CUMA DEMEK… VEFA DEMEK-12
(“EY AFV U MAĞFİRETİ EN GÜZEL VE EN HAYIRLI OLAN! LÜTFEN VE KEREMEN BİZE MAĞFİRET BUYUR.”..)
Kırık gönüllerin inkisarını bilen, onulmaz dertlere derman gönderen, ikliminden gelen esintilerle ruhlarımızdaki yalnızlık ve vahşetleri silen yalnız O’dur.
O’na yönelen, açılacak bir kapıya yönelmiş olur; O’na yalvaran matlubuna ermiş sayılır.”
” Bugün oturup-kalkarken dudaklarımızdan hep o türlü şeylerin dökülmesi…
Bir “eşref-i saat”e, “eşref-i dakika”ya rastlayabilir.
***
NOT: Bu dua örneğimiz; bu haftaki Bamtelinde geçen (ÂDEMİYETTEKİ SIR VEYA ÇEŞİT ÇEŞİT ADAMLAR_16/12/2018”) “Ne mutlu o kimseye ki, amel defterinde çok istiğfar bulunur.” den mülhem Yakaran Gönüllerdeki Salih kulların dualarıyla hazırlanmıştır.
ŞAMİL CUMA GÜNÜ DUASI ÖRNEĞİ-12
*****
Bismillahirrahmanirrahim
La ilahe illa ente
Ya Hannanu
Ya Mennanu
Ya bediussemavati vel ard
Yazel Celali vel ikram
Ya Hayyu Ya Kayyum
Ya Hayyu Ya Kayyum
Ya Hayyu Ya Kayyum
İyyake Na’budu ve İyyake Nestain
Velhamdülillahi Rabbilalemin.Amin…
[Efendimiz buyuruyor:”cuma günü hangi vakitte bu dua okunarak duada bulunulursa,doğu ile batı arasinda her ne istenilirse istenilsin,duası kabul olunur.]
*****
Allahım!
Efendimiz Hazreti Muhammed’e (s.a.v)
ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne..
mukarreb meleklere..
gök ve yer ehlinden -onlarla beraber rızana nâil olmak için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine..
özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Şuayb, Kelîmullah Hazreti Mûsa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman Hazreti Yunus, Hazreti İlyas, Hazreti Elyesa, Hazreti Zülkifl, Hazreti Zekeriyya, Hazret Yahya, Hazreti İsa ve annesi Hazreti Meryem, Hazreti Zülkarneyn, Hazreti Lokman ve Hazreti Üzeyr’e (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm)..
Ve Efendilerimiz Hazreti Cebraîl, Hazreti Mîkaîl, Hazreti İsrafîl ve Hazreti Azraîl’e.
Hamele-i Arş’a..
mukarreb meleklere..
Kerûbiyyûn’a ve Kirâm-ı Katibîn’e..
Allah Resûlü’nün halifeleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazret Ali efendilerimize..
Peygamberimiz’in iki amcası Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas’a
ve Allah Resûlü’nün ahfâdına..
özellikle de Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Muhammed el-Hanefî ve Zeynü’l-Âbidîn hazerâtına..
Annelerimiz Hazreti Hatice-i Kübrâ ve Hazreti Âişe-i Sıddîka’ya
ve Efendiler Efendisi’nin diğer pak zevcelerine
ve kızları Zeynep, Rukayye, Ümmü Külsüm ve Fatımetü’z-Zehraya..
Ve muhacir ve ensardan bütün ashâb-ı güzîne,
tâbiîn ve tebe-i tâbiîn efendilerimize..
müçtehidîn-i kirâma
müfessirîn-i izâma..
muhaddisîn-i fihâma..
evliya, asfiya, ebrar ve mukarrebîne..
aktâba ve hususen Hazreti Ali ve Hazreti Hamza efendilerimize..
Şeyh Abdülkâdir-i Geylanî, Şeyh Ebu’l-Hasen el-Harakânî, Şeyh Harranî, Şeyh Menbicî İmam Rabbanî, Ebu’l-Hasen eş-Şazilî, Ahmed elBedevî, Ahmed er-Rufaî, Muhammed Bahâüddin en-Nakşebendî
Üstadımız Bediüzzaman Said Nursîye,
Büyüğümüze
ve Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün salih kullara
ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle ve dualarımizi onlarin hurmetine kabul buyur.
Allahım,
Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.
Cumamızı mübarek eyle..
Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya kardeşlerimize ailelerine ferec mahreç nasip eyle.
Allahım,
Şu icabet saatlerinde başta büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme,
—
“Kim kötülük eder veya günah işleyerek nefsine zulmeder de sonra Allah’tan af dilerse, Allah’ı Ğafûr ve Rahîm (affı ve merhameti bol) bulur.” “Hâlâ Allah’a dönüp O’ndan af dilemeyecekler mi? Allah Ğafûrdur, Rahîmdir (affı ve merhameti boldur).” “Halbuki sen onların aralarında bulunduğun müddetçe Allah onları azaba uğratmaz; eğer onlar istiğfar ederlerse Allah bu takdirde de onlara azab etmez.”
“Geceleri az uyurlardı. Seher vakitleri istiğfar ederlerdi.”
“O halde, sen sabret! Çünkü Allah’ın vaadi gerçektir. Hem günahından istiğfar et, sabah akşam Rabbine hamd ederek zikir ve ibadete devam et.”
Bağışlanma dileyenlerin istiğfarları adedince “Estağfirullah. (3 defa)”
“Allahım! Mağfiretini diliyor ve Sana tevbe ediyoruz.
Allahım! Kullarına afv u mağfiret kapılarını açan Sensin. Onu tevbe diye isimlendiren ve “Ey mümin kullarım! Samimi bir tevbe ile Rabbiniz’e teveccüh edin!” diye emir veren ve davette bulunan da yine Sensin. Sen kapıları bu kadar açtıktan sonra, o kapıdan geçip dergâhına iltica etmeyen gafillerin daha hiçbir mazereti olamaz.
“Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve bilmeyerek içine düştüğümüz aşırılıklarımızı affeyle; doğru yolda ayaklarımızı sabit kıl ve küfr ü küfran içindekilere karşı bize yardımcı ol.” (Âl-i İmrân Sûresi, 3/147)
63 – Allah’ım! Öyle bir yarlıgama ve mağfiret-i tâmme ile kusurlarımızı ört ki, “pişmanlıklar günü” olan mahşer gününde utanıp hacâletle iki büklüm kalmaktan, perişanlığa düşüp zâyi olmaktan bizleri muhafaza edecek ölçüde olsun!
88 – Allah’ım! İrtikâp ettiğimiz hata ve günahlardan pişmanlık duyma, onları hemen terk etme, onlardan dolayı gönülden mağfiret dileme ve onlara bir daha dönmeme şart ve vâdi ile bizlere öyle bir “tevbe-i nasûh” nasip buyur ki, gaflet ehlinin yapageldikleri “tevbe”lere benzemesin!
“Ey Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan, Hayy ve Kayyum Allahım! Huzurunda bir kez daha tevbe ve istiğfarda bulunuyoruz. Ne olur, tevbelerimizi kabul buyur ve bizi yarlığa.”
Allahım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız sensin. Öyleyse katından hususî ve sürpriz bir mağfiretle beni mağfiret eyle ve bana merhamette bulun! Zira yegâne Gafur (günahları yarlıgayan) ve yegâne Rahim (merhamet eden) Sensin.” (Buhari, daavât 17; Müslim, zikir 48)
“Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. İbadete lâyık Senden başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Sen’in kulunum. Ezelde Sana verdiğim sözümde ve vaadimde hâlâ gücüm yettiğince durmaktayım. İşlediğim kusurların şerrinden Sana sığınırım. Bana lütfettiğin nimetleri yüce huzurunda minnetle anar, günahımı itiraf ederim. Beni affet; şüphe yok ki günahları Sen’den başka affedecek yoktur.” (Buhârî, daavât 2)
Ey günahları mağfiret eden!
Ey mağfireti çok geniş olan!
Ey mağfiret dileyenleri affedip yarlığayan Ğâfir!
Ey afv u mağfireti, sürçüp günah işleyenlerin tek sığınağı olan!
Ey afv u mağfiret sadece Kendisinden talep edilen!
Ey hem mağfiret hem de acı bir azap sahibi olan!
Ey afv u mağfireti en güzel ve en hayırlı olan!
Ey en güzel şekilde mağfiret buyurup yarlığayan!
Muhakkak ki Sen, engin lütufların, bol mağfiretin sahibi ve azamet tahtının yegâne Sultanısın.
Azabından sakınılmaya ve mağfireti umulmaya layık olan da Sensin.
Hadd ü hesaba gelmez günahlarımızdan ve isyanlarımızdan da yine Senin afv u mağfiret deryana iltica ediyoruz ve bir kez daha “el-emân, el-emân” diyoruz.
Allahım! Kaleminin yazdığı, ilminin ihata ettiği, ömrümüzün sonuna kadar işleyeceğimiz bütün günahlarımızı; öncesini, sonrasını; kasten ya da hataen olanını; azını, çoğunu; küçüğünü, büyüğünü; önemsiz görüneni, büyük tehlike taşıyanı; eskisini, yenisini; gizlisini, açığını; başkalarının görmediğini, gördüğünü ve bunlarla beraber ömrümüz boyunca işlediğimiz ne kadar kusur, cürüm, ma’siyet, suç ve günah varsa hepsini sil ve nedamet yüklü istiğfarlarla kapına gelmiş bu bendelerini mağfiret buyur.
Allahım! Senden rahmetini celbedecek şeyleri, mağfiretinin vesilelerini, her türlü günahtan uzak durmayı, her türlü iyiliğe muvaffak kılınmayı, Cennet’e nâil ve Cehennem’den âzâd olmayı diliyoruz.
“Yüce Zâtından başka bir ilah asla söz konusu olmayan, Hayy, Kayyum ve azamet tahtının sultanı Allahım!
“Tevbe ve istiğfar ile Sana rücû ediyoruz ve bizi yarlığamanı diliyoruz. (3 defa)” Öyle bir istiğfar ki, her göz açıp kapamada, her nefes alıp vermede yüz binler kata ulaşsın. Ezelî, Ebedî, Bâkî, Sermedî, Mâlik-i Hakîkî Allah dâim oldukça -ki O, fenâ ve zevalden müberrâ ve muallâ bir Zât-ı Ecell ü A’lâ’dır-, o istiğfar katlanarak artsın. Ebedlere kadar devam etsin, çağlar boyu tazelenerek sürsün. Ey Hû, ey Kendisinden başka ilah olmayan Ğaffâr! Mağfiret talebimizi kabul buyur ve bizi bağışla.
Rahmet, re’fet, şefkat ve mağfireti Sonsuz Allahım!
Senin Sana kulluk için afiyet lutfettiğin şu bedenimizi ve sunduğun daha başka imkânları kullanarak, senin örtmenle insanlara görünmeden, bir taraftan neticelerinin korkusunu yaşarken öbür taraftan Senin merhametine sığınarak, bir yandan gazabından çekinirken diğer yandan hilm, kerem ve affına güvenerek işlediğimiz ne kadar kusur, cürüm, ma’siyet, suç ve günah varsa hepsinden dolayı Senin mağfiretini diliyoruz. Lütfen ve keremen o günahların üzerini ört ve bizi bağışla; bizi affet.
Allahım! Ezelî ilminle işleyeceğimizi bildiğin her bir günahımız için tevbe-i istiğfarda bulunuyoruz.
Allahım! İbadet ü taatta bulunmamız için bahşetmiş olduğun herhangi bir nimetin sağladığı imkân ve gücü Senin emirlerine muhalefet ve ikazlarına karşı gelmekte kullanarak işlediğimiz her bir cürümden dolayı mağfiretini diliyoruz; lütfen ve keremen bize mağfiret buyur.
Allahım! Bize azap etmeyeceğin hüsn-ü zannı ve bağışlayacağın recası, Senin engin keremine itimat ve onları örtüp bizi rezil rüsvay etmeyeceğin mülahazasıyla girdiğimiz günahların hepsinden dolayı istiğfarda bulunuyoruz; ne olur, bu mücrim kullarını bağışla.
Allahım! Gece veya gündüz, tenha köşelerde, tek başımıza işlediğimiz nice günahlar var. Sen onları örttün ve o cürümleri işlerken bizi Senden başka hiçbir kimse görmedi ey Cebbâr! Onları işlerken bir tereddüt yaşadık ve gazabından korkarak terk etmekle, affını ümit edip işlemek arasında mütehayyir kaldık. Ne var ki, şeytan o günahları bize güzel gösterdi. Biz de Sana isyan olduğunu bile bile o günahlara girdik. İşte onların hepsinden dolayı huzurunda istiğfar ediyoruz. Ne olur, lütfen ve keremen bizi bağışla.
Allahım! Kasten ısrarcı olduğumuz ya da bir cahillik yaparak işlediğimiz bütün günahlarımızdan dolayı istiğfarda bulunuyoruz; bu mücrim ve aciz kullarını ne olur, mağfiret buyur.
Allahım! Senin gazabına davetiye çıkaran, azabına yaklaştıran, nehyettiklerine meylettiren yahut emrettiklerinden uzaklaştıran bütün günahlarımızdan dolayı affını talep ediyoruz;
Allahım! Bizi nehyettiğin, uyardığın ve deliller serdederek ikaz buyurduğun hâlde, nefsânî arzularımızı Sana kulluğun önünde tutup, kendi isteklerimizi Senin emirlerinin önüne geçirerek irtikâp etmiş olduğumuz bütün günahlardan dolayı istiğfarda bulunuyor ve tevbe ediyoruz.
Allahım! İçine çokça dalmaktan dolayı bana zillet urbası giydiren, rahmetinden, rahmetinin genişliğinden ümit kestiren bütün günahlarımızdan; ayrıca çok günah işleyerek kendi öz canımıza kötülük etmekten ve isyanımızın büyüklüğünü düşündüren, düşündürüp de, Sana taat ile rücû etmeme mâni olan yeis ve ümitsizlik günahından istiğfarda bulunuyor ve mağfiretini dileniyoruz; bizi bağışla.
Rabbim, ne olur, yarattığın varlıklar içerisinde matmah-ı nazarın olan ve Kendin için seçtiğin kulların hürmetine, onlara itaati Zâtına itaat, onlara isyanı Zâtına isyan ve nihayet onlara dostluğu Zâtına dostluk, düşmanlığı da Zât-ı Ecell ü A’lâ’na düşmanlık saydığın mükerrem ibadın hakkı için şu bereketli günde, günahlarından dolayı beti benzi atmış olarak Dergâh-ı İzzet’inin eşiğine baş koymuş, tevbe ve istiğfarlarla Sana yeniden teveccüh etmiş kapıkullarını rahmetinle sarıp sarmaladığın gibi, bizi de rahmetinle sarıp sarmala.
İstiğfarda bulunup Senden bağışlanma dilenmek hataların defterden silinmesine bir yolsa eğer, yürekten istiğfarda bulunuyor ve bu nâçar kullarını da yarlığayacağını ümit ediyoruz. Evet, ümidimiz budur ve hoşnutluğunla gönlümüze sürûr salacağın âna kadar da bu kapıyı asla terk etmeyeceğiz.
Yâ Hayyu, yâ Kayyûm (gerçek hayat sahibi ve kâinatı ayakta tutan), rahmetin hürmetine Senden yardım diliyoruz; her halimizi ıslah et ve göz açıp kapayıncaya kadar olsun bizi nefsimizle baş başa bırakma!”
Allahım! Bu istiğfarı icabete mazhar dualar, atıyye ve armağanlarla mükâfatlandırılmış dilekler zümresinden say. Say ki, Sen her şeye Kâdirsin.
Rabbimiz, bize dünyada da (Sen’in nezdinde) iyi ve güzel her ne ise onu, Âhiret’te de (yine Sen’in indinde) iyi ve güzel olan ne ise onu ver ve bizi Ateş’in azabından koru! Ve bizi dâhil eyle Cennet’e, ebrâr (iyiliğe kilitli sâlih kullar) ile beraber!.. Seçkinlerden seçkin Peygamber’inin şefaatiyle, O’nun tertemiz aile fertleri ve hayırlı ashâbı hürmetine… Salât ü selam olsun onlara, gece ve gündüz devam ettiği sürece.”
“Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i mağfiret eyle! Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e merhamet eyle!”
Tevbe ve istiğfarımızı sadece Allah’a yaparız. Her türlü zarar ve kötülüğe karşı da bir tek Allah’a sığınırız. Salât olsun Allah’ın bütün nebilerine, bütün resûllerine ve bütün salih kullarına.
Allahım! İstiğfar edenlerin seyyidi olan Efendimiz Hazreti Muhammed’e salât eyle!
Allahım! Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve melâike-i kiramdan arşı taşıyanlara, mahlûkat için istiğfarda bulunanlara ve Senin, kelâmın Ümmü’l-Kitap kuvvetiyle te’yid buyurduğun meleklerine salât ve selâm eyle. Ey Vehhâb, Senin salât ü selâmın Efendimiz’in ve o meleklerin üzerine olsun.
—
Ey nusret ve inayetiyle her zaman sevdiği kullarının yanında olan Nâsır u Muîn! O salavâtı bizim sırat-ı müstakime hidayetimize vesile eyle. Bizi Cehennem azabından muhafaza buyur ve nimet yurdu olan Cennetine al.
Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.
Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!
Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!
Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..
Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..
İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..
Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..
seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.
Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.
Amin