CUMA DEMEK… VEFA DEMEK-80

 ( “YOK MU TEVBE EDEN! TEVBESİNİ KABUL EDEYİM”)

GİRİŞ

Evrâd u ezkâr, i’lâ-yı kelimetullah yolunda mücahede eden bir müminin en önemli zâd ü zahîresi; Allah Teâlâ ile münasebetinin de emaresidir.

Mutad evradımıza ek olarak bu hafta

Diğer taraftan Ramazan ayı, sadece bir ay gibi kısa bir müddet olmasına rağmen, on bir aylık alışkanlıklarımıza galebe çalar ve onları unutturuverir.

“Zamanın en değerli dilimi benim” der ve üzerimizde on bir aydan daha fazla tesir icra eder. Zamana bütünüyle hükmeder. Onun bu kadar kıymet ve değeri, sadece bu aydaki oruç ve teravihlerden gelmemektedir. Aynı zamanda o bir Kur’ân ayıdır ve bu itibarla Ramazan’da Cenâb-ı Hakk’ın farklı bir buudda bize yakınlığı da söz konusudur. O, gecenin belli bir vaktinde yeryüzü semasına iner ve “Yok mu tevbe eden, tevbesini kabul edeyim! Yok mu bir şey isteyen, istediğini vereyim…(Buhârî, tevhid 35, teheccüd 14; Müslim, salâtü’l-müsafirin 166.) der; der ve her gecesinde bize –tasavvufî ifadesiyle– bir kurbet yaşatır.

“Ne mutlu o kimseye ki, amel defterinde çok istiğfar bulunur.”

Rasûl-ü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyuruyor:“İnsanların hepsi çokça hata yaparlar; fakat, hataya düşenlerin en hayırlıları hemen tevbe edip arınma peşinde olanlardır.”

Bir insanın sürekli tevbe ve istiğfarla gerilmesi, olumsuzluklara karşı onda dikkat ve teyakkuz duygusunu tetikleyecektir. Bu iç ızdırapları ve hesaplaşmaları haramlara karşı onun için bir siper ve bariyer vazifesi görecektir.

ifadelerinden mülhem Yakaran Gönüllerden seçilen yakarışlarla “ istiğfar ve tevbe” yi Cuma duamıza ser levha yapıyoruz.

ŞAMİL CUMA GÜNÜ DUASI ÖRNEĞİ-80

*****

Bismillahirrahmanirrahim

La ilahe illa ente

Ya Hannanu

Ya Mennanu

Ya bediussemavati vel ard

Yazel Celali vel ikram

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

İyyake Na’budu ve İyyake Nestain

Velhamdülillahi Rabbilalemin.

***

Allahım!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e (s.a.v) ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne..

mukarreb meleklere..

gök ve yer ehlinden -onlarla beraber rızana nâil olmak için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine..

özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Şuayb, Kelîmullah Hazreti Mûsa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman Hazreti Yunus, Hazreti İlyas, Hazreti Elyesa, Hazreti Zülkifl, Hazreti Zekeriyya, Hazret Yahya, Hazreti İsa ve annesi Hazreti Meryem, Hazreti Zülkarneyn, Hazreti Lokman ve Hazreti Üzeyr’e (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm)..

Ve Efendilerimiz Hazreti Cebraîl, Hazreti Mîkaîl, Hazreti İsrafîl ve Hazreti Azraîl’e.

Hamele-i Arş’a..

Mukarreb Meleklere..

Kerûbiyyûn’a ve Kirâm-ı Katibîn’e..

Allah Resûlü’nün halifeleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazret Ali efendilerimize..

Peygamberimiz’in iki amcası Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas’a

ve Allah Resûlü’nün ahfâdına..

özellikle de Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Muhammed el-Hanefî ve Zeynü’l-Âbidîn hazerâtına..

Annelerimiz Hazreti Hatice-i Kübrâ ve Hazreti Âişe-i Sıddîka’ya

ve Efendiler Efendisi’nin diğer pak zevcelerine

ve Efendiler Efendisi’nin evladları KasımZeynep, Rukayye, Ümmü Gülsüm, Fatımetü’z-Zehra, Abdullah ve İbrahim’e.

Ve Muhacir ve Ensardan bütün Ashâb-ı Güzîne,

Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn efendilerimize..

Müçtehidîn-i Kirâma

Müfessirîn-i İzâma..

Muhaddisîn-i Fihâma..

Evliya, Asfiya, Ebrar ve Mukarrebîne..

Aktâba ve hususen Hazreti Ali ve Hazreti Hamza efendilerimize..

Şeyh Abdülkâdir-i Geylanî, Şeyh Ebu’l-Hasen el-Harakânî, Şeyh Harranî, Şeyh Menbicî; İmam Rabbanî, Ebu’l-Hasen eş-Şazilî, Ahmed el-Bedevî, Ahmed er-Rufaî, Muhammed Bahâüddin en-Nakşebendî

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursîye,

Büyüğümüze

ve Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün salih kullara

ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle

ve dualarımızı onların hürmetine kabul buyur.

***

Lebbeyk ya Rab, fermanına uyduk, divanına geldik. Her zaman gelmeye de âmâdeyiz.

Sen, Raûf ve Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana ait her bir hak hürmetine ve Senden isteyen kulların hürmetine bizi şu günün sabahında ve akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyoruz.

Cumamızı mübarek eyle..

Rabbim! Bu ve bundan sonraki günlerin hayrını, fethini, yardımını, nurunu, bereket ve hidayetini istiyor, bugünün ve daha sonraki günlerin şerrinden de Sana sığınırız.

***

Allahım,

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Allahım,

Şu icabet saatlerinde başta büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme..

Şu anda zindanlarda zalim tiranların elinde işkence gören,sıkıntı çeken mazlum, mağdur, mahpus kadın-erkek bütün kardeşlerimizden ve yeryüzünün değişik yerlerine hicret edip hizmetlerine devam etmeye çalışan, yaşam mücadelesi veren, gittikleri yerlerde sıkıntılar yaşayan kardeşlerimizden tasa ve elem sebebi olan kötülüklerin hepsini bertaraf et!

***  

Allahım! Senin inayetinle sabahladık; Senin inayetinle akşamladık; Senin inayetinle yaşar, Senin izninle ölürüz.

Dönüş de Sanadır. Hamd, canımızı aldıktan sonra bizi tekrar dirilten Allah’a mahsustur. Dönüş de O’nadır.

Allahım! İçinde bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi!

***

“Şüphesiz Allah Ğafûr ve Rahîm’dir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).” (Bakara Suresi 218,…)

“O halde, sen sabret! Çünkü Allah’ın vaadi gerçektir. Hem günahından istiğfar et, sabah akşam Rabbine hamd ederek zikir ve ibadete devam et.” (Mümin Suresi 55)

Halbuki sen onların aralarında bulunduğun müddetçe Allah onları azaba uğratmaz; eğer onlar istiğfar ederlerse Allah bu takdirde de onlara azab etmez.” (Enfal Suresi 33)

Ey dilediği günahları bağışlayan Ğafûr..

Ey mağfiretiyle dilediği günahları yarlığayan Ğafûr!

O’dur kullarının hata ve günahlarını çokça bağışlayan Gafûr ve yine O’dur affetmek ve razı olmak şanına en çok yaraşan Gaffâr u Rahîm.

Allahım! Bizi sevip hoşnut olduğun söz ve amellere muvaffak kıl. Bu hususta tevfîkât-ı Sübhaniyeni bize yar et. Ey Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan, Hayy ve Kayyum Allahım! Huzurunda bir kez daha tevbe ve istiğfarda bulunuyoruz. Ne olur, tevbelerimizi kabul buyur ve bizi yarlığa.

Bağışlanma dileyenlerin istiğfarları adedince “Estağfirullah. (3 defa)”

İstiğfarda bulunup Senden bağışlanma dilenmek hataların defterden silinmesine bir yolsa eğer, yürekten istiğfarda bulunuyor ve bu nâçar kulunu da yarlığayacağını ümit ediyorum.

Şu bereketli günler de, günahlarından dolayı beti benzi atmış olarak Dergâh-ı İzzet’inin eşiğine baş koymuş, tevbe ve istiğfarlarla Sana yeniden teveccüh etmiş kapıkullarını rahmetinle sarıp sarmaladığın gibi, beni de rahmetinle sarıp sarmala.

“Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan, gökleri, yeri ve arasındakileri yaratan Yüce Allahıma, irtikâp ettiğim bütün cürümlerden, yaptğım haksızlıklardan ve nefsime karşı işlediğim cinayetlerden dolayı tevbe ve istiğfar eder, beni bağışlamasını ve tevbemi kabul buyurmasını dilerim.

Allahım! Beni nehyettiğin, uyardığın ve deliller serdederek ikaz buyurduğun hâlde, nefsânî arzularımı Sana kulluğun önünde tutup, kendi isteklerimi Senin emirlerinin önüne geçirerek irtikâp etmiş olduğum bütün günahlardan dolayı istiğfarda bulunuyor ve tevbe ediyorum. Dualarımı kabul buyur ve beni bağışla.

Allahım! Senin her yerde hâzır ve her hâlimi nâzır olduğun hakikatini bilerek işlediğim, sonra Sana tevbe etmeye niyetlendiğim fakat tevbe ve istiğfarda bulunmayı unuttuğum daha doğrusu şeytanın bana unutturduğu ne kadar günahım varsa hepsinden dolayı beni yarlığamanı diliyorum; duamı kabul buyur ve beni affet.

Tevbe ve istiğfarımı sadece Allah’a yaparım. Her türlü zarar ve kötülüğe karşı da bir tek Allah’a sığınırım.

Bütün günahlardan, topyekûn hatalardan, Allah’a isyan manasına gelen her fiilden, Rabbimizin sevmeyeceği ve razı olmayacağı hal, tavır ve işlerin tamamından, bir de üstümüze vazife olmayan, bize dünya ahiret fayda vermeyen ve katiyen yakışmayan şeylerin hepsinden binlerce kere, milyon defa istiğfar ediyorum.”

Gerçek Ma’bûd yalnız ve yalnız Sensin. Kendimden, nefsimden Sana sığınıyorum. Senden bendeki benlik sıfatlarını izâle eylemeni diliyorum.Senden uzaklaştıran, nefsime yaklaştıran, açık ya da kapalı bana benliğimi hissettiren bütün bakiyelerden dolayı istiğfar ediyor ve beni onlardan kurtarmanı diliyorum.

Allah ü Azîmüşşân’ın mekruh sayıp hoşnut olmadığı ne varsa hepsinden, Kitab-ı Kerîminde saydığı şeyler adedince Hayy u Kayyûm olan Allah’a istiğfar ediyor ve beni bağışlayıp affetmesini diliyorum.

Dünyada ve ukbada beni sırat-ı müstakimden uzaklaştırıp azab-ı elîme yaklaştıran söz ve amellerin hepsinden, Azîz ü Hakîm Allah’ın ilmindekiler adedince, tevbeleri kabul buyuran rahmeti sonsuz Tevvâb ü Rahîm Allah’a istiğfar ediyor ve beni affetmesini diliyorum. Sonsuz ihsan ve in’am sahibi Allah’tan beni yarlığamasını diliyorum.

Allah’ın salât ve selâmı Senin üzerine olsun ey müstesna konumuna göre Allah’a en çok ve en güzel şekilde istiğfar eden müstağfir!

Allah’ın salât ve selâmı Senin üzerine olsun ey istiğfar edenlerin efendisi!

Allahım! İstiğfar edenlerin seyyidi olan Efendimiz Hazreti Muhammed’e salât eyle!

Allahım! Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve melâike-i kiramdan arşı taşıyanlara, mahlûkat için istiğfarda bulunanlara ve Senin, kelâmın Ümmü’l-Kitap kuvvetiyle te’yid buyurduğun meleklerine salât ve selâm eyle.

***

Allahım, 

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun. 

Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.

Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!

Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!

Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..

Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..

İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..

Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..

seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.

Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.

Amin