TEVHİDNÂME İLE KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİNE YOLCULUK (80.BÂB)
GÜNCELLENME TARİHİ: 16 MAYIS 2020 // 23 RAMAZAN 1441 CUMARTESİ
(TEVHİDNÂME-80):
Allah’ım!
Dergâh-ı izzetinden bizleri öyle faydalarla (98) serfiraz kıl ve bizleri insanlığa öyle bir yararlı hâle getir ki, başkalarının bu konuda sağlayacakları menfaat ve sergileyecekleri gayretlerden bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!
***
80.BÂBIN DUASI (YAKARAN GÖNÜLLERDEN…)
Ey kulları için fayda ve hayırlar yaratan Nâfi’!
Ey faydalı şeyler veren Nâfi’!
Ey kullarının maslahatı için katından hep güzel ve faydalı şeyler indiren!
Ey bütün zararları def’ ve bütün faydaları celbedebilecek güç ve kudret sadece Yüce Zâtında bulunan!
Senin hoşnutluğuna muvafık ve güzel olanını, rızkın genişini, fazl u ihsanların tatlısını, lütufların en faydalı olanını, nimetlerin genişini ve ihsanlarının temamiyetini diliyoruz.
“Ne mutlu iman edip de yararlı işler yapanlara! Eninde sonunda dönüp gidilecek güzel yurt onların olacak.”
“İşte böylece Allah, onlar gibi iman edip yararlı işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”
“Rabbim! Gerek bana, gerek anneme babama lütfettiğin nimetlerine şükür yoluna beni sevk et! Senin razı olacağın yararlı işler yapmaya beni yönelt ve bana salih, dine bağlı, makbul nesil nasip eyle! Rabbim! Senin kapına döndüm, ben Sana teslim olanlardanım.”
Allahım! Bize öğrettiklerinle bizi faydalandır, bize faydalı şeyler ta’lim buyur ve ilmimizi artır.
Allahım! Ümmet-i Muhammed’i bağışla. Ey Merhametliler Merhametlisi Sana inanan bütün kullarını bağışla. Bizi her halimizle inananlara faydalı kıl.
***
TEVHİDNÂME MÜZAKERESİ
KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİ PENCERESİNDEN
[98] İNSANLIĞA FAYDALI VE YARARLI HÂLE GELME
İbnü’l-vakit olma, sâlikin, yaşadığı anın gereklerini çok iyi düşünerek, faaliyetlerini Allah nezdinde en evlâ ve en faydalı sayılan işlerden başlamak suretiyle (98), en küçük bir zaman parçasına pek çok iş sıkıştırarak, Hakk’ın bahşettiği imkânları, ilâhî mevhibeler adına yedi veren, yetmiş veren, yedi yüz veren.. tohumlar gibi değerlendirmeye çalışmasıdır ki; bu bir mânâda ilâhî vâridât ve işaretlerin geldiği kaynağa yönelme ve istikametle aktif beklemeye geçerek Hakk’a tahsis-i nazar edip, iradesini Hazreti Murad’ın iradesine bağlamak suretiyle vaktin ve hâlin bulunmadığı noktaları kollama demektir.
[VAKT_Sızıntı- Kalbin Zümrüt Tepeleri _ Ağustos 1996]
…
İnsan-ı kâmil, her zaman başkalarına yararlı olma emelinde (98) ve mârifet ufkunu yükseltecek bilgi peşindedir. Ahlâk-ı haseneye bağlı yaşadığından, hep güzellik sergiler durur.. güzel görür, güzel düşünür, güzel ve faydalı sözler söyler.. güzel işler yapar, güzelliklere ve güzellere peyrev olur .. her davranışını Hak hoşnutluğuyla irtibatlandırarak, hep O’nunla oturur-kalkar.. O’nu düşünür.. O’nu konuşur.. her tavrı ve her beyanıyla O’nu hatırlatır ve hakkın-hakikatin en talâkatli bir lisanı olarak yaşar.
[İNSAN-I KÂMİL_Sızıntı- Kalbin Zümrüt Tepeleri _ Nisan 2000]
…
“Allah, bir şeyi dilediğinde o hususta emri sadece ‘Ol!’ deyivermektir; ‘Ol!’ dediği şey hemen oluverir.”15, “De ki: Eğer Allah sizin hakkınızda bir zarar veya fayda murad ederse (98), bu konuda kim neye malik olabilir ki?”16, “De ki: Ey mülkün gerçek sahibi Allahım! Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden de çeker alırsın; dilediğini aziz, dilediğini de zelil kılarsın, bütün hayır Senin elindedir ve Sen her şeye kadîrsin.”… gibi pek çok âyât-ı beyyinâtıyla irade sıfatına vurguda bulunur ve onun o genişlerden geniş alanını hatırlatır.
[İRADE_Sızıntı- Kalbin Zümrüt Tepeleri _ Şubat 1991]
***
TEVHİDNÂME -PIRLANTA MÜZAKERESİ
SIZINTI-ÇAĞLAYAN BAŞYAZILARI PENCERESİNDEN
[98] İNSANLIĞA FAYDALI VE YARARLI HÂLE GELME
[MEFKURE İNSANI _Sızıntı – Başyazı – Ekim 1998]
…
Bu kahramanların sevgiyle tüllenen ışıktan düşünceleri, büyük çoğunluğun ruhlarını sardığı gün tabakat-ı beşer çapındaki fırtınalar dinecek, hasret ve hicranlar sona erecek.. ve devletler arası dengedeki yerimizi istirdat etmemiz sayesinde, ciddî ve âdil bir disiplinle, tabiî ve tam bir hürriyet düşüncesine bağlılık içinde ilâhî bir muvazene sırrına erilecek.. toplum planında maruz kaldığımız buhranlar, içtimaî krizler ve milletler arası münasebetlerdeki devâsâ problemler birer birer çözülecek.. sevinç ve tasa, felaket ve saadet arasındaki ezelî âhenk yeniden teessüs ederek, bize ve bütün insanlığa, hiç olmazsa onun büyük bir kısmına, milletler arası muvazenede önemli misyonlar yüklendiğimiz günlerin şivesiyle bir şeyler mırıldanacak.. ve bir kere daha ruhlarımıza, yararlı insan olmanın mânâsını duyuracaktır.
[KUVVETİN ÇILGINLIĞI _Sızıntı – Başyazı – Aralık 1995 ]
…
Evet burası bir gün, herkesin birbirini kendi gönlüne göre tartıp, tanıyıp, davrandığı, ruhî-bedenî, dünyevî-uhrevî görüp gözettiği, nasihat ve morale ihtiyaç hissettiğinde birbirini hayırhahlıkla kucakladığı, yararlı sükûtları ve faydalı konuşmalarıyla birbirinin hissiyatına saygılı olduğu, şuurlu alâkaların, sımsıcak hüsnü niyetlerin ruhları coşturduğu üfül üfül insanlık esen öyle bir koy hâline gelecektir ki; orada yaşama bahtiyarlığına erenler, orayı, dünya ve Cennet ortası, her yanıyla bütün kirlerden arınmış, bütün sefaletlerden temizlenmiş; maddiyatı, mânevî ve ruhanî şeylerden, malzemesi gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve tasavvurların ulaşamadığı madde ötesinden sürekli ruhların uçuştuğu bir âlem olarak duyacak ve tâli’lerine tebessümler yağdıracaklardır.
[ÜMİT UFKU_Sızıntı – Başyazı – Eylül 1995]