CUMA DEMEK… VEFA DEMEK-47

 (EY ZÂTINDA HER TÜRLÜ KEMÂLÂTI CÂMİ’ VE KULLARINA FAZL U İHSANLARI ÇOK OLAN YÂ FÂZIL!)

GİRİŞ

“Hakkınızda bu kadar hüsnüzan eden insanlara karşı siz de vefanın gereği olarak, Cenâb-ı Hakk’ın, rahmet ve lütfuyla dünya semasına nüzûl buyurduğu, buyurup “Dua eden yok mu, duasını kabul edeyim?” dediği eşref saatlerini değerlendirerek ellerinizi açmalı ve ister tanıyın ister tanımayın onlara dua etmelisiniz.”
 
Vefa, fertlerin birbiriyle kaynaşıp bütünleşmesini temin eder.
 
Vefa sayesinde cüzler küll olur; ayrı ayrı parçalar bir araya gelerek vahdete ulaşır. 
 
Vefa duygusu varıp sonsuzluğa erince, ötelerden gelen tayflar, kitlelerin yolunu aydınlatır ve toplumun önünü kesen bütün tıkanıklıkları açar.
 
… 
 

Mutad evradımıza ek olarak bu hafta Salih Kulların Yakaran Gönüllerde geçen “fazl u ihsan” odaklı yakarışlarından bir demet….

ŞAMİL CUMA GÜNÜ DUASI ÖRNEĞİ-47

*****

Bismillahirrahmanirrahim

La ilahe illa ente

Ya Hannanu

Ya Mennanu

Ya bediussemavati vel ard

Yazel Celali vel ikram

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

İyyake Na’budu ve İyyake Nestain

Velhamdülillahi Rabbilalemin.

***

Allahım!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e (s.a.v) ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne..

mukarreb meleklere..

gök ve yer ehlinden -onlarla beraber rızana nâil olmak için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine..

özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Şuayb, Kelîmullah Hazreti Mûsa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman Hazreti Yunus, Hazreti İlyas, Hazreti Elyesa, Hazreti Zülkifl, Hazreti Zekeriyya, Hazret Yahya, Hazreti İsa ve annesi Hazreti Meryem, Hazreti Zülkarneyn, Hazreti Lokman ve Hazreti Üzeyr’e (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm)..

Ve Efendilerimiz Hazreti Cebraîl, Hazreti Mîkaîl, Hazreti İsrafîl ve Hazreti Azraîl’e.

Hamele-i Arş’a..

Mukarreb Meleklere..

Kerûbiyyûn’a ve Kirâm-ı Katibîn’e..

Allah Resûlü’nün halifeleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazret Ali efendilerimize..

Peygamberimiz’in iki amcası Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas’a

ve Allah Resûlü’nün ahfâdına..

özellikle de Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Muhammed el-Hanefî ve Zeynü’l-Âbidîn hazerâtına..

Annelerimiz Hazreti Hatice-i Kübrâ ve Hazreti Âişe-i Sıddîka’ya

ve Efendiler Efendisi’nin diğer pak zevcelerine

ve kızları Zeynep, Rukayye, Ümmü Külsüm ve Fatımetü’z-Zehraya..

Ve Muhacir ve Ensardan bütün Ashâb-ı Güzîne,

Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn efendilerimize..

Müçtehidîn-i Kirâma

Müfessirîn-i İzâma..

Muhaddisîn-i Fihâma..

Evliya, Asfiya, Ebrar ve Mukarrebîne..

Aktâba ve hususen Hazreti Ali ve Hazreti Hamza efendilerimize..

Şeyh Abdülkâdir-i Geylanî, Şeyh Ebu’l-Hasen el-Harakânî, Şeyh Harranî, Şeyh Menbicî; İmam Rabbanî, Ebu’l-Hasen eş-Şazilî, Ahmed el-Bedevî, Ahmed er-Rufaî, Muhammed Bahâüddin en-Nakşebendî

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursîye,

Büyüğümüze

ve Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün salih kullara

ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle

ve dualarımızı onların hürmetine kabul buyur.

Allahım,

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.

Cumamızı mübarek eyle..

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Allahım,

Şu icabet saatlerinde başta büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme..

Allahım! Senin inayetinle sabahladık; Senin inayetinle akşamladık; Senin inayetinle yaşar, Senin izninle ölürüz. Dönüş de Sanadır. Hamd, canımızı aldıktan sonra bizi tekrar dirilten Allah’a mahsustur. Dönüş de O’nadır.

Lebbeyk ya Rab, fermanına uyduk, divanına geldik. Her zaman gelmeye de âmâdeyiz.

Allahım! İçinde bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi!

Sen, Raûf ve Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana ait her bir hak hürmetine ve Senden isteyen kulların hürmetine bizi şu günün sabahında ve akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyoruz.

Rabbim! Bu ve bundan sonraki günlerin hayrını, fethini, yardımını, nurunu, bereket ve hidayetini istiyor, bugünün ve daha sonraki günlerin şerrinden de Sana sığınırız.

Ey kullarına ihsanlar bahşeden ve istediğini fazl u ihsanlarıyla başkalarından üstün kılan Mufaddil!

Ey Zâtında her türlü kemâlâtı câmi’ ve kullarına fazl u ihsanları çok olan Fâzıl! 

Ey mutlak fazl, şeref ve ululuk sahibi!

 Ey mahlûkatına türlü türlü fazl u ihsanlarda bulunan!

Ey kullarına fazlından sayısız nimetler yağdıran! 

 Ey fazlı ezelî ve nihayetsiz olan! 

Ey mutlak fazl ve şeref sahibi Mâcid!

Ey mutlak fazl ve şeref sahibi Emced!

Ey fazl u ihsanları inkıtaya uğramadan devam eden! 

Ey Kendisine teveccüh edenleri yalnız bırakmayıp fazlıyla sevindiren; zikrinden gafil bulunanlara bile rahmet ve re’fetle muamelede bulunan, Vedûd ve Atûf isimleriyle kullarını cezbeden Allahım! 

Senden başka ilah yoktur; mutlak fazl, şeref ve kibriya sahibi güzellerden güzel Sensin ve hamd Sana layıktır.

Senden başka ilah yoktur; bütün eşyayı yoktan, benzersiz şekilde var eden Sen, yokken onlara sûret veren Sen, örnekleri bulunmaz iken onlara vücut veren de Sensin.

Her şeye bir ölçü takdîr eden, kolaylaştıran, nizam ve intizam veren de Senden başkası değildir.

Yaratmanda Sana yardım edecek bir şerîke ihtiyacın olmadığı gibi, umûr-u âliyende bir vezîre de ihtiyacın yoktur.

Her türlü şebîh ve nazîrden münezzehsin.

Murad buyurduğun katiyen tahakkuk eder.

Takdir ve hükmün adalet ve hakkın ta kendisidir. Mekânlar katiyen Seni istiab edemez; deliller yüce şanına kayyim olamaz; bürhan ve beyanlar da Seni ululuğunla ifadeye güç yetiremezler.

 Her şeyi tek tek döküp sayan Sen, onlara bir süre, ömür ve ölçü takdir eden de Sensin.

Ne vehim ve hayaller ulaşabilir Senin Yüce Zâtını anlayabilme ufkuna, ne de akıl ve idrakler kavrayabilir mahiyet-i nefsi’l-emriyenle Seni.

Bir mekân mülahaza ederek Seni idrak etmeye çalışan gözler hep haybetle geri dönerler.

Rızıklarını kulları arasında taksim eden ve fazl u kereminden hiçbir kulunu mahrum bırakmayan Allah Sübhan’dır. 

Nihayetsiz fazl hazinelerinden büyük feyiz ve mevhibelerle bizi de feyizyâb eyle.

 Hiç şüphesiz Senin ihsanlarına hudut yoktur.

Nezdinden bir nefha-i ilahî ile bize de diriliş üfle.

Muhakkak ki Sen her şeye kâdirsin.

Gözlerimizi Senin fazl u ihsanlarına diktik. 

Ey fazlı, keremi, hilmi ve affı bizim hayallerimize bile sığmayacak kadar engin olan Yüce Sultanımız!

Ne olur, bizi, tattırmakla yüzümüzü güldürdüğün nimetlerinin tamamına erdir.

Bu zavallı gedâna bir kere keremkâne davrandıktan sonra artık keremini kesme.

Hilminle muamele edip örttüğün günahlarımızın üzerindeki örtüyü de ne olur daha kaldırma.

Senin malumun olan bütün çirkin işlerimizi de bağışla.

Allahım! Tûl-i emelden Sana sığınıyoruz; çünkü tûl-i emel, hayırlı amele mâni olur.

Seni tesbih ediyor, Sana hamd ü senada bulunuyor, Senden başka bir ilah olmadığını bir kez daha ikrar ediyor ve günahlarımızdan bizi temizlemeni diliyoruz.

 Senden, sadece Senin hazinelerinde bulunan fazl u rahmetini istiyoruz.

Ey en ince noktalara kadar ihtiyaçları gören, gözeten Allahım!

Gizli ve sürpriz lütuflarınla bizim de yâr ve yardımcımız ol.

Bize de yetiş.

Bizler ihtiyaçlarla kıvranan birer zelîliz. Sen ise kudret ve zenginliği nihayetsiz bir Kaviyy ü Ğanîsin.

Allahım! Peşi peşine akıp gelen lütuflarına karşı nasıl şükredebileceğimiz hususunda bütün bütün şaşkına döndük. -Sana sonsuz defa hamd ü senalar olsun!-

Fazlın coşup coşup gelince Seni senâ etmekte bütün bütün aciz düştük.

Haddimizin fevkinde o kadar çok nimetle serfiraz kıldın ki bizi, nasıl hamdedeceğimizi bilemez olduk.

İnayetinle ardarda öyle tecellîlerde bulundun ki, onlara şükürle mukabele hususunda da hepten tâkatsiz kaldık.

İlahî! Sen fazl u kerem ve izzet ü ikram sahibisin; bizimse tek sermayemiz hatalarımız ve günahlarımız; ne olur kullarını affet. İsyankâr isek de affına olan ümidimiz hiç sarsılmadı; diliyor ve dileniyoruz; kapıkulunu umduklarına nâil et.

Allahım! Kırıklarımızı sadece Senin lütfun ve rahmetin sarıp sarmalayabilir.

Bizi fakirlikten kurtaracak bir şey varsa o da Senin kerem ve ihsanındır.

Korkularımız ancak Senden gelecek emn ü emanla kaybolup gider.

Bizi zilletten kurtarıp azîz kılacak yegâne güç de Senin saltanatındır.

Umduklarımıza bir tek Senin fazlınla nâil olabilir, taleplerimi de yalnızca Senin ucu bucağı olmayan hazinelerinden karşılayabiliriz.

Biz sana aşikâr bir fetih ve zafer ihsan ettik. Bu da Allah’ın, senin geçmiş ve gelecek kusurlarını bağışlaması, sana yaptığı ihsan ve in’âmı tamamlaması, seni dosdoğru yola hidâyet etmesi ve sana şanlı bir zafer vermesi içindir.”

 “O, Allah nezdinde pek itibarlı bir kişi idi.”

Dünyada da âhirette de itibarlı, Allah’a en yakın kullardan olacaktır.

“Ben bâtıl dinlerden uzaklaşarak, yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Rabbülâlemin’e yönelttim.

Ey Seyyidler Seyyidi!

Ey bütün dualara icabet eden!

Ey sadık kullarının derecelerini yükselten!

Ey verdiği nimetlere ayrıca sınırsız bereketler ihsan eden!

Ey bela ve musibetleri defeden!

Ey gizli-açık her sesi duyan ve itibara alan!

Ey mahlûkatının istek ve ihtiyaçlarını karşılayan!

Ey gizli-açık her şeyi duyan ve itibara alan Semî’! 

Ey gizli ya da açık, hiçbir ses diğerine engel olmadan her sesi duyan ve itibara alan! 

Ey ellerin fazl u keremine açıldığı ve dileği olanların kapısına yöneldiği Ulu Mevlâm

Fazl u rahmetinle, gönüllerimizi Senden başka her şeyden müstağnî tut.

Bize de lütuf ve hilminle muamele et ve fazl u ihsanlarını üzerimize sağanak sağanak yağdır. 

Bizi şerefli huzuruna yakın, pâk şeriatına tutundur ve envârının feyezânı ile fazlından kalbimize atacağın hikmet ve ilimlerle donat.

Bizi de fazlınla dünyada şerlilerin şerrinden, âhirette de Cehennem azabından koru.

 Fazl u ihsanlarınla bizi dünyada ve âhirette her türlü şerden emin eyle!

Fazl u rahmetinle bizim imdadımıza da yetiş.

Fazl u ihsanda bulun ve bizi Senden başkalarına muhtaç etme.

Fazl u ihsanınla öyle iğna buyur ki beni, talepten bile müstağni olayım. Sen ki, velî kullarının kalblerinde yaktığın nurlarla onları gerçek irfan ve tevhide ulaştıransın.

Allahım! Yol Senin yolundur.

Fazl u ihsan Senin elindedir ve onu dilediğine verirsin.

Her şeyiyle nâmütenahi olan Vâsi’ ve olmuş-olacak, cüz’î-küllî her şeyi bilen Alîm Sensin.

Dilediklerini hususî rahmetinle serfiraz eylersin.

Çünkü Sen en büyük lütufların yegâne Sahibisin.

Bismillahirrahmanirrahîm. Ferdün Hayyün Kayyûmün Hakemün Adlün Kuddûs. “Allah, her zorluğun ardından mutlaka bir kolaylık ihsan eder.” “Dilediğini aziz, dilediğini zelîl kılarsın.” “Gerçekten Allah her şey için bir ölçü, her iş için bir vâde belirlemiştir.”

Allahım! Bizi emrin üzere sabit kıl. Dosdoğru yolundan ayırma ve fazl u ihsanlarınla rızıklandır.

Allahım! Birer bîçareyiz, rahmetini ve fazlını gözlüyoruz,

Senin ihsan kapından başka bir kapıyı çalacak da değiliz.

Allahım! Nimet veren, fazl u ihsanda bulunan, Kâdir, Kâhir, Muktedir ve Kuddûs olan, izzet ve ululuk ridasını, azamet ve kibriya izarını kuşanan, nur ve ziyayı Zâtına perde yapan ve mehabetinden dolayı karşısında huşû duyulan sadece Sensin.

Minnet, saltanat, mülk ve cömertlik Senin şanındır.

Kudret-i kâmile ve hikmet-i bâliğaya sahip olan da yalnız Sensin. İnsanlığın en faziletlisi, Senin değişik güzelliklerle üstün kıldığın insanların hepsinin efendisi Hazreti Muhammed’e (aleyhissalâtü vesselâm) beni de ümmet eylediğin için Sana hamd ü senalar olsun.

Allahım! Bize rahmetinle muamelede bulun.

Sevenin sevdiğine gösterdiği şefkat ve merhameti zorluklarla karşılaştığımızda bize de lutfeyle.

Dünya ve kabir hayatımızda, mahşer gününde ve yeniden dirildiğimizde bize tedirginlik, sıkıntı ve üzüntü yaşatma.

Her hâlimizde yanımızda ol ve bizi gözet.

Ey Yüceler Yücesi, mezellet ve ızdırarımıza merhamet buyur.

Bize liyakatimiz olan adaletinle değil, Sana yaraşan fazl u ihsanla muamele et.

Bizi affet.

Bize şefkat et. 

Mevlâmız Sensin. Kâfirlere karşı bize her zaman yardım eyle.”

Bizi aciz düşürme ve fazl u muhabbetine olan güvenimizin sarsılmasına izin verme. 

Yine biliriz ki, fazl u ihsan Senin şanındır ve Sana yakışır. 

Allahım! Bizi de fazl u ihsanlarınla, istemekten müstağnî kıl.

Devamlı isteyip durduğu hâlde mahrumiyet yaşayanlardan eyleme.

Bizi mağfiret buyur ey gücü her şeye yeten Kudreti Sonsuz!

Fazlınla muamele buyurup rahmet meydanlarına al bizi.

Ey fazlı büyük olan Allahım!

Kalbimizi, Senin her şeyin başı olan muhabbetinle öylesine doldur ki, onda Senden başka hiçbir şey için yer kalmasın.

Sen ümit ettiklerimin kat kat ötesinde bizi fazlınla serfiraz kılmışken, bizim Senden ümit kesmemiz hiç doğru olur mu?

Allahım! Yoluna sımsıkı sarılmışken, Sen de bizi, bizim gibi acizlere muhtaç etmezsin, değil mi?

Ya Rab!

Varlığın özü, seçkinlerden seçkin, kerem ve fazilet âbidesi, kurb ufkunun biricik kahramanı Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve aile fertlerine en güzel salât ü selâmlarla salât ve selâm eyle. O’nu tastamam bereketin ve bol rahmetinle sevindir. 

Allahım! Rahmetini, merhametini, bereketini, fazlını, tahiyyâtını, nimetlerini, re’fet ve selâmını Seyyidü’l-Mürselîn, Hâtemü’n-Nebiyyîn, İmamü’l-Müttakîn, gökçek yüz ve parlak nâsiyelerin eşsiz Rehberi, kıyamet günü abdest uzuvları nurlu olanların önderi, bütün mahlûkatın en faziletlisi, Senin abdin, habîbin ve resûlün, hayır ve iyiliğin kılavuzu, rahmetin elçisi, ümmetinin şefaatçisi, Efendimiz Hazreti Muhammed üzerine eyle.

 O Habîb-i Kerîmine vesileyi, fazileti, derece-i âliyeyi, Livâü’l-Hamd’i ve havzı ver ve O’nu Makam-ı Mahmud’a eriştir. Kardeşleri olan diğer enbiya ve mürselîne, bütün evliya ve salihlere de salât ve selâm eyle.

ey Mukaddim ve Muahhir olan Allahım, fazlınla dualarımıza icabet buyur, her türlü zarardan koru ve afv ü afiyet ihsan eyle.

 

Allahım, 

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun. 

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ve  ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.

Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!

Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!

Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..

Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..

İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..

Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..

seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.

Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.

Amin