Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…

Allahım!   Bütün hamd u senâlar, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsus ve O’nun hakkıdır. Efendimiz Hz. Muhammed’e, durulardan duru ehl-i beytine, kerem ve cömertlikte hep ilk saffı tutmuş ashabının cümlesine salat u selam olsun. Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün Salih kullara ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle ve dualarımızı onların hürmetine kabul buyur.

İçinde bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi!

Ey bütün istek ve dilekler Kendisine ulaşan!

Ey her şekva ve arz-ı hali duyan!

“Ey kalbi kırıkları maiyyetiyle şereflendiren!

Ey ‘Gönlü mahzunların yanındayım!’ buyuran!

Ey ihsan ve atiyyeleri bol olan!

Ey hediyeleri çok geniş olan!

Ey her varlığın rızkını ulaştıran!

Ey bela ve musibetleri kaldıran!

Ey her yana değişik mahlûkatından ordular yollayan!”

Ey hata, kusur ve günahları bağışlayan!

Ey esaret hayatı yaşayanları hürriyetine kavuşturan!

Ey Gariplerin Sahibi… Ey Mazlumların Sahibi… Ey Mağdurların Sahibi… Ey mahkumların Sahibi…” 

Masumiyetine rağmen hürriyeti gasp edilen bütün kardeşlerimizi bir an evvel hürriyetlerine kavuştur!

Mağdur kardeşlerimize öyle bir lütufta bulun ki; göz görmemiş, kulak işitmemiş ve beşer tasavvurlarını aşkın, Şânına yakışır bir iltifat-ı Sübhâniye ile onları serfirâz kıl!”

“Allah’ım! Bu mazlumları, mağdurları, zâlimlerin, münafıkların şerrinden muhafaza buyur!”

Haklarını, imkanlarını iade buyur!.. Onlar, bir kısım mutasallıtların, mütegalliplerin, mütemelliklerin tasallutuna, saldırısına, tahakkümüne maruz kaldılar; o zalimlerin ve münafıkların ellerinden onları kurtar! Ve onları salıver!”

“Ey esaret hayatı yaşayanları hürriyetine kavuşturan! Onları da hürriyetlerine kavuştur!..” “Onları eski hallerine, güzel durumlarına yeniden iade buyur!..

“Tasavvurları aşkın, sürpriz şekilde salıver Allah’ım! Ne olur?!. Ey mutlika’l-usârâ!..”

(TEVHİDNAME-122): Allah’ım! Tutuklanan, hapsedilen ve derdest edilen “mescûn” kardeşlerimize; tevkif edilen, işinden alıkonulan ve hürriyeti kısıtlanan “mevkuf” kardeşlerimize; darda bırakılan, kendisine sebepler üstü bir yardım elinin uzanmasına muhtaç olacak şekilde üzerinde baskı kurulan “muzdarr” kardeşlerimize; gadre ve haksızlığa uğramış, hak ettiği imkanlar zorla elinden alınmış “mağdur” kardeşlerimize; hak etmediği muameleye tâbi tutulan ve zâlimin gaddar eliyle zulme maruz bırakılan “mazlum” kardeşlerimize, tez zamanda serbest kalmalarını ve hak ettikleri hürriyet ve imkanlara kavuşmalarını lütfeyle. Öyle ki, bu lütfunun keyfiyeti, Sen’den gayrı “mâsivâ”dan gelebilecek iyiliklerden müstağnî kılacak ölçüde olsun!

Ey sadakat ve doğruluk timsali sıddıkların ve iyilik ve hayra kilitlenmiş birr ü takva erlerinin Rabbi! 

Yâ Men yemlikü havaice’s-sâilîn.. Ey Kendisinden istekte bulunanların hacetlerini verecek kudreti olan,

Yâ Men veffekanî ve hedânî.. Ey beni hidayete erdiren ve muvaffak kılan,

Yâ Men lâ mü’akkibe lihukmih.. Ey verdiği hükmü değiştirecek veya iptal edecek hiç kimse bulunmayan,

Ey sırat-ı müstakîmi, müminler için açık ve geniş bir şehrah olan!

(TEVHİDNAME-7): “Allah’ım! Dergâh-ı Ulûhiyetinden bizleri öyle kâmil bir rüşd  ile, istikamet ve muvaffakiyet ile serfiraz kıl ki, her türlü sürçme ve kaymalara karşı bizleri korusun!”

Muhabbet, sevgi, rüşd ve reşâdın müheyyicâtı ile kalblerde ve ruhlarda tasarruf edebilelim. Zâtında muhib ve mahbûb, tâlib ve matlûb sadece Sensin.

Dergâh-ı Ulûhiyetinden bizleri öyle kâmil bir rüşd ile, istikamet ve muvaffakiyet ile serfirâz kıl ki, her türlü sürçme ve kaymalara karşı bizleri korusun ve Sen’den gayrısının irşadından bizi müstağni kılsın; ey Erhamerrâhimîn!.. “Reşîd” ism-i şerifin hürmetine, bizi gözü kapalı, kulağı tıkalı, kalbi perişan o zavallılardan eyleme!..

Ey Yüce Allahımız! Bizim bütün engelleri aşmamıza yardım eden Yüceler Yücesi Senin dergâhına sığınarak bütün inananları rüşde erdirmeni ve olgunlaştırmaını niyaz ediyoruz.

Allahım, bize istikamet-i tâmme ihsan eyle.

Senin dergâhına sığınarak bütün inananları rüşde erdirmeni niyaz ederiz. Allahım, kalblerimizi te’lif buyur ve bizi birlik ve beraberlikten ayırma.

Yâ Enîse’l-mürîdîn.. Ey rızasını kazanmak ve kendisine ulaşmak isteyenlere ünsiyet ve huzur veren,

“Ey hıfz u sıyanet talebinde bulunanları koruyup kollayan ya Hâfız!…

Ey sevdiği kullarını, bütün lütuflarından daha büyük olan rıza ve rıdvanına mazhar kılan Râdî!

Ey kullarına rıza yollarını gösteren ve itaatkâr kullarından razı olan Radıyy! (Cevşen-i Kebir)

(TEVHİDNAME-8): “Allah’ım!  Fâniyât u zâilâtın, fâni olan ve zevâle mahkum bulunan varlıkların bütününden sıyanet buyuracak bir rıza  ile bizleri serfiraz eyle!”

Allahım! Dünyanın her türlü bela ve musibetine karşı bize afv u âfiyet ver! Olmasına hükmettiğin şeylerin şerrinden bizi koru. Önümüzden yahut arkamızdan gelebilecek tehlikelerden bizleri muhafaza buyur. Dünyada ve âhirette bizim için utanç vesilesi olabilecek durumlardan Sen bizi siyanet et ve bizleri konumunun hakkını veremeyip de sukût eden düşkünlerden eyleme!

Allahım!

Senden muradına uygun şekilde saf ve dupduru bir vakit dileniyoruz. Diliyoruz ki, bu vakti Sana layık amel ve muamelelerle geçirelim. Bu berrak vaktin biricik gayesi başka değil yalnız Sana kurbiyet ve rızana kilitli ameller olsun.

Allahım!

Rızana, hoşnutluğuna ulaşmamıza engel olan şeyleri yolumuzdan kaldır.

Allahım!

Bizi rıza ve rıdvan urbasıyla donat. Kabul makamlarına alarak müşerref eyle.

Yâ Men ya’lemü mürâde’l-mürîdîn.. Ey isteyenlerin isteklerini bilen,

Yâ Rafîka men lâ rafîka leh.. Ey refik ve arkadaşı olmayanlara rahmet ve merhametiyle refaket eden,

Yâ Habîbe men lâ habîbe leh.. Ey sevgilisi olmayanların sevgilisi,

Yâ Muğîşe’l-müştâkîn.. Ey kendisini çok arzu eden ve sevenlere imdat eden,

“Yâ Ni’me’l-habîb..Ey en iyi Sevgili,

Ey kalbleri, Kendisine karşı her zaman iştiyak ile coşan ve yanıp tutuşan kullarının kalblerini tarifler üstü teveccühleriyle dolduran (Cevşen-i Kebir)

(TEVHİDNAME-9): Allahım! San’a ve Habîb-i Edîb’in Hazreti Muhammed’e öyle bir mülâki olma iştiyakı  bizlere bahşet ki, Sen’den gayrısına karşı yersiz/faydasız iştiyak duymaktan bizleri müstağni kılsın!”

Allah’ım!

Seni sevdik ama Sana iştiyakla ölüp ölüp dirilemedik; Habîbullah’a muhabbet duyduk, heyhat O’na delice gönül veremedik; fakat Senin yolunda yürüyor bulunmamıza da binlerce hamd ü sena olsun!..

Allahım!

Dünyada bize bahşettiğin bütün nimetler için Sana hamd ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Tam bir marifet ve muhabbet ve Sana mülakî olma yolunda hâlis bir aşk ve iştiyak gibi nimetlerle tamama erdir.

Rabbimiz, bizi de kurb kahramanlarından eyle! Öyle aşkın bir sevgiyle içimizi donat ki, gönül pencerelerimizi Senin rızandan başka her şeye kapatalım ve öyle bir şevk ü iştiyakla ruhlarımızı doyur ki, Senin hoşnut olmadığın hiçbir şeye tenezzül etmeyelim.

Allahım!

Marifetimizi, muhabbetimizi, aşkımızı, Sana olan iştiyakımızı artır! İçimizi azametine karşı haşyet, Sana kavuşmaya karşı da iştiyak hisleriyle doldur. 

Her an gözü o kapıda, eli kapının tokmağında bulunan aciz bendelerini, onlarca en büyük iltifat sayılan rıza ve aşk u iştiyak düşünceleri ve içten düşleriyle, Senin sımsıcak teveccühüne vesile huzur-ı kibriyânda, kemerbeste-i ubudiyetle serfirâz kıl!

 

 “Ey darda kalanların, canı gırtlağına dayananların, dergâh-ı ulûhiyetinin kapısının tokmağına dokunanların çağrılarına icabet buyuran Allah’ım!

Hâl-i pür-melâlimiz Sana ayân.. canlarımız gırtlakta ve son kelime dudakta. Hak duygusunun gönlümüzde hâsıl ettiği heyecan ve hafakandan, bâtıl duygu ve düşüncesine karşı koyma cehdi ve gayreti sebebiyle, yeryüzü bütün genişliğine rağmen daraldıkça daraldı; sadırlarımız ve nefsimiz bizi sıktıkça sıkmaya başladı.

Ne olursun bizlere tez zamanda ferec ve mahreç nasip buyur! Sensin yegâne sığınağımız ve ümit kaynağımız!..”

Allahım,

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.

Hâlihazırda gönüllerimiz paramparça, mahzun ve kederli. Ne olur, maiyyetini bizlere duyur! Bizi bize terk etmek suretiyle bizleri mahvettirme!”

“Kırıklarımızı sarıp sarmala.. yaralarımızı iyileştir.. ve kırık döküklerimizi gider!..”

Allahım,

Şu icabet saatlerinde başta Büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme..

***

Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.

Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!

Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!

Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..

Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..

İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..

Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..

seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.

Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.

Amin