahmetine dehâlet ediyor, “Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd hakkı için, “Tâ Hâ” ve “Yâ Sîn” hakkı için, “Hâ Mîm. Ayn Sîn Kâf” hakkı için ve “İnnâ fetahnâ leke fethan mübînâ/şüphesiz ki Biz, sana apaçık bir fetih bahşettik.” hakkı için dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.
Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve en güzel muvaffakiyet ve necât ile hususî olarak serfiraz kılınmış bulunan âl ü ashâbına salât ü selâm ve bereket ihsan eyle.
—
Allahım,
Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.
Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ve ailelerine ferec mahreç nasip eyle.
Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.
Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!
Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!
Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..
Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..
İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..
Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..
seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.
Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.
Amin