CUMA DEMEK… VEFA DEMEK-56

 ( “HÜVE’L-BÂKΔ KASÎDESİ”)

GİRİŞ

Evrâd u ezkâr, i’lâ-yı kelimetullah yolunda mücahede eden bir müminin en önemli zâd ü zahîresi; Allah Teâlâ ile münasebetinin de emaresidir.

Mutad evradımıza ek olarak

Yakaran Gönüller de  geçen:

  1. Üstadımız Bedîüzzaman Saîd Nursî (k.s.) Hazretleri’nin “Hüve’l-Bâkî” Kasîdesi
  2. Üstadımız Bedîüzzaman Saîd Nursî (k.s.) Hazretleri’ne Ait Tazarrû ve Niyaz
  3. Üstadımız Bedîüzzaman Saîd Nursî (k.s.) Hazretleri’nin Kalbî Bir Tazarru ve Münacaatı’nı

Cuma duamıza serlevha yapıyoruz.

“Komşuları her zaman derler ki; ‘biz, sizin Üstadımızın sekiz sene yaz ve kış geceleri, aynı vakitlerde sabaha kadar hazin ve muhrik sadasıyla münacat seslerini dinler ve böyle fasılasız devamlı mücahedesine, hayretler içinde kalırdık. (Tarihçe-i Hayat 327)

 

ŞAMİL CUMA GÜNÜ DUASI ÖRNEĞİ-56

Bismillahirrahmanirrahim

La ilahe illa ente

Ya Hannanu

Ya Mennanu

Ya bediussemavati vel ard

Yazel Celali vel ikram

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

İyyake Na’budu ve İyyake Nestain

Velhamdülillahi Rabbilalemin.

***

Allahım!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e (s.a.v) ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne..

mukarreb meleklere..

gök ve yer ehlinden -onlarla beraber rızana nâil olmak için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine..

özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Şuayb, Kelîmullah Hazreti Mûsa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman Hazreti Yunus, Hazreti İlyas, Hazreti Elyesa, Hazreti Zülkifl, Hazreti Zekeriyya, Hazret Yahya, Hazreti İsa ve annesi Hazreti Meryem, Hazreti Zülkarneyn, Hazreti Lokman ve Hazreti Üzeyr’e (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm)..

Ve Efendilerimiz Hazreti Cebraîl, Hazreti Mîkaîl, Hazreti İsrafîl ve Hazreti Azraîl’e.

Hamele-i Arş’a..

Mukarreb Meleklere..

Kerûbiyyûn’a ve Kirâm-ı Katibîn’e..

Allah Resûlü’nün halifeleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazret Ali efendilerimize..

Peygamberimiz’in iki amcası Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas’a

ve Allah Resûlü’nün ahfâdına..

özellikle de Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Muhammed el-Hanefî ve Zeynü’l-Âbidîn hazerâtına..

Annelerimiz Hazreti Hatice-i Kübrâ ve Hazreti Âişe-i Sıddîka’ya

ve Efendiler Efendisi’nin diğer pak zevcelerine

ve kızları Zeynep, Rukayye, Ümmü Külsüm ve Fatımetü’z-Zehraya..

Ve Muhacir ve Ensardan bütün Ashâb-ı Güzîne,

Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn efendilerimize..

Müçtehidîn-i Kirâma

Müfessirîn-i İzâma..

Muhaddisîn-i Fihâma..

Evliya, Asfiya, Ebrar ve Mukarrebîne..

Aktâba ve hususen Hazreti Ali ve Hazreti Hamza efendilerimize..

Şeyh Abdülkâdir-i Geylanî, Şeyh Ebu’l-Hasen el-Harakânî, Şeyh Harranî, Şeyh Menbicî; İmam Rabbanî, Ebu’l-Hasen eş-Şazilî, Ahmed el-Bedevî, Ahmed er-Rufaî, Muhammed Bahâüddin en-Nakşebendî

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursîye,

Büyüğümüze

ve Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün salih kullara

ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle

ve dualarımızı onların hürmetine kabul buyur.

***

Bismillâhirrahmânirrahirrahîm

Elhamdülillah Rabbil âlemîn vessalâtü vesselâmü âlâ seyyinâ Muhammed in ve alâ seyyidinâ Muhammed

Ve âlihî ve sahbihî ecmeinet_tayyibinet_tahirîn

Allahümme yâ Hâfizu yâ Hafîz

Ihfeznâ vahfiz ihvânenâ

Fî külli nevahılhayah.

Ve min beyninâ ve min halfinâ

Ve an eymâninâ ve an şemâilina

Ve min fevginâ ve neûzü biazametike en nuģtâle min tahtinâ

“Allahumme ya Hâfiz ya Hafîz ihfeznâ mim beyni eydine vemin halfinâ ve en eyméniné ve en şemâiline ve min fevkine ve min tahtine ya Rahîmu ya Rahman ya Hannanu ya Mennân yazel celâli vel ikram. Ve sallallahu ale seyyidine Muhammedin va alihi ecmain.”

“vela yeûduhû hıfzuhumâ ve hüvel aliyyül azîm”

Bismillahillezî lâ yedurru measmihî şey’ün fil ardi velâ fissemâi. Vehüves semîul alîm. ( 7 defa)

Hasbiyallahu lâ ilahe illâ hu, aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül-arşil-azîm” ( 7 defa)

Yâ hâfiyel eltâf,neccinâ mimmâ nehâf, bel mimmâ lâ nehâf.

“Subhanallahi vebi hamdihi subhanallahil aziym”

Euzu bi kelimatillahit -tammati min şerri ma halaka ve zerae ve berae ( 11 defa)

Allahümme ya Hâfiz, ya Hafîz, ihfâznâ min külli şerrin ve darrin. ( 11 defa)

Ve sallallahu ala seyyidinâ Muhammed in ve âlihi ve sahbihi ecmeîn

Allahü ekber. ( 10 defa)

( sonra 19 defa her seferinde Bismillâhirrahmânirrahirrahîm ile)

Ferdün Hayyün Kayyûmün Hakemün Adlün Kuddûs.

Seyec’alullahü ba’de usrin yüsrâ.

Feeğşeynâhüm fehüm lâ yubsirûn

***

Lebbeyk ya Rab, fermanına uyduk, divanına geldik. Her zaman gelmeye de âmâdeyiz.

Sen, Raûf ve Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana ait her bir hak hürmetine ve Senden isteyen kulların hürmetine bizi şu günün sabahında ve akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyoruz.

Cumamızı mübarek eyle..

Rabbim! Bu ve bundan sonraki günlerin hayrını, fethini, yardımını, nurunu, bereket ve hidayetini istiyor, bugünün ve daha sonraki günlerin şerrinden de Sana sığınırız.

***

Allahım,

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Allahım,

Şu icabet saatlerinde başta büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme..

Şu anda zindanlarda zalim tiranların elinde işkence gören,sıkıntı çeken mazlum, mağdur, mahpus kadın-erkek bütün kardeşlerimizden ve yeryüzünün değişik yerlerine hicret edip hizmetlerine devam etmeye çalışan, yaşam mücadelesi veren, gittikleri yerlerde sıkıntılar yaşayan kardeşlerimizden tasa ve elem sebebi olan kötülüklerin hepsini bertaraf et!

***  

Allahım! Senin inayetinle sabahladık; Senin inayetinle akşamladık; Senin inayetinle yaşar, Senin izninle ölürüz.

Dönüş de Sanadır. Hamd, canımızı aldıktan sonra bizi tekrar dirilten Allah’a mahsustur. Dönüş de O’nadır.

Allahım! İçinde bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi!

***

(1)

O (celle celâluhû), hükümlerinde Hakîm’dir; biz de O’nun hükmü altındayız. Hakem O, Adl de O’dur; arz u sema O’nundur.

 Mülkündeki gizli ve açık her şeyi bilen Alîm O, Arşın ve yerin sahibi Kâdir u Kayyum da O’dur.

Sanatındaki nakış ve hususiyetlerle Latîf O, her türlü güzellik ve kıymetin asıl sahibi Fâtır u Vedûd da O’dur.

Varlık aynasında ve yarattıklarının simalarında celâliyle görünen Celîl O, izzet ve kibriyânın yegâne sahibi Melik ve Kuddüs de yine O’dur.

O’dur varlık âlemine eşsiz güzellikler katan Bedî’, O’dur mülk ve bekânın sahibi Dâim ve Bâkî.

İhsanlarında cömert Kerîm O’dur; biz ise O’nun misafirleriyiz. Bütün hamd ü senâların kendisine mahsus olduğu Rezzâk ve her ihtiyacımıza yeten Kâfî de yine O’dur.

Birbirinden güzel armağanlarla bizleri sevindiren Cemîl O’dur; biz de O’nun ilim dokumasının atkılarıyız. Bütün ihsanların sahibi Hâlık ve her şeyimize yeten Vâfî de yine O’dur.

O’dur mahlûkatının inilti ve dualarını işiten Semi’; O’dur, bütün şükür ve senâların Yüce Zâtına ait olduğu Râhim ü Şâfî.

O’dur kullarının hata ve günahlarını çokça bağışlayan Gafûr ve yine O’dur affetmek ve razı olmak şanına en çok yaraşan Gaffâr u Rahîm.

(2)
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

İlahî! İki dünya hayatı elimden kaçıp gitse ya da bütün kâinat bana düşman kesilse, benim yine gam çekmemem gerekir; çünkü Sen benim Rabbim, Hâlıkım ve İlahımsın.

Yine benim, nihayetsiz isyanım ve iftihar vesilesi sayılan vasıflara gayet derecede uzaklığımla beraber, Senin mahlûkun ve masnuun olmam hasebiyle, Sana bir alâka ve intisabım var. İşte, ben de Senin mahlûkun lisanıyla Sana tazarru ve niyazda bulunuyorum ey Hâlıkım, ey Rabbim, ey Râzıkım ve ey Musavvirim!

Ya İlahî! İstediklerimi esmâ-i hüsnân, ism-i a’zamın, Furkan-ı Hakîmin, Habib-i Ekremin, Kelâm-ı Kadîmin, arş-ı a’zamın ve binler ve binler “Kul Hüvallahu Ehad” hürmetine istiyorum.

Beni merhametinle kuşat ya Allah, ya Rahman, ya Hannân, ya Mennân, ya Deyyân! Beni bağışla ya Gaffâr, ya Settâr, ya Tevvâb, ya Vehhâb! Beni affet ya Vedûd, ya Raûf, ya Afüvv, ya Gafûr! Bana lütufta bulun ya Latîf, ya Habîr, ya Semi’, ya Basîr!

Günahlarımı sil ya Halîm, ya Alîm, ya Kerîm, ya Rahîm!

“Bizi yolun doğrusuna ilet”, ya Rab, ya Samed, ya Hâdî!

Fazlınla bana sürpriz ihsanlarda bulun ya Bedî’, ya Bâkî, ya Adl, ya Hû!

Kalbimi ve kabrimi iman ve Kur’ân nuruyla nurlandır ya Nur, ya Hak, ya Hayy, ya Kayyûm, ya Mâlike’l-Mülk, ya ze’l-Celâli ve’l-İkrâm, ya Evvel, ya Âhir, ya Zâhir, ya Bâtın, ya Kaviyy, ya Kâdir, ya Mevlâ, ya Gâfir!

Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım!

Kur’ân’daki ism-i a’zamın hatırına ve kitab-ı âlemdeki sırr-ı a’zamın Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm) hürmetine, bu esmâ-i hüsnâdan bedenimdeki kalbim ile kabrimdeki ruhuma ism-i a’zam nurları boşaltan bir pencere açmanı ve böylece bu sayfanın, kabrimin çatısı ve bu isimlerin ruhuma hakikat güneşinin hüzmelerini akıtan pencereler olmasını niyaz ediyorum.

Allahım! Kıyamete kadar bu güzellerden güzel isimleri tekrar edip duracak ebedî bir lisanımın olmasını ne kadar arzu ederim. Ne olur, ardımda bâkî kalan şu satırları, benim fânî ve zâil lisanımın yerine bir nâib olarak kabul eyle.

Allahım! Efendiler Efendisi Hazreti Muhammed Mustafa’ya salât ü selâm eyle ve o salât ü selâmla bizi bütün korku ve âfetlerden koru.. bütün ihtiyaçlarımızı gider.. bizi bütün günahlardan temizle ve topyekün kusur ve hatalarımızı bağışla.

Ey bütün yakarışlarımı işiten ve dualarıma icabet eden Allahım!

Yaşadığım müddetçe ve vefatımdan sonra bu dileklerime kat katıyla icabet eyle!

Binler ve binler salât ve selâm, bir o kadarla çarpımından çıkan netice ve bunun da kat katı, Efendimiz Hazreti Muhammed’e, O’nun ehl-i beytine, ashâbına, yardımına koşanlara ve O’na itaat ve ittiba edenlere olsun.

Bu salât ü selâmların her birini, isyan kokan nefeslerim sayısınca çoğalt (çoğalt ki onlara keffaret olsun!) Bu salâvatın her birisi hürmetine beni affeyle, bana merhamet et. Bunu Senin sonsuz merhametinden niyaz ediyorum, ey merhametlilerin en merhametlisi Rabbim!

(3)
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti. Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalâlet verici vesveseler kalmıştır.

Ve bu ağır yük ve hastalıklı kalb ve hacâletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum. Bilmüşâhede göre göre gayet süratle, sağa ve sola inhiraf etmeyerek, ihtiyarsız bir tarzda, vefat eden ahbap ve akran ve akâribim gibi kabir kapısına yanaşıyorum. O kabir, bu dâr-ı fânî den firâk-ı ebedî ile ebedü’l-âbâd yolunda kurulmuş, açılmış evvelki menzil ve birinci kapıdır.

Ve bu bağlandığım ve meftun olduğum şu dâr-ı dünya da, kat’î bir yakîn ile anladım ki; hâliktir gider ve fânîdir ölür.

Ve bilmüşâhede, içindeki mevcûdât dahi, birbiri arkasından kâfile kâfile göçüp gider, kaybolur. Hususan benim gibi nefs -i emmâre yi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır. Bir lezzet verse, bin elem takar çektirir. Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur.

Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık- ı Kerîmim! “Her gelecek yakındır” sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki: Yakın bir zamanda ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarımla veda eyledim. Kabrime teveccüh edip giderken, Senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı hâliyle, rûhumun lisan-ı kâliyle bağırarak derim: El-amân, el-amân! Ya Hannan! Ya Mennan! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!

İşte, kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum.

Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryat edip nida ediyorum: el-amân, el-amân! Ya Hannân! Ya Mennân! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!

İşte kabrime girdim, kefenime sarıldım. Teşyîciler beni bırakıp gittiler. Senin afv u rahmetini intizar ediyorum. Ve bilmüşâhede gördüm ki, Senden başka melce’ ve mence’ yok.

Günahların çirkin yüzünden ve mâsiyetin vahşi şeklinden ve o mekânın darlığından bütün kuvvetimle nida edip diyorum: El-amân, el-amân! Ya Rahmân! Ya Hannân! Ya Mennân! Ya Deyyan! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar, yerimi genişlettir.

İlâhî! Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li’l-âlemîn olan Habibin Senin rahmetine yetişmek için vesîlemdir. Senden şekvâ değil, belki nefsimi ve hâlimi Sana şekvâ ediyorum.

Ey Hâlık-ı Kerîmim ve ey Rabb-i Rahîmim! Senin Said(…) ismindeki mahlûkun ve masnûun ve abdin hem âsî, hem aciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelîl, hem müsî’, hem müsin, hem şakî, hem Seyyidinden kaçmış bir köle olduğu hâlde, kırk sene sonra nedâmet edip Senin dergâhına avdet etmek istiyor.

Senin rahmetine ilticâ ediyor. Hadsiz günah ve hatîatlarını itiraf ediyor. Evhâm ve türlü türlü illetlerle müptelâ olmuş. Sana tazarrû ve niyaz eder. Eğer kemâl-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen; zâten o Senin şanındır. Çünkü Erhamürrâhimînsin. Eğer kabul etmezsen, Senin kapından başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki, dergâhına gidilsin. Senden başka hak Mâbûd yoktur ki, ona iltica edilsin!

Senden başka bir ilah yok; yegâne İlah Sensin. Senin hiçbir ortağın yoktur. Ben de şehadet ederim ki Allah’tan başka bir ilah yoktur ve Hazreti Muhammed (aleyhisssalâtü vesselâm) O’nun resûlüdür

Allahım, 

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun. 

Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.

Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!

Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!

Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..

Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..

İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..

Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..

seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.

Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.

Amin