MESÂÎ TANZİMİ VE TEAVÜN DÜSTURU

BAMTELİ MÜZAKERESİ:

İSTİFADE EDİLEN KAYNAKLAR

1- Bamteli: İÇTİMAÎ HUZUR VE YÜKSELİŞİN VESİLELERİ_ (

2- Bamteli: Mesâî ve Himmet _ ()

 ***

Müminler, terakkî ve asayişin temini için mesâîlerinin tanzimine, aralarındaki emniyetin tesisine ve teâvün düsturunun teshiline muhtaçtırlar.”

***

A- MAHRUTİ NAZAR İLE MESÂΠTANZİMİ 

1- İşler, çok ciddî olarak dizayn edilmeli,

2-  Mâkul bir çerçevede, makul bir blokaj üzerine bina edilmeli. Yani çok ciddî bir statiğe tâbi tutulmalı,

  • riyazî mülahazaya dayandırılmalı, mantığın hesap buuduna dayandırılmalı, matematik buuduna dayandırılmalı…

3-  Mesâî öyle tanzim edilmeli, öyle tanzim edilmeli ki, gelecekte o mesâîye terettüp eden iyi veya kötü şeyler karşısında pişmanlık yaşamayalım;

  • iyi neticeler karşısında “elhamdülillah” deyip dahasına talebimizi ortaya koyalım; olumsuz sonuçlar karşısında da “keşke” deme durumunda kalmayalım.

4-  Mesâîyi iyi tanzim etmek “ mahruti nazara bağlı; yeni ifadesiyle “bütüncül bir bakış”a bağlı.

5-  Çok ciddî sebep-sonuç mülahazalarını nazar-ı itibara almak lazım

  • Daha ilk sebepten başlayarak, onuncu müsebbebe kadar, onuncu esere kadar, onuncu ürüne kadar hepsini “bütüncül bir nazar”la müşahedeye almak, elden geldiğince planları ona göre yapmak ve mesâîyi ona göre tanzim etmek lazım.

6-   Meseleyi basite ircâ etmemek lazım

  • gayet veciz olarak “mesâîlerin tanzimi” diyor. Hayat-ı içtimâiye-i İslamiye de, hayat-ı içtimâiye-i aileviye de, hayat-ı içtimâiye-i idâriye de ve hayat-ı içtimâiye-i siyasîye de, mesâînin tanzimi çok önemlidir.

7- Karşımıza çıkan hadiselerde, meseleyi sadece bugüne bağlı, o hadiseye bağlı ele aldığımız zaman, başkaları tarafından yanıltılmış oluruz, hiç farkına varmayız.

  • Öyle komplikasyon fasit daireleri içine gireriz ki, bu defa, yine yanlış yaparız, yine yanlış yaparız… Ve zaten bin yanlıştan bir tane doğrunun doğduğu hiç görülmemiştir. Yanlış, yanlış doğurur; yanlış, yanlış doğurur; bir kısır döngü içinde hep sürer gideriz

8-  Bir mü’minin hayatı her zaman çok ahenkli olmalıdır. O, ne zaman ne yapması gerektiğini, nelerle meşgul olması ve hangi işlerle uğraşması lazım geldiğini önceden bilmeli ve ona göre davranmalıdır.

  • O, hem Cenâb-ı Hakk’a karşı kulluk vazifelerini hem diğer insanlarla alâkalı sorumluluklarını hem de kendi şahsî işlerini ve bunlardan hangisini ne zaman yapacağını mutlaka önceden tayin etmeli; her haliyle bir düzen ve intizam örneği sergilemelidir. Zaman tanzimi ve iş taksimini çok iyi yapmalı; hiçbir anını boş geçirmemeye çalışmalıdır. 

B- MESÂİ TANZİMİ VE MEŞVERETİN ÖNEMİ

1- Kolektif şuura ve istişare ruhuna saygılı olmak, peygamberlerin ahlakı ve sâlihlerin de şiarıdır. 

  • Allah Rasûlü, her meseleyi ashabıyla istişare ederek onların görüşlerini alıyor ve planladığı her işi maşerî vicdana mâl ediyordu. Buna destek olabilecek bir faktör daha vardır ki, o da, “meşveret”tir, “ortak akıl”dır. Meşveretteki bu inceliği, İnsanlığın İftihar Tablosu (elfü elfi salâtin ve elfü elfi selâmin aleyhi) ortaya koymuştur. Kendisi vahiy ile müeyyed olduğu halde, sizin-bizim göremeyeceğimiz meseleleri gayba muttali o gözüyle (eski ifadesiyle “gayb-bîn” gözüyle) görüyor olmasına rağmen hemen her meseleyi istişare etmiştir.

2-   Esas, “kolektif şuura müracaat etmek”; büyük-küçük demeden, herkesin düşüncesini almak ve herkesin düşüncesini saygıyla karşılamak…

  • Diyeceğimiz-edeceğimiz şeyler mevzuunda, herkesin düşüncesini bir unsur olarak kabul etmek, hesap içinde mütalaaya almak ve “Şöyle bir mülahaza, şöyle bir düşünce de vardı!” demek, çok önemlidir. Meşveret…

3- Çırağın düşüncesine saygılı olmak... (SAV) bize ders veriyor. Bilemezsiniz, onun içinde de ciddî bir cevher vardır; alır, değerlendirirsiniz.

  • Efendim, bir Mürşid-i A’zâm, bir Mübelliğ-i A’zâm, bir Üstad-ı A’zam (sallallâhu aleyhi ve sellem); yetiştirdiği çırağının düşüncesine saygılı davranmak suretiyle, bize ders veriyor. Küçükten de gelse, evladınızdan da gelse, çocuktan da gelse, sizin ehemmiyet vermediğiniz, sıradan gibi gördüğünüz bir insandan da gelse, onun düşüncesine de kulak verin, dinleyin, mülahazaya alın!.. Bize ders veriyor, Mürşid-i A’zam, Müderris-i A’zam, Mübelliğ-i A’zam (sallallâhu aleyhi ve sellem), bize ders veriyor.

 

C- MESAİ TANZİMİNDE MÂKULİYET

1- Evet, mesâî tanzim edilirken, esasen, onun belli bir “mâkuliyet” üzerine bina edilmesi fakat orada kolektif şuura müracaatın da ihmal edilmemesi çok önemlidir. 

2- O mahrutî nazarın, o bütüncül bakışın isabetli olabilmesi için esasen başkalarının düşüncelerinin de alınması lazımdır.

D- İŞLERİN TAKSİMİ VE İSTİHDAM (AMALİN TAKSİMİ) 

1-Yapılacak işlerin taksimi ve herkesin başarılı olabileceği yerlerde istihdamı çok önemlidir; İnsanlığın İftihar Tablosu’nun, vazifeye göre insan seçiminde de eşi benzeri yoktur.

2-Hazreti Üstad, “a’mâlin taksimi” kaidesini de nazara veriyor. Evet, hizmet edilirken, herkes ne yapabilecekse ve neye kabiliyeti yetiyorsa onun çok iyi bilinmesi ve aynı zamanda amelin, aksiyonun ona göre taksim edilmesi lazımdır.

3-Bunun gibi, şahısları çok iyi bilerek, tahmil edeceğiniz vazife/misyon açısından iyi okuyarak, onlara yön belirlemelisiniz.

4-Elden geldiğince, her işi ehline vermek ve herkese başarılı olabileceği bir iş tahmil etmek de emanette emin olmanın gereğidir.

5- A’mâlin taksim mevzuunda, “Kim, nerede, ne yapabilir?” mevzuunu belirlemek çok önemlidir. Belki bunda bile, yine o kolektif şuura, ortak akla müracaat etmek lazım.

6- Mesâîyi tanzim etmek önemli olduğu gibi yapılacak işleri taksim edip her işe en uygun insanı seçmek de mühim.

E- SIKINTILI DÖNEMLERDE TEAVÜN

1- Hazreti Üstad’ın vurguladığı bir diğer kaide, “teâvün düsturunun teshili”; birbirine yardım etme, karşılıklı yardımlaşma. 

2- Fakat hakiki mü’minlerin kendi aralarında yardımlaşma işini kolaylaştırmaları lazım; küçükten başlamaları ve alıştırmaları lazım. 

3- Evet, mü’minler, bütün sâlih amellere ve takva dairesine yapışma hususunda birbirlerine yardımcı olmalı ve birbirlerine dayanarak dini yaşamaya çalışmalıdırlar. 

4- Bir araya gelip elemi paylaşmak,

5- kardeşlerimizin arkasında olduğumuzu ifade etmek,

6- Onlara destek olmak,

7-  çok ciddî olarak “teâvün” (karşılıklı yardımlaşma) esaslarını hayata geçirmek

8- Bir yönüyle teveccüh etmek ve yönelmek, diğer bir açıdan yardıma koşmak ve el uzatmak, bir başka zaviyeden de gayret etmek ve çalışıp didinmek manâlarına gelen “himmet” kelimesi, bugün infakta bulunma ve hayır yollarında koşturup durma anlamında sıkça kullanılmaktadır. 

Dolayısıyla, insanın Hak yolunda vaktini vermesi ve mesâîsini bu düşünceyle değerlendirmesi, onun himmet duygusuyla çok alâkalıdır.