CUMA DEMEK… VEFA DEMEK-82

 ( “İMAM ZEYNÜLÂBİDÎN’İN (R.A.) AREFE GÜNÜ DUASI’NDAN”)

GİRİŞ

Evrâd u ezkâr, i’lâ-yı kelimetullah yolunda mücahede eden bir müminin en önemli zâd ü zahîresi; Allah Teâlâ ile münasebetinin de emaresidir.

Mutad evradımıza ek olarak bu hafta

KUR’AN DAN İDRÂKE YANSIYANLAR  

“Dünyaya, dünyanın kıymeti kadar, ahirete de ahiretin değeri kadar talip olun. Bu da bir esas olabilir. Öyleyse Kur’ân bu âyetiyle insanın eline bir ölçü veriyor ve onu bu ölçüyü değerlendirmeye çağırıyor. Evet âyet böyle anlaşılmalıdır; zira dünya itminana ermiş ruhlar için bir Arafat’tır. Dünyada geçen zaman da, bayrama nispeten arefe günü gibidir. Gerçek bayrama gelince, o daha ötede, ötelerin de ötesindedir.

Bu itibarla denge çok iyi kurulmalı ve Arafat dolu dolu yaşanmalıdır Hac esnasında Arafat’ı kaçıran insanlar, onu bir yıl sonra tekrar yakalayabilir. Fakat dünya-ahiret teşbihi içinde verdiğimiz Arafat bir kere idrak edilir ve fevt edilince de bütün bütün kaçırılmış olur.”

… 

 

ifadelerinden mülhem Ramazan Şerif’i uğurlarken İmam Zeynülâbidîn’in (r.a.) Arefe Günü Duası’ndan bazı bölümleri Cuma duamıza ser levha yapıyoruz.

ŞAMİL CUMA GÜNÜ DUASI ÖRNEĞİ-82

*****

Bismillahirrahmanirrahim

La ilahe illa ente

Ya Hannanu

Ya Mennanu

Ya bediussemavati vel ard

Yazel Celali vel ikram

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

İyyake Na’budu ve İyyake Nestain

Velhamdülillahi Rabbilalemin.

***

Allahım!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e (s.a.v) ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne..

mukarreb meleklere..

gök ve yer ehlinden -onlarla beraber rızana nâil olmak için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine..

özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Şuayb, Kelîmullah Hazreti Mûsa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman Hazreti Yunus, Hazreti İlyas, Hazreti Elyesa, Hazreti Zülkifl, Hazreti Zekeriyya, Hazret Yahya, Hazreti İsa ve annesi Hazreti Meryem, Hazreti Zülkarneyn, Hazreti Lokman ve Hazreti Üzeyr’e (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm)..

Ve Efendilerimiz Hazreti Cebraîl, Hazreti Mîkaîl, Hazreti İsrafîl ve Hazreti Azraîl’e.

Hamele-i Arş’a..

Mukarreb Meleklere..

Kerûbiyyûn’a ve Kirâm-ı Katibîn’e..

Allah Resûlü’nün halifeleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazret Ali efendilerimize..

Peygamberimiz’in iki amcası Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas’a

ve Allah Resûlü’nün ahfâdına..

özellikle de Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Muhammed el-Hanefî ve Zeynü’l-Âbidîn hazerâtına..

Annelerimiz Hazreti Hatice-i Kübrâ ve Hazreti Âişe-i Sıddîka’ya

ve Efendiler Efendisi’nin diğer pak zevcelerine

ve Efendiler Efendisi’nin evladları KasımZeynep, Rukayye, Ümmü Gülsüm, Fatımetü’z-Zehra, Abdullah ve İbrahim’e.

Ve Muhacir ve Ensardan bütün Ashâb-ı Güzîne,

Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn efendilerimize..

Müçtehidîn-i Kirâma

Müfessirîn-i İzâma..

Muhaddisîn-i Fihâma..

Evliya, Asfiya, Ebrar ve Mukarrebîne..

Aktâba ve hususen Hazreti Ali ve Hazreti Hamza efendilerimize..

Şeyh Abdülkâdir-i Geylanî, Şeyh Ebu’l-Hasen el-Harakânî, Şeyh Harranî, Şeyh Menbicî; İmam Rabbanî, Ebu’l-Hasen eş-Şazilî, Ahmed el-Bedevî, Ahmed er-Rufaî, Muhammed Bahâüddin en-Nakşebendî

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursîye,

Büyüğümüze

ve Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün salih kullara

ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle

ve dualarımızı onların hürmetine kabul buyur.

***

Lebbeyk ya Rab, fermanına uyduk, divanına geldik. Her zaman gelmeye de âmâdeyiz.

Sen, Raûf ve Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana ait her bir hak hürmetine ve Senden isteyen kulların hürmetine bizi şu günün sabahında ve akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyoruz.

Cumamızı mübarek eyle..

Rabbim! Bu ve bundan sonraki günlerin hayrını, fethini, yardımını, nurunu, bereket ve hidayetini istiyor, bugünün ve daha sonraki günlerin şerrinden de Sana sığınırız.

***

Allahım,

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Allahım,

Şu icabet saatlerinde başta büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme..

Şu anda zindanlarda zalim tiranların elinde işkence gören,sıkıntı çeken mazlum, mağdur, mahpus kadın-erkek bütün kardeşlerimizden ve yeryüzünün değişik yerlerine hicret edip hizmetlerine devam etmeye çalışan, yaşam mücadelesi veren, gittikleri yerlerde sıkıntılar yaşayan kardeşlerimizden tasa ve elem sebebi olan kötülüklerin hepsini bertaraf et!

***  

Allahım! Senin inayetinle sabahladık; Senin inayetinle akşamladık; Senin inayetinle yaşar, Senin izninle ölürüz.

Dönüş de Sanadır. Hamd, canımızı aldıktan sonra bizi tekrar dirilten Allah’a mahsustur. Dönüş de O’nadır.

Allahım! İçinde bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi!

***

(İmam Zeynülâbidîn’in (r.a.) Arefe Günü Duası’ndan)

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Hamd, Âlemlerin Rabbi Allah’adır. Yerleri ve gökleri yoktan yaratıp sonsuz celâlle ikram ve cemâli cem’ eden, her varlığın Rabbi, İlahı, Hâlikı, Vârisi, benzeri olmaktan münezzeh, hiçbir şey ilmi dairesi dışına çıkamayan, her şeyi ihata eden ve her şeyi gören Allahım!

Hamd yalnız Sana mahsustur.

Allahım! Ma’bûd-u bilhak ve Maksûd-u bilistihkak Sensin.

Senden başka ilah yoktur.İkincisi olmayan tek ilah Sensin.

Senden başka ilah yoktur; kerem sahibi Kerîm, azamet sahibi Azîm, ululuk sahibi Kebîr Sensin.

Senden başka ilah yoktur; kadri yüce, şanı yüksek, cezalandırması pek çetin Aliyy ü Müteâl Sensin.

Senden başka ilah yoktur;Rahman Sen, Rahîm Sen, Alîm Sen, Hakîm de Sensin.

Senden başka ilah yoktur; Semî’,Basîr, Kadîm, Habîr yalnız Sensin.

Senden başka ilah yoktur; iyilik ve ihsanları bol ve devamlı Kerîm sadece Sensin.

Senden başka ilah yoktur; varlığının başlangıcı olmayan Evvel ve sonu olmayan Âhir yalnız Sensin.

Senden başka ilah yoktur; yüceliğinle beraber yarattıklarına yakınlardan yakın, yakınlığınla beraber de yücelerden yüce Sensin.

Senden başka ilah yoktur; mutlak fazl, şeref ve kibriya sahibi güzellerden güzel Sensin ve hamd Sana layıktır.

***

Sübhansın; çok lütufkârsın; re’fet ve şefkatinin hududu yoktur. Muhkemlerden muhkem her işinde mutlaka iç içe hikmetler nümayandır. Mülkünde dilediği gibi ferman buyuran, cömertliğine hudut olmayan, takdir edilemeyecek kadar yüce, güzeller güzeli, fazl u şerefi nihayetsiz, kibriya ve hamd Zâtına mahsus olan Allahım!

Sübhansın; varlığı iyilik ve ihsanlarınla donattın. Kullarına her güzelliğin yolunu gösterdin ve o güzelliklere ulaştırdın. Her kim din ve dünya selâmeti için Senin yoluna sarılırsa mutlaka aradığını bulur.

Sübhansın Allahım Sübhansın; hissedilmek, dokunulmak, komplo kurulmak, haksızlığa uğramak, ihata edilmek, mağlûbiyet yaşamak, karşı çıkılmak, zulmedilmek, cidal yapılmak, engellenmek, hud’a ve mekre maruz kalmak gibi mahlûkata mahsus eksikliklerden münezzeh, müberrâ,muallâ ve müzekkâsın.

Sübhansın; yolun düz ve pürüzsüz bir cadde, her icraatın da doğru ve tam yerindedir. Sen de Hayy ve Samed’sin.

Sübhansın; meşîetini engelleyecek, kelimelerini değiştirecek bir güç ve kuvvet yoktur.

***

 Ebedler Sultanı Allahım! Ebedlere kadar hamdim sanadır.

İyilik ve ihsanlarına mukabil sonsuz hamd ü senalarla Sana hamd ve şükür ediyorum. Dilerim ki hamd ü senalarım Senin hoşnutluğunun artmasına vesile olsun.

Ne kadar hamd eden varsa hepsinin hamdleri kadar Sana hamd ve bütün şükredenlerin
şükürlerinin ötesinde şükürler ediyorum.

Öyle hamd ki, sadece Sana yakışır ve onunla yalnız Sana yaklaşılır.

Öyle bir hamd ki, önceki nimetleri devam ettirir, sonrakilerin de davetçisi olur.

Öyle hamd ki, zaman ilerledikçe o katlanarak artar ve artmaya hep devam eder.

Öyle hamd ki, sayısını tutmaktan Hafaza melekleri aciz kalır ve Kâtibîn meleklerinin yazdığından daha fazla olur.

Öyle hamd ki, ulu nezdinde sevabı tam ve karşılığı bütün güzel mükâfatlar olur.

Öyle hamd ki, içimin sesi-soluğu olur ve kaynağını niyetimin duruluğunda bulur.

Bir hamd ki Allahım, öylesini daha evvel kullarından birisi yapmamıştır ve faziletini Senden başkası takdire güç yetiremez.

Öyle bir hamd ki, yaratmış ve yaratacak olduğun bütün hamdleri içine alır.

Öyle bir hamd ki, arttıkça Senin keremini de artırır ve Sen de lütf u kereminle onu artırdıkça artırırsın.

Ve öyle bir hamd ki Allahım, Zât-ı Ecell ü A’lâ’nın keremine vesile ve izz ü celâline layık olur.

***

Ya Rab! Varlığın özü, seçkinlerden seçkin, kerem ve fazilet âbidesi, kurb ufkunun biricik kahramanı Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve aile fertlerine en güzel salât ü selâmlarla salât ve selâm eyle. O’nu tastamam bereketin ve bol rahmetinle sevindir.

Rabbim, Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve ehl-i beytine en duru, en bereketli salavât-ı şerifelerle salât ü selâm eyle.

Öyle salât ü selâmlar ki, daha durusu, daha bereketlisi ve daha üstünü olmasın. O salavât ile O’ndan razı ve hoşnut ol. Rabbim!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve âline öyle salât et ki, onunla Efendimiz hoşnut olsun ve hoşnutluğu arttıkça artsın.

Yine öyle salât et ki, o salât ile Sen razı ol ve rızan hep ziyade bulsun.  O salât ü selâm ile O’ndan razı ol ve o salât ü selâma O’ndan başkası layık olamasın.

Rabbim, Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve âline öyle salât ve selâm eyle ki, o salât ü selâm Senin rıdvanına ulaşsın, Sen Bâkî oldukça o da devam etsin ve mübarek kelimelerin tükenmedikçe o da tükenmesin.

Ya Rab! Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve hane halkına öyle salât ü selâm eyle ki, geçmiş ve gelecek bütün salavâtı kuşatsın, Senin hoşnutluğuna ve kullarının kabulüne vesile olsun. Günler geçtikçe o salât ve selâmlar arttıkça artsın, arttıkça artsın; ta ki, onları Senden başkası sayamasın.

Allahım! Bugün, Senin şerefli kıldığın, kıymet verip büyük gördüğün, rahmetini, affını, hediyelerini, fazl u ihsanlarını kullarının üzerine bol bol yağdırdığın mübarek Arefe günüdür.

Şu ellerini açan aciz de Senin kulundur. Varlık sahasına çıkarırken de, çıkardıktan sonra da, onu nimetlerinle serfiraz eden Sensin. Dahası dinine hidayet buyurdun. Hakkı-hakikati gösterdin ve gereğini yerine getirmeye muvaffak eyledin. Sapasağlam ipinle tutup korudun. Hizbine dâhil eyledin. Dostlarına dost, Sana düşmanlık besleyenlere de düşman olmayı öğrettin.

Ah, o zalim nefis; Sen emrettin Allahım, o tutmadı. Menettin, uzak durmadı. Günahları yasakladın, fakat o emirlerine isyanla mukabele etti. Etti ama kibrinden ve inadından dolayı etmedi. Senin uzak durmasını ferman buyurduğun günahlara hevası onu sürükledi.
Hevasına da Senin ve onun düşmanı yardım etti.

O, isyan deryalarına yelken açarken her ne kadar Senin huzuruna çıkacağını ve karşılığındaki azabı biliyor idiyse de, şimdi affını ummakta ve bağışlayacağına gönülden inanmaktadır.

Ey rahmet ve şefkati sonsuz Rabbim! Üzerimdeki lütufların o kadar çok ki, onlara bakınca günahlardan en uzak durması gereken kişi olduğum katiyen zuhur eder.

İşte huzurundayım; küçük, zelîl, hor ve hakirim. Korku ve haşyetten iki büklüm oldum. İşleyip sırtıma yüklediğim büyük günahları ve bütün cürümleri huzurunda itiraf ediyorum. Ediyor ve müsamahana sığınıyorum.

Rahmetine iltica ediyorum. Yakinen biliyorum ki, Senden başka sığınabileceğim hiç kimse yoktur. Seni hakkımdaki hükmünü uygulamaktan engelleyebilecek hiçbir güç yoktur.

Ne olur, nezdinden bir armağan gönder ve günah işleyen nice kullarının günahlarını örttüğün gibi benim günahlarımı da ört.

İtirafta bulunan kullarına gösterdiğin muameleyi bana da göster ve af deryalarından cömertçe ihsanlarda bulun. Allahım!

Kapının kullarına sunduğun hediyelerden bana da sun ve beni kapından eli boş geri çevirme. Her ne kadar onların ortaya koyduğu salih amelleri ben ortaya koyamamış olsam da, Rab olarak Senden başkasını asla tanımadım.

Ey isyankâr kullarını hemen cezalandırmayan, haddini aşanları derhal derdest etmeyen, tökezleyenlerin sürçmelerini görmezlikten gelen ve günaha bulaşanlara ilahî mühlet ile fazl u ihsanda bulunan, bulunup onlara geri dönüş fırsatları veren Merhameti Sonsuz! Ben de Senin, isyankâr, günahkâr, mücrim, kusurlu ve tökezlemiş bir kulunum. Rızana muhalif olarak içine düştüğüm bütün hatalarımı da huzurunda itiraf ediyorum.

 Rabbim, ne olur, yarattığın varlıklar içerisinde matmah-ı nazarın olan ve Kendin için seçtiğin kulların hürmetine, onlara itaati Zâtına itaat, onlara isyanı Zâtına isyan ve nihayet onlara dostluğu Zâtına dostluk, düşmanlığı da Zât-ı Ecell ü A’lâ’na düşmanlık saydığın mükerrem ibadın hakkı için şu bereketli günde, günahlarından dolayı beti benzi atmış olarak Dergâh-ı İzzet’inin eşiğine baş koymuş, tevbe ve istiğfarlarla Sana yeniden teveccüh etmiş kapıkullarını rahmetinle sarıp sarmaladığın gibi, beni de rahmetinle sarıp sarmala.

İbadet ü tâatla huzurunda duran, kulluğuyla kurbiyet payesine mazhar olan bendelerini görüp gözettiğin gibi, beni de görüp gözet.

Sana karşı verdikleri sözlerinde vefalı olan, nefislerini Senin yolunda yoran, rızan istikametinde bütün cehtlerini ortaya koyan kullarını koruyup başkalarına muhtaç etmediğin gibi, bu kulunu da muhafaza buyur ve başkalarına muhtaç etme.

Kalbimi uyanık tut ve beni kulluğun hakkını verenlerin yoluna erdir. Gevşek davrananların düştükleri hallere düşmekten beni sıyanet buyur.

Senden uzaklaştıracak, hoşnutluğunla arama girecek, katındaki hayırlara ulaşmak için çabalamaktan beni engelleyecek her şeyden beni uzak tut Allahım!

Tehdit ve ikazlarını hafife alanlara reva gördüğün cezaları bana reva görme. İşledikleri günahlar yüzünden uzaklığa maruz kalmış kullarını helak ettiğin gibi beni helak etme.

Fitne karanlıklarından ve lağv ü lehviyat belasından beni kurtar. Önce mühlet verip de sonra
derdest etme.

Dalâlete sebep olacak düşman, helake götürecek heva ve kemâl yollarını tıkayan ayıp ve noksanlarla beni baş başa bırakma.

Gazabına maruz kalıp da daha kendisine rıza nazarıyla bakmadığın kimseler gibi beni gözden düşürme.

Rahmetin hakkında ümitsizliğe mağlup düşmekten muhafaza buyur. Tâkat yetiremeyeceğim yüklerle beni imtihan etme.

Kendisini görülüp gözetilme liyakatinden mahrum etmiş ve hakkında rüsva olma hükmü verilmiş bedbahtlar gibi kapından kovma. Kovma ve tut elimden Allahım! Tut ki, düşüp yuvarlanmaktan, yoldan ayrılıp korkuya kapılmaktan, gurura saplanıp tökezlemekten ve helake yürüyenlerin düştüğü çukurlara düşmekten korunabileyim.

Hususî seralarda müşaheden altında tuttuğun, nimetlerinle lütufta bulunduğun, hoşnutluğunla mesut kıldığın, hayattayken hep salih ve güzel işler yaptırdığın, nezdine alırken de bahtiyar bir saîd olarak aldığın kullarının derecelerine beni de yükselt.

Hasenâtı hiçe indirecek, bereketi alıp götürecek amellerden beni uzak tut. Kalbime günahların çirkinliğini, utanç vericiliğini ve onlardan uzak durmanın hazzını duyur.

Senin şe’n-i rûbûbiyetin gereğini düşünüp onunla meşgul olurken, yerine getirmekle Senin hoşnutluğuna vesile olacak asıl vazifelerimi unutmaktan beni koru.

Yüce nezdindeki güzelliklere ulaşmaktan, Sana yaklaştıracak vesilelerin peşine düşmekten ve kurb yolunda ilerlemekten alıkoyan geçici dünya nimetlerinin sevgisini kalbimden söküp al.

Gece ve gündüz, ıssız koyları kollayarak Sana yalvarıp yakarmanın güzelliğini ruhuma hissettir.

Bir masumiyet lutfet ki Allahım, içimi haşyet hisleriyle doldursun; haramlara tenezzül ve tevessül etmekten ve büyük cürümlerin esiri olmaktan beni korusun.

Allahım! Bana isyan ve günah kirlerinden arınmış olmayı lutfet. 

Muvaffakiyet ve dosdoğru yola hidayetle bana da destek ol. Arızasız niyete, hoşnutluğuna vesile söze ve güzel ameller işlemeye muvaffak kıl.

Beni, Senin bitip tükenmez havl ve kuvvetinden mahrum edip de, hiç hükmündeki kuvvet(sizliğ)imle baş başa bırakma.

Huzurunla müşerref olacağımız haşir gününde rüsva etme. Dostlarının önünde ayıp ve kusurlarımı setret.

Bana zikrini unutturma. İçimi şükür hisleriyle doldur.

Sana rağbetimi bütün rağbetlerden, şükür ve hamdimi de bütün hamd ve şükürlerden ziyade eyle.

Dergâhına sunduğum ameller(in eksikliği) yüzünden beni helak etme Allahım! Sana isyanda inat edenlerin maruz kaldığı muameleye beni maruz bırakma. Ben Sana teslim oldum. Bilirim ki, delil ve hüccet Senin nezdindedir. Yine bilirim ki, fazl u ihsan Senin şanındır ve Sana yakışır.

Bana öyle güzel bir hayat yaşat ki Allahım, dilediğim güzellikleri gerçekleştirebileyim. Senin maruf gördüklerini işleyip, münker gördüklerinden uzak durabileyim. Nehyettiklerinden kaçınabileyim.

Huzurunda hakîr, halk içinde de vakûr eyle. Müstağniye karşı müstağni bir duruş sergilemeye muvaffak kıl.

Bir kavmi fitne ve zararla imtihan etmek istediğin zaman, dergâhına sığınma yollarını göstererek beni o fitnelerden koru.


Nimetlerini evvelde verdiğin gibi âhirde de ver. Önceki ihsanlarını yenileriyle devam ettir. Sunduğun imkânlarla kalbimin katılaşmasına fırsat verme.

Tasa ve hüzün sebebi olacak ağır musibetlerle imtihan etme. İnsanlar içerisinde ar sebebi sayılacak kusurlarla zelîl ve perişan vaziyetlere düşürme.

İçime ümitsizliğe kapılacak kadar korku salma ve bana dayanamayacağım ızdıraplar yaşatma Allahım!

***

Ya Erhamerrahimîn ve ya Ekramelekramîn! Uyardığın azabına karşı içime mehabet, endişe ve sakınma hisleri sal.

Âyât-ı beyyinâtını tilavet ederken rehbet hisleri ile meşbû bulunmaya muvaffak eyle. Gecemi ma’mûr hâle getir ve Sana kullukla geçirebilmem için o bereketli zaman diliminde beni uyanık tut. Tut ki, teheccüdlerimle baş başa kalabileyim. Gecenin o sakin koylarında Rabbimle halvete erebileyim. Arzu ve ihtiyaçlarımı Sana arz edebileyim.

Hoşnut olduğun salih amellere adanmışlığın, yüce nezdindeki güzelliklere erişebilmek için var gücünü ortaya koymanın lezzetini tattır.

Teşebbüslerimi hüsran ile neticelendirme. İçimi azametine karşı haşyet, Sana kavuşmaya karşı da iştiyak hisleriyle doldur. Tevbelerimi tevbe-i nasûh olarak kabul buyur.

Bütün şek ve şüphelerimi izale buyur. Rahmetinin eseri olarak beni hep hak yolda tut. Mevhibe ve ihsanlarından payıma düşenleri bollaştırdıkça bollaştır.

Beni de has kullarını istihdam buyurduğun güzel amellerde kullan.

İşlediğim ma’siyetler yüzünden hasenâtımı boşa çıkarma.

Altından kalkamayacağım fitnelere maruz bırakmak suretiyle beni imtihan etme Allahım!

Kullarından herhangi birisinin önünde yüzsuyu dökmekten ve dinim (in en küçük bir hakikatin) den taviz vermek suretiyle fasıkların ellerindeki bir şeye tamah etmekten muhafaza buyur.

Zalimlere yandaş olmaktan ve Senin dinine yaptıkları taarruzlarda bilerek ya da bilmeyerek onlara destek çıkmaktan Sana sığınırım Allahım! Her türlü zarardan da yine Sana sığınırım.

Lütfen ve keremen üzerimdeki nimetlerini tamamla. Ömrümün geride kalan kısmını hac ve umrede Senin hoşnutluğunu yakalamak için geçirmeye muvaffak kıl ey Âlemlerin Rabbi olan Allahım!

***

Allahım, 

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun. 

Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.

Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!

Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!

Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..

Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..

İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..

Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..

seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.

Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.

Amin