BAMTELİ MÜZAKERESİ
“SADÂKAT İKSİRİ” VE “DURAĞANLIK ZEHRİ”
BÖLÜM-1
A-RENKLENDİRME / TASRİF METODU İLE MÜZAKERELİ BAMTELİ OKUMASI
Anlama gayreti veniyetiyle hazırlanmış olan “Müzakereli Bamteli” çalışmamız da Renklendirme Yöntemi kullanılmıştır.
“Nesli Cedid Olmaya Namzet” Adanmış ve Onun Yol Azığı” KIRMIZI RENK+MAVİ RENK ile maddeleştirilirken, (Bölüm-2)
Birinci Bölüm de ise Yolcunun imtihan günlerinde yola revan iken; bir ruh kirlenmesi, bir düşünce kirlenmesi yaşayabileceğinin unutulmaması için bir ilk çağrı…
Adanmışlığa namzet yolcumuzun azığını edinirken; ön alma adına nelerden uzak durması gerektiği… Kendisi ile yüzleşerek alacağı yolun her bir anında rehberinden nasihatleri içeren ilk bölüm Mor Renk ile öne çıkarılmaya çalışılmıştır. (Bölüm-1)
Yapılan çalışmalar da görüldüğü üzere; Rehber ile Yolcunun arasına, bizim kifayetsiz cümlelerimizi içerir açıklamalarla girmemeye özen gösteriyoruz.
Rehberin muhatabına yazılarında bıraktığı uçlarla, istifade adına “Başyazı, Orta sayfa, Kırık testi, Bamteli” v.b. çapraz okumalar yaparak müzakere değerlendirmelerimizi paylaşma gayreti içinde olduğumuzu ifade etmek isteriz
Çalışmaların bu niyet ile hazırlandığı düşünülerek müzakere edilmesi dileğiyle…
…
B- EY ADANMIŞ YOLCU! … AMAN DİKKAT “DURAĞANLIK ZEHRİNE” KAPILMA!
- Aman Dikkat! “Hayalimizin ucuna -ortasına değil, hepsine değil, “ucuna”- bulaşan
-
bir hor bakış,
-
bir çirkin söz,
-
bir çirkin mesmûâta kulak verme,
-
bir gıybet sahnesinde olup onu dinleme,
-
bir iftiraya baş sallama
-
“Olabilir, ihtimal!” deme…” (Bunlara önlem alma)
-
-
Aman Dikkat! Sizde “Bunlar, ciddî ruh kirlenmesine”, sebebiyet verir..
-
Aman Dikkat! Sizde “duygu-düşünce kirlenmesine” sebebiyet verir..
-
Aman Dikkat! “ bu kirlenme de “bela ve musibete çağrıdır, davetiyedir” (=böyle bir çağrıya bini birden iştirak eder bela ve musibetlerin.)
-
Aman Dikkat! “Unutmamak lazım; elli defa onlar balyoz yeseler, elli defa nakavt etseniz ve onları yere serseniz de öyle bir hortlama istidadı vardır ki onlarda, ölürler, yine dirilirler; ölürler, yine dirilirler; ölürler, yine dirilirler!.. (=hesaba katın!)
-
Aman Dikkat! “Anlamayanlara, bir şey anlatmak mümkün değil!”
-
Aman Dikkat!“ Hata; bir insanın, doğru yolda yürürken sürçmesi gibi, zellesi gibi şeyler. Hata konusunda bu böyle…
-
Aman Dikkat! “ Hafizanallah, ya el-ayak, göz-kulak, dil-dudak ile işlenen günahlar var ise şayet?!. Onlar, kalb ile Allah arasında öyle sütreler oluşturur ki,
-
Aman Dikkat!
“Kalbin Allah ile münasebeti kesilir.. Kalbin Allah ile münasebeti var mı, yok mu?” bilemez insan. -
Aman Dikkat! “Ona ibadet yaparken bile şeklen, yatar-kalkar; ne his, ne heyecan?!.”
Akif’in sözüyle; “His yok, hareket yok, leş mi kesildin?” diyor. “Leş” diyor; hissize, hareketsize “leş!” diyor. “His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin? / Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin. // Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz? / Kendin mi senin, yoksa ümidin mi yüreksiz?” Evet, şâirâne ifade.
-
Aman Dikkat! “Zâlim, Allah (cc)’ın bir kılıcıdır. Allah(cc), onunla intikam alır,
-
Aman Dikkat! “Allah(cc) , onunla tedip eder, Allah(cc), onunla kulak çeker, Allah(cc), onunla şefkat tokadı vurur;
… fakat sonra döner, zâlimden de intikam alır.”
Evet, size musallat olan zâlimler, “Allah(cc)’ın sizin başınızda kavis çizdirdiği kılıçtır!”
-
Aman Dikkat! Allah(c.c), zâlimleri musallat etti size; hiç yoktan intikam alıyorlar.
Ama meseleye “hiç yoktan” zaviyesinden bakmamak lazım.”
-
Aman Dikkat! Sakın “Neden onlar gelip bize musallat oluyorlar?!.” deme”
-
Aman Dikkat! Gör “Bunca karıştırdığımız hatalara rağmen, gelen şeylere bakılırsa, bunlar bir kulak çekme, enseye bir tokat vurma ve “Aklınızı başınıza alın!” deme var…
-
Aman Dikkat! “İnsan, akîde, ibadet veya Hizmet açısından durağanlığa düştüğü zaman kendisini bir gayyaya salmış olur;”
-
Aman Dikkat! “Durağanlıkla malul insanların hazan vurmuş yapraklar gibi savrulup gitmeleri kaçınılmazdır.”
-
Aman Dikkat! “Aksiyon olmadığı takdirde, iman zamanla solar;
-
Aman Dikkat! “Aksiyon olmadığı takdirde bir yönüyle taklit yollarına gidilir,
-
Aman Dikkat! “Aksiyon olmadığı takdirde bir yönüyle şekle gidilir,
-
Aman Dikkat! “Aksiyon olmadığı takdirde bir yönüyle surete gidilir.”…
“Günümüzde çoklarında mesele tamamen şekil, suret ve taklit vadilerinde bocalayıp durmaktan ibaret bir hal almıştır. -
Aman Dikkat! “ Onun için insanda ister “iman” adına, isterse de “İslam” adına bir DURAĞANLIK olduğu zaman, bu durağanlık sebebiyle o insanın hazan vurmuş yapraklar gibi savrulup gitmesi kaçınılmaz olur.
-
Aman Dikkat! “insanda bir DURAĞANLIK olduğu zaman, Ağacın başında salınıp durma, şebnemlere bağrını açma, aynı zamanda bülbüllere karşı tebessüm etme var iken –savrulup giden yapraklar gibi– insan da toprağın bağrına savrulur, gübre olur!
-
Aman Dikkat! “Bu DURAĞANLIK, bazen ülfetten, ünsiyetten dolayı olur”..
(Hazreti Pîr, ona da temas ediyor: Ülfet ve ünsiyet bazen insanı köreltir;) -
Aman Dikkat! Anla ki; “O alışkanlık, bazen “Böyle de oluyor!” dedirtir.
“İnançta, duyguda, düşüncede “amel” ile “iman”ın durağanlığa tahammülü olmadığı gibi gibi.. iş, durağanlığa gittiği zaman, gidip taklide incirâr ettiği” -
Aman Dikkat! “Hizmet-i imaniye ve Kur’aniye adına da DURAĞANLIK bir felakettir.”
-
Aman Dikkat! “İnsan, farkına varmadan DURAĞANLIĞA girer; ülfet ve ünsiyete yenik düşer. Kalb, bunlar ile renk atar;
-
Aman Dikkat! “İnsan, farkına varmadan DURAĞANLIĞA girer “Latife-i Rabbâniye” artık fonksiyonunu edâ edemez hâle gelir.”
-
Aman Dikkat! “İnsan, farkına varmadan DURAĞANLIĞA girer… Bakarsınız bunların gözyaşları da kupkuru…”
(İnsanlığın İftihar Tablosu. O konuda “Allah’ım, yaşarmayan gözden Sana sığınırım!” buyurmuş Vakıa İmam Gazzâli, “Ağlayan da bazen kaybeder, ağlamayan da!” demiş.)
-
Aman Dikkat! “Ama ağlayıp kaybedenler, işin içine riya katanlar,”
-
Aman Dikkat! “Ama ağlayıp kaybedenler gözyaşlarını “Âlem görsün!” diye dökenler”
-
Aman Dikkat! “Kazanma da var, kaybetme de var orada.
O mevzuda bile DURAĞANLIK öldürücü bir zehirdir esasen, kahreden bir zehir”
-
Aman Dikkat! “DURAĞANLIK öldürücü bir zehirdir Nefis, bunları kullanır..”
-
Aman Dikkat! “DURAĞANLIK öldürücü bir zehirdir. şeytanı istikbal eder..”
-
Aman Dikkat! ve şeytan da onun araladığı kapılardan senin latife-i Rabbâniyene -senin değil, yani insanın latife-i Rabbâniyesine- nüfuz eder, hâkimiyet kurar orada.
-
Aman Dikkat! “Ülfet ve Ünsiyet DURAĞANLIĞA sebebiyet verdiği gibi, Hizmet’te durağanlığın bir başka sebebi de musibetler karşısındaki tavırdır.
(“Belâlar/musibetler sağanak sağanak başınızdan aşağıya geldiği zaman, “Ee ne yapalım!” diye kalır seyretmeye durur..”)
-
Aman Dikkat! “Öyle bir DURAĞANLIK ki hiç farkına varmadan kendi kendinize kastetmiş” olursunuz
-
Aman Dikkat! “Bela sarmalından sıyrılmanın ilk şartı durağanlıktan kurtulmak, için en önemli vesilesi olan mefkûre insanlarıyla istişare yapmaktan uzak durursan” kaybedersin…
-
Aman Dikkat! Sakın “Benim dediğim olmazsa, ben öyle meclislere iştirak etmem!” deme (bu düşüncesi, şeytanî mülahazadır.)
-
Aman Dikkat! Sakın “Benim dediğim!” değil esas burada. Ben haklıyım; yüz de yüz kendimi haklı görüyorum ve haklılığımı Kitap ve Sünnet ile de test ediyorum.” deme…
-
Aman Dikkat! “Herhalde bu imtihana istihkak kesp ettik, müstahak olduk ki, Allah (celle celâluhu), böyle bir bela ile bizi (Herhalde) imtihan ediyor.
-
“İhtimal, bazı imkânları tam değerlendiremedik. İmkânı değerlendirememe, imkânı israf etme”
-
“Acaba niye biz o zamanlar on beş saat mesai yapmadık?”
-
“Neden bazen evimizin yolunu unutmadık?”
-
“Neden bazen eşimizin adını unutmadık?”
-
“Neden en yakınlarımıza karşı “Yahu sen kimdin, Allah’ı seversen?” demedik, bir Alzheimer’li insan durumuna düşmedik? Meselenin buraya kadar yolu vardı.”
-
“Demek ki biz, bu mevzuda o işin istediği ölçüde bir kıvam sergilemediğimizden/sergileyemediğimizden dolayı Cenâb-ı Hak ikazda bulundu”: “Aklınızı başınıza alın; Ben size bu kadar imkân bahşettim; ne hakla Benim verdiğim imkânları israf ediyorsunuz?!. Size Ben yirmi dört saatlik bir zaman bahşettim.. size hayat bahşettim.. sizin yetiştiğiniz yerleri size lütfettim.. ve aynı zamanda size ışık tutan, enbiyâ-ı ızâmın izinde, Peygamberler yolunda gelenleri rehber olarak ihsân ettim! Çağın başında önemli bir simayı, size rehber olarak gönderdim.”
-
“Neden siz, bu imkanları israf ettiniz, rantabl olarak değerlendirmediniz?!.” Kulak çekme, bu!..”
-
-
Aman Dikkat! Şimdi bu mülahazaları, Allah’ın izni ve inayetiyle çerçevede yenilemezsek, , devam etme azmini harekete geçirmezsek, Allah’ın izni ve inayetiyle, yürümezsek..
-
bugünkü durağanlığımız, “Demek ki bir bit yeniği varmış bu işin içinde!” düşüncesini hâsıl eder ki, bu husus sizin ektiğiniz o tohumlarda da durağanlığa sebebiyet verir!
-
Onlar da “Efendim, tahrip edenler demek haklıymış; baksana, bu insanlar meseleye doğrudan doğruya inanmamışlar ki, şimdi durdular burada!
-
Yenik kabul ettiler kendilerini!..” derler birbirlerine.
-
-
Aman Dikkat! İman, aksiyon ile beslenmediği takdirde, renk atar, yapraklar gibi savrulur; gülün/çiçeğin, karşısında raksa durduğu şeyler, toprağın bağrında gübre olmaya mahkûm
-
AMAN DİKKAT! Sürekli yürüme olmazsa, insan, sürekli sürünmeye mahkûm olur! Sürekli yürümek lazım ki, SÜREKLİ SÜRÜNME MAHKÛMİYETİNE DÜÇÂR kalmayalım.
BÖLÜM-2 : İMTİHAN GÜNLERİ, ADANMIŞ ve “SADAKAT İKSİRİ”
https://muzakereodasi.com/sadakat-iksiri-ve-duraganlik-zehri-bolum-2/