TEVHİDNÂME İLE KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİNE YOLCULUK (23.BÂB)
GÜNCELLENME TARİHİ: 28 MART 2020 // 04 ŞABAN 1441 CUMARTESİ
(TEVHİDNÂME-23):
Allah’ım!
Bizim liyakat, kesb ve aczimize göre değil, Sen’in rahmet, kerem ve azametine yakışır şekilde bir iyilik, güzellik ve ihsan (30) ile bizleri şereflendir. Öyle ki, başkalarına nazarlarımızı çevirecek ihsan beklentilerinden ve cemile kırıntılarından bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!
***
23.BÂBIN DUASI (YAKARAN GÖNÜLLERDEN…)
Ey kerem ve ihsanları çok aşkın olan!
Ey keremini dileyenlere sınırsız ihsanlarda bulunan Mükrim!
Ey fazl u keremi nihayetsiz olan!
Ey sınırsız lütuflarıyla her zaman keremini gösteren!
Ey keremi bütün keremlerin üstünde olan iyilik ve ihsanı bol keremkânî Kerîm!
Ey kerem, lütuf ve ihsan sadece Kendinden beklenen Mürtecâ!
Ey kalbleriyle, Yüce Zâtının cömertliği etrafında pervaz edip O’na sığınma yollarını araştıran ve O’nun ihsanlarını uman kullarına hep keremiyle karşılık veren Kerîm!
(Cevşen-i Kebir)
Ey duaları işiten ve ızdırar hâlindeki kullarının dualarına icabet eden.. kötülükleri engelleyen.. her işi mükemmel olan.. kullarına hep iyilik yapan.. kâinatta daima güzellikler sergileyen.. nimetleriyle fazl u ihsanda bulunan Rabbim! Gözümden ve kulağımdan gönlüme hep güzellikler akıt ve ömrüm oldukça onları sağlıklı eyle.
…
Rahmeti ve merhameti sonsuz Rabbim! Senden sadece güzellik ve lütuf gördüm. İyiliklerinle beni her zaman sarıp sarmaladın. Daha başta eksiksiz bir donanımla yarattın. Lütuflarınla bütün ihtiyaçlarımı karşıladın. Fazlın nihayetsiz, nimetlerin de kesintisiz oldu. Koruyup kolladın. Senin mütemadî nimetlerine ben de mütemadî hamd ü senalarla, çok farklı tesbîh, takdîs, temcîd ve tahmîdlerle mukabelede bulunmak istiyorum Allahım!
Allahım! İhsan ettiğin nimetlerine mukabil Sana hamd ediyorum. Yine o hamdin nimetlerini artıracağı ümidini taşıyorum. Bilebildiğim ve bilemediğim her hamd ile Sana hamd ediyorum. Bildiğim, bilmediğim bütün nimetlerine hamd ediyorum. Küfür ve dalâlet hariç her hâlden dolayı Sana hamd olsun Allahım!
***
TEVHİDNÂME MÜZAKERESİ
KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİ PENCERESİNDEN
[30] İYİLİK, GÜZELLİK VE İHSAN :
“İhsan; lügat itibarı ile iki şekilde kullanılır:
Biri ” أَحْسَنَهُ ” dur ki; bir şeyi güzel ve mükemmel yaptı, ihsan şuuru(30) ile davrandı, hep mükemmeli takip etti;
diğeri ise ” أَحْسَنَ اِلَيْهِ “dir ki; iyilik etti(30), ihsan ve cemile(30) de bulundu mânâlarına gelir.
…
“ve Hakikat Erlerince ulaşılması gerekli olan bir ufuk; başkalarına karşı iyilik duygusu(30), iyilik düşüncesi(30) ve iyi davranmak(30) ise, insan ruhu ile bütünleşmiş böyle bir ihsan(26) şuurunun zuhûru, taşması ve intişârıdır ki; birinci şıkkın tabiî neticesi ve İhsana programlanmış bir vicdanın(30) programlandığı şeyi ifade etmesinden ibarettir.
İhsana ulaşabilmek için, duygu, düşünce ve tasavvurların sağlam bir imana bina edilmesi, iman gerçeğinin islâmî esaslarla derinleştirilmesi ve kalbin kadirşinas ölçüleri ile ilâhîleştirilmesi şarttır. Başkalarına ve başka şeylere ihsan duygusu ise Hak murâkabesi ile bütünleşmiş böyle bir kalbin tabiî tavrıdır.
[İHSAN– Sızıntı -Kalbin Zümrüt Tepeleri 31 Mayıs 1992 ]
…
“Huluk” kelimesinin çoğulu olan ahlâk; seciye, karakter, huy, iyilik ruhu (30), fenalıktan kaçınma tavrı, ahsen-i takvîme mazhariyet şuuruyla davranma manalarına gelmektedir. İnsanın fizikî ve maddî yanı “halk” sözcüğüyle anıldığı gibi, ruhî ve manevî yanına, diğer bir ifadeyle, mükemmel hilkatine göre Yaratan’ın istek ve emirleri çerçevesinde yaşama cehd ü gayretine de “huluk” denir.
[DAR BİR AÇIDAN AHLÂK-1– Çağlayan -Kalbin Zümrüt Tepeleri Nisan 2017 ]
***
“İnanmış, inancını yaşamış ve otağını ihsan(30) düzlüklerine kurmuş olanlara gelince, bunlar sebepler planında emniyet doruğunda, ilâhî himaye açısından da güven kuşağında sayılırlar.”
Varlığı basîretle süzer, Allah’ın nuruyla eşyanın perde arkasına muttali olur, hep temkinde bulunur; kalbi güvercin kalbi gibi tir tir yaşar ve her yerde O’nun hoşnutluğunu arar; her işlerini Allah rızasına göre ayarlar ve Allah sevgisiyle yatar kalkarlar. Allah da onları hem sever, hem de inanan gönüllere sevdirir. Derken işte bunlar “makbûl-ü ins ü cân” olur ve her yerde hüsnü kabul görürler.
[KALB – Sızıntı -Kalbin Zümrüt Tepeleri 31 Mart 1991 ]
***
TEVHİDNÂME -BAŞYAZI MÜZAKERESİ
SIZINTI-ÇAĞLAYAN BAŞYAZILARI PENCERESİNDEN
[30] İYİLİK, GÜZELLİK VE İHSAN :
Allah bize, “Hem endişe içinde hem de ümitlerle dopdolu olarak yalnız O’na yalvarın; bilin ki, O’nun rahmeti, kalbleri ihsan şuuruyla çarpan kimselerle beraberdir.” ferman ederek, hem teveccüh edeceğimiz kapıyı gösterir hem de o kapının önünde durmanın adabını öğretir.
Aslında, her hâlimizde O’na yönelmek, O’na el açmak, dert ve elemlerimizi O’na şerh etmek hem bir mazhariyet ve ilk mevhibe hem de Hakk’ın cevabî teveccühleri adına atılmış önemli bir ilk adımdır.
[ DUA ZAMANI_ Sızıntı Başyazı _Kasım 2002]
…
İman ve sonrası mülâhazalarda da insan, yine en mümtaz bir mazhariyeti hâizdir. Evet, kâinat ve eşya karşısında insan, semalardan daha derin ve meleklerden daha âlîdir. Yerde ve gökte bulunan her şey, kimisi doğrudan doğruya kimisi de dolaylı yollarla ona musahhar kılınmış ve bu konuda ona tasarruf imkânı verilmiştir. Bu musahhariyet ve tasarruf imkânı, insanı bu dünyaya bir misafir olarak gönderen Yaratıcı’nın, onun aczine ve ihtiyacına merhameten tamamen ona bir ihsanıdır. Böyle bir ihsan da ancak, iman şuuruyla sezilip mü’min vicdanıyla değerlendirilebilir. İmanının enginliği ölçüsünde eşyanın perde arkasına uyanmış bir mü’min, bu koskoca kâinatları kendi sarayı gibi görebilir ve canlı-cansız içindeki eşyayı da emrine verilmiş birer vazifeli kabul edebilir.
[ KENDİ DEĞERLERİYLE İNSAN_ Sızıntı Başyazı _Mart 1999 ]
…
Her şeyden evvel insanî duyguları tetikleyip gönüllerimizi heyecanla şahlandıran şefkat olduğu gibi, duygu ve düşünce dünyamızda iyilik etme, ihsanda bulunma, başkalarını kucaklama hislerini harekete geçiren de yine şefkattir. Şefkatle gürleyen bir sine, Cenâb-ı Hakk’ın rahmâniyet ve rahîmiyetinin gölgesinde hep bir enginlik sergiler, hep incelerden ince davranır ve hep içten hareket eder. Her zaman sevgi yolunda yürür; yol boyu hayır ve ihsan duygularıyla köpürür durur.. Allah da onun sinesini açtıkça açar, ihsan hissini kat kat lütuflarla mükâfatlandırır ve merhametinin genişliğine göre ona özel teveccühlerde bulunur. Ümit ederim, Allah’ın, gönüllerimizde şefkat hissini uyaracağı ve bizi içinde bulunduğumuz kabalıklardan kurtaracağı günler çok uzak değildir…
[ ŞEFKAT_ Sızıntı Başyazı _Ocak 2006 ]