CUMA DEMEK… VEFA DEMEK-44

 (EY KULLARINI HER TÜRLÜ BELA VE MUSİBETLERDEN KURTARIP SAHİL-İ SELÂMETE ÇIKARAN MÜNCÎ!)

GİRİŞ

“Dua halkaları, kalbî ve rûhî hayata sıçrama faslı gibidir.. herhangi bir halkada gönüllerini göklere bağlamış ve kendilerini uhrevîliklere salmış zâkirler, ötede kim bilir ne kevserler ne kevserler içeceklerdir.

Adanmış ruhlar, “Yakaran Gönüller”in dua halkasından hiç ayrılmamalı, ruh hâleti itibarıyla bast (inşirah, neş’e ve sevinç) anlarında başkalarına şevk kaynağı olmalı, kabz (gönül darlığı) yaşadıkları zamanlarda da dostlarının kanatlarıyla uçmalı; fakat, ne yapıp edip yol yorgunluğunu tazarru ve niyazla aşmaya çalışmalıdırlar. Halkanın dışında kalanlar, dışta kalmış sayılırlar; -hafizanallah- zamanla heyetten de kopup ayrılırlar. Halkanın içinde bulunanlar ise, Allah Teâlâ’nın bütün halkaya teveccühü ölçüsünde sevaptan nasipdar olurlar. Onlar kalb ve ruh ufku itibarıyla tutukluk yaşadıkları anlarda bile, dâhil oldukları halkadaki arkadaşlarının sînelerinden kopup gelen inanç ritimli sesler ve rikkat yüklü iniltiler sayesinde haşyetle dolar ve canlılıklarını hep korurlar.

[Vuslat Muştusu/Kırık Testi -8; el-Kulûbu’d-Dâria (Yakaran Gönüller), s. 87-95.]

Mutad evradımıza ek olarak bu hafta Salih Kulların Yakaran Gönüllerde geçen “selamet” öncelikli yakarışlarından bir demet….

ŞAMİL CUMA GÜNÜ DUASI ÖRNEĞİ-44

*****

Bismillahirrahmanirrahim

La ilahe illa ente

Ya Hannanu

Ya Mennanu

Ya bediussemavati vel ard

Yazel Celali vel ikram

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

İyyake Na’budu ve İyyake Nestain

Velhamdülillahi Rabbilalemin.

***

Allahım!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e (s.a.v) ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne..

mukarreb meleklere..

gök ve yer ehlinden -onlarla beraber rızana nâil olmak için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine..

özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Şuayb, Kelîmullah Hazreti Mûsa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman Hazreti Yunus, Hazreti İlyas, Hazreti Elyesa, Hazreti Zülkifl, Hazreti Zekeriyya, Hazret Yahya, Hazreti İsa ve annesi Hazreti Meryem, Hazreti Zülkarneyn, Hazreti Lokman ve Hazreti Üzeyr’e (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm)..

Ve Efendilerimiz Hazreti Cebraîl, Hazreti Mîkaîl, Hazreti İsrafîl ve Hazreti Azraîl’e.

Hamele-i Arş’a..

Mukarreb Meleklere..

Kerûbiyyûn’a ve Kirâm-ı Katibîn’e..

Allah Resûlü’nün halifeleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazret Ali efendilerimize..

Peygamberimiz’in iki amcası Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas’a

ve Allah Resûlü’nün ahfâdına..

özellikle de Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Muhammed el-Hanefî ve Zeynü’l-Âbidîn hazerâtına..

Annelerimiz Hazreti Hatice-i Kübrâ ve Hazreti Âişe-i Sıddîka’ya

ve Efendiler Efendisi’nin diğer pak zevcelerine

ve kızları Zeynep, Rukayye, Ümmü Külsüm ve Fatımetü’z-Zehraya..

Ve Muhacir ve Ensardan bütün Ashâb-ı Güzîne,

Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn efendilerimize..

Müçtehidîn-i Kirâma

Müfessirîn-i İzâma..

Muhaddisîn-i Fihâma..

Evliya, Asfiya, Ebrar ve Mukarrebîne..

Aktâba ve hususen Hazreti Ali ve Hazreti Hamza efendilerimize..

Şeyh Abdülkâdir-i Geylanî, Şeyh Ebu’l-Hasen el-Harakânî, Şeyh Harranî, Şeyh Menbicî; İmam Rabbanî, Ebu’l-Hasen eş-Şazilî, Ahmed el-Bedevî, Ahmed er-Rufaî, Muhammed Bahâüddin en-Nakşebendî

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursîye,

Büyüğümüze

ve Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün salih kullara

ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle

ve dualarımızı onların hürmetine kabul buyur.

Allahım,

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.

Cumamızı mübarek eyle..

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Allahım,

Şu icabet saatlerinde başta büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme..

Allahım! Senin inayetinle sabahladık; Senin inayetinle akşamladık; Senin inayetinle yaşar, Senin izninle ölürüz. Dönüş de Sanadır. Hamd, canımızı aldıktan sonra bizi tekrar dirilten Allah’a mahsustur. Dönüş de O’nadır.

Lebbeyk ya Rab, fermanına uyduk, divanına geldik. Her zaman gelmeye de âmâdeyiz.

Allahım! İçinde bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi!

Sen, Raûf ve Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana ait her bir hak hürmetine ve Senden isteyen kulların hürmetine bizi şu günün sabahında ve akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyoruz.

Rabbim! Bu ve bundan sonraki günlerin hayrını, fethini, yardımını, nurunu, bereket ve hidayetini istiyor, bugünün ve daha sonraki günlerin şerrinden de Sana sığınırız.

…  

“Düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu hazırladılar, aman onlardan kendinizi koruyun!’ dediklerinde, bu tehdit onların imanlarını artırmış ve ‘Hasbünallah ve ni’me’l-vekil/Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!” demişlerdir. Sonra da kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah’tan bir âfiyet, selâmet ve lütuf ile geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah çok büyük lütuf ve inayet sahibidir”

“Biz ateşe şöyle ferman ettik: Dokunma İbrahim’e! Serin ve selâmet ol ona!” Hülasa onu tuzağa düşürmek istediler ama Biz asıl onları hüsrana uğrattık. Asıl tuzağa düşenler kendileri oldular.”

“Allah onunla, rızasını izleyenleri selâmet yollarına iletir, onları izni ile karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları dosdoğru yola iletir.”

“Ey Nuh, denildi, sana ve beraberinde bulunan mümin topluluklara Bizim tarafımızdan bir selâmet ve çok bereketlerle gemiden in! Gelecek nesiller içinde niceleri de olacak ki onları dünyada bir müddet yaşatacağız, sonra da Biz’den onlara gayet acı bir azap dokunacaktır.” “Bir zaman da elçilerimiz İbrahim’e (aleyhisselâm) varıp onu müjdelemek üzere ‘selâm sana!’ dediler. O da, ‘size de selâm!’ deyip çok kalmadan, elinde nefis, güzelce kızartılmış körpe bir dana getirip ikram etti.”

“Sabretmenize karşılık size selâmlar, selâmetler! Dünya diyarının ne güzel âkıbetidir bu! diyecekler.”

“İbrahim (aleyhisselâm): ‘Selâmetle, hoşça kal!’ dedi. Rabbimden senin için af dileyeceğim. O gerçekten bana karşı çok lütufkârdır.”

 “Orada onlar boş ve anlamsız söz işitmezler, sadece selâm ve selâmet sözleri duyarlar. Orada ziyafetleri sabah akşam kendilerine sunulacaktır.”

“Haydi, varın da şöyle deyin ona: Rabbin tarafından gönderilen elçileriz biz sana! İsrailoğullarını bizimle gönder ve işkence etme onlara! Rabbinden bir belge ile geldik biz sana. Kurtuluş hastır bu doğru yolu tutanlara!”

“Biz ateşe şöyle ferman ettik: Dokunma İbrahim’e! Serin ve selâmet ol ona!”

“Rahman’ın has kulları o kimselerdir ki onlar yerde tevazu ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atarsa ‘selâmetle!’ derler.”

Biz Kur’ân’ı indirdik Kadir gecesi. Bilir misin nedir kadir gecesi? Bin aydan daha hayırlıdır kadir gecesi. O gece Rabbilerinin izniyle Ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner. Artık o gece bir selâmettir gider, tâ tan ağarana kadar.”

Ayıplardan sâlim ve herkes için selâmet kaynağı Selâm..

Allahım! Selam Sensin, bütün kusurlardan sâlimsin ve herkes için selâmet kaynağısın.

Ey selamet ve esenliğin kaynağı, biricik melceimiz, yegâne Rabbimiz!

Biz mücrim kullarını bütün yaramaz ve uygunsuz düşünce ve davranışlardan sıyanet buyur.. topyekün bela ve musibetlerden bizi koru.. dünyada da, ahirette de utanç verici, yüz kızartıcı, rezil rüsvâ edici hallere düşmekten muhafaza et!

Ey herkes için selâmet kaynağı ve güzellerden güzel isimlerinden biri de Selâm olan Rabbimiz! Bizi ve bizimle beraber olanları da selâmette eyle!

Ey kullarını her türlü bela ve musibetlerden kurtarıp sahil-i selâmete çıkaran Müncî!

Senin haşyetinle dağların parçalanmasından, tâun ve veba gibi afetlerden, kem nazardan, vücuda gelen ağrılardan ve sâir bela ve musibetlerden korumanı; her türlü kötülük ve zarardan muhafaza etmeni; dünya ve ukbada selâmet, afiyet ve hayır ile rızıklandırmanı diliyoruz.

Ey Yüceler Yücesi Allahım! Senden emn ü iman, selâmet ü İslâm, rızk u gına ve arkada affedilmedik büyük-küçük hiçbir günah bırakmayan bir mağfiret dileniyoruz.

Kullarına her güzelliğin yolunu gösterdin ve o güzelliklere ulaştırdın. Her kim din ve dünya selâmeti için Senin yoluna sarılırsa mutlaka aradığını bulur.

Allahım! Senden, rahmetini celbedecek amelleri, mağfiretine götürecek vesileleri, her türlü günahtan selâmette kalmayı, bütün iyiliklere nâil olmayı, Cennet’e ermeyi ve Cehennem’den kurtulmayı diliyoruz.

Ey dillerin farklılığına rağmen her türlü sesi işiten Yüceler Yücesi! Senden korunma, emniyet, selâmet, lütuf, bereket ve kanaat istiyoruz.

Senden başka bir ilah yoktur. Bize selâmet ve esenlik ver. Dinimizi hep selâmette eyle. İrfanımızı ekmeliyet ve etemmiyetle taçlandır. Zâhir ve bâtın bütün donanımızla bizi Kendine tevcîh buyur ve ne olur, göz açıp kapayıncaya kadar hatta ondan da az bir süre bizi nefsimizle baş başa bırakma.

Bizi azîz kıl ve selâmette olunacak ne varsa hepsinden sâlim eyle. Nâhoş fiillerimizden dolayı bizi muâheze etme.

Kerem, cömertlik ve af deryalarından başımızdan aşağıya tecellîler yağdır. Yağdır ki, isine pasına bulaşmadan selâmetle bu dâr-ı dünyadan çıkabilelim.

Allahım! Selam Sensin, bütün noksanlardan sâlimsin ve herkes için selâmet kaynağısın. Her selâm Sana râcîdir. Bizim teveccühlerimize de selâm ve selâmetle mukabelede bulun ve bizi de selâm ve selâmet yurdu olan Cennet’ine al Allahım!

Rabbimiz! Sen’den, bize masivadan arınmış dupduru bir kalb, sürekli Sen’in yâdınla meşgul bir dil, iman esaslarını aksine ihtimal vermeyecek şekilde bilip kabullenebileceğimiz, duyup hissedebileceğimiz ve onu kendi özümüzle bütünleştirip irfan ufkuna ulaşabileceğimiz kıvamda bir yakîn, bir yakîn-i tamm, yaratıldıkları gayeler karşısında boyun büküp her zaman kemerbeste-i ubudiyet içerisinde emre âmâde duran hisler ve bizi asla terketmeyecek bir afv ü afiyet istiyoruz.

Rabbimiz! Günahlarla âlûde bir halimiz var; bizi fevtettiğimiz şeyleri telafi edip yeniden toparlanabileceğimiz kâmil bir tevbeye muvaffak kıl.. bu mücrim kullarını bütün günahlarımızı eritecek mağfiret havuzlarına al. Gırtlaklarımıza kadar kabahatlerle kirlenmiş olsak da Sen seyyiatımızı, meâsî ve mesâvîmizi affet.. sevmediğin ve hoşnut olmadığın şeylerin muhabbet ve meyillerini kalblerimizden söküp at.. bizi kendi nezdindeki hazinelerinle te’yid buyur, kendi kuvvetinle destekle, destekle ki şu geçici dünyadan ancak Senin yardımınla emniyet ve selamet içinde çıkabiliriz.

Allahım, 

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun. 

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ve  ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.

Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!

Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!

Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..

Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..

İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..

Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..

seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.

Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.

Amin