TEVHİDNÂME İLE KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİNE YOLCULUK (75.BÂB) 

GÜNCELLENME TARİHİ: 13 MAYIS 2020 // 20 RAMAZAN 1441 ÇARŞAMBA

 (TEVHİDNÂME-75):

Allah’ım!

Yüce Dergâhının kapısında yapageldiğimiz dualara öyle bir icabet (93)  nasip buyur ki, bizleri başkalarından istekte bulunmak ve beklentilere girmekten müstağnî kılsın!

***

75.BÂBIN DUASI  (YAKARAN GÖNÜLLERDEN…)

Ey Seyyidler Seyyidi! Ey bütün dualara icabet eden!

Ey muzdarip kullarının çığlıklarına icabet eden!

Ey dualara icabet eden ve isteklere mukabelede bulunan Mücîb!

Ey lisan-ı hâl ve kâl ile yapılan yalvarış ve yakarışlara en güzel şekilde icabet eden Mücîb!

Ey çağrı ve yakarışlarına bir cevap bulamayanların cevap vereni, dualarına icabet edeni!

Ey yakarışlarla Kendisine yönelip iç dökenlerin dualarına icabet eden!

Ey desteği olmayanların desteği.. azığı olmayanların azık kaynağı.. dayanağı olmayanların dayanağı.. zayıfların sığınağı.. fakirlerin hazinesi.. duaları işiten ve ızdırar hâlindeki kullarının dualarına icabet eden.

Rabbimiz! Tevbemizi kabul buyur, günahımızı yıka, duamıza icabet et, delilimizi güçlendir; kalbimize hidayet, dilimize de istikamet ver ve sinemizdeki kin ve nefreti söküp al.

Ey Rab! Senin icabet etmediğin bütün arzu ve hayaller boştur.

Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz! Sen her şeye kâdirsin; bizim dualarımıza icabette bulunmak da Sana asla zor gelmez. Ne olur ya Rab, niyazımızı kabul buyur ve bizi haybet, hüsran ve inkisâr-ı hayâle uğratma!

Hakkımızda takdir buyurduğun ve inayetinle başlama imkânı bulduğumuz hayırlı işlerimizi en güzel, en uygun ve en doğru şekilde tamamlamamız için bize yardım et! Sen buna kâdirsin ve recamız odur ki, dualarımıza icabet edersin.

Rabbimiz!

Yüce huzurunda tekrar tekrar yalvarıyor ve Senden dualarımıza icabette bulunmanı istirham ediyoruz. Ne olur, bizleri, üzülmesi de sevinmesi de, neş’esi de inlemesi de Senin için (lillah, lieclillah, livechillah) olan, azamet-i İlahîye karşısında alınları hep secdede, hizmet-i imaniye ve Kur’âniye yolunda her zaman emre âmâde bulunan, haşyetten gözyaşları ceyhun olmuş, kalbleri muhabbet-i İlahîye ile dolmuş ve yürekleri ilahî heybet karşısında hep tir tir titreyen saîdler zümresine ilhak eyle!

Rabbimiz, ömrünü isyan vadilerinde geçirdikten sonra, içten bir pişmanlık hissiyle Sana yönelip rahmet kapının tokmağına dokunan, dokunup Senin rahmet, şefkat ve utûfet teveccühlerini bekleyen ilk insan ben değilim; daha niceleri o kapının eşiğine baş koydu ama hiçbiri geriye boş dönmedi.” “Ey yüceler yücesi Rabbim! Ben huzur-ı kibriyâna zâdsız-zahîresiz yöneldim; Sen bir keremkânisin; dua ve tazarrularıma icâbet buyur; beni ümit ve beklentilerimde inkisara uğratma!”

***

TEVHİDNÂME MÜZAKERESİ

KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİ PENCERESİNDEN 

 [93] DUALARA ÖYLE BİR İCABET NASİP BUYUR Kİ : 

Yani siz, Allah’ı zikr u fikr u ibadetle yâd edince, O da sizi teşrîf ve tekrîmle anacak.. siz dua ve münâcâtlarla hep O’nu mırıldanıncaO da icabetle (93) size lütuflar yağdıracak.. siz onca dünyevî işlerinize rağmen O’nunla münasebetlerinizi devam ettirince, O da dünya ve ukbâ gailelerini bertaraf ederek sizi ihsanla şereflendirecek.. siz yalnız anlarınızı O’nun huzuruyla şereflendirince, O da yalnızlıklara itildiğiniz yerlerde size “enîs ü celîs” olacak..

[ZİKİR_Sızıntı- Kalbin Zümrüt Tepeleri _ eylül, 1992]

Sâlik, muvakkaten dahi olsa bu ârâmgâha uğrar, ilâhî lütuflarla donanımını ikmal eder ve yürür bir başka mazhariyetler ufkuna. İşte böyle gönlü, bir veya birkaç ismin tecellîsiyle mamur hâle gelmiş herhangi bir müstaid, mazhar olduğu isimlerin feyzini ruhunda tam duyup hissettiği esnada, o isme bağlı olarak Cenâb-ı Hak’tan ne isterse ona lütfî bir tarzda mutlaka icabet (93)edilir. Talep ve isteme ondan, icabet (93) ve is’af da Cenâb-ı Hak’tandır.

[TECELLİ_Sızıntı- Kalbin Zümrüt Tepeleri _ Mart, 1997 ]

“Cenâb-ı Hak kuluna: ‘Sen gönlünün huşûunu ve gözünün yaşını Bana armağan et, sonra hâcetin ne ise onu Benden iste ki, Ben de icabet (93) edeyim; zira Ben yakınım ve her duada bulunana icâbet ederim.’ ferman etmektedir.”

[HUŞÛ VE HÜRMET_Sızıntı- Kalbin Zümrüt Tepeleri _ Haziran, 2004 ]

 ***

TEVHİDNÂME -PIRLANTA MÜZAKERESİ

SIZINTI-ÇAĞLAYAN BAŞYAZILARI PENCERESİNDEN  

 [93] DUALARA ÖYLE BİR İCABET NASİP BUYUR Kİ : 

Allah, gizli-açık her hâlimizi bildiğine göre, duada sözden daha ziyade öz önemli olsa gerek.. zaten Cenâb-ı Hak da: Kullarım Beni senden sorarlarsa; bilmeliler ki, Ben onlara çok yakınım; Bana dua edenin duasına icabet ederim. mazmununca O, arzu ve isteklerimizi bilmede, bize bizden daha yakındır. Bu itibarla da, istek ve dileklerimizi huzur mülâhazasına bağlayarak, sessizlikle seslendirmek, hususiyle de o seviyenin insanları için ayn-ı edebdir. İster gayb telâkkisi, ister huzur mülâhazası, bize bizden daha yakın olan Rabbimiz: “Siz Bana dua edin ki, Ben de icabet edip karşılık vereyim.buyurarak, bizi duaya teşvik etmekte ve dua etmemeyi anlamsız bir istiğna ve bir kopukluk saymaktadır.

[DUA _Sızıntı – Başyazı – Nisan 2000]

Evet onun, kulluk şuuruyla coşan duaları, Allah’ın rahmet ve lütuf çağlayanlarıyla karşılaşıp birbirinin içine akıp da dua ve icabet buluşunca, duygularımız Cennet hayatı gibi güzel, vuslat gibi engin çağlamaya başlar. Anlayanlar için bu güzelliklerin tadı o kadar keskin, şivesi o kadar büyüleyicidir ki, onu bir kere duyup yaşayanlar bu nimetlere ve nimet sahibine nasıl şükredeceklerini bilemezler.

[NAMAZ_Sızıntı – Başyazı – Temmuz 1994 ]

… 

Şimdi, yeni bir devre başlıyor. Bu devrede çözülme ve çökme sırası onlarda.. tabiî doğrulup kendine gelme sırası da bizde ve bizim gibi milletlerde. Bu yeni tekevvünün hızlı veya yavaş yavaş cereyan etmesi, “esbâb-ı âdiye”[2] içinde, Allah’ın iradesini temsil edip alkışlayanların gayretlerine bağlı. İnsanlardaki gayret ve teşebbüsler birer dua farz edilecek olursa, Kudreti Sonsuz’un bu mevzudaki halk ve icadına, bu dualara icabet nazarıyla bakılabilir.

Bu itibarladır ki, ne istediğimizi çok iyi bilmeli ve isteyeceğimiz şeyleri sebeplere riayet çerçevesi içinde istemeliyiz.

 

[YENİDEN VAROLMA_Sızıntı – Başyazı – Şubat 1990 ]