AKTİF SABIR

BAMTELİ MÜZAKERESİ:

Bamteli: YOL, ÇİLE VE ÂKIBET  06 EKİM 2019

Izdırap ve çileler her zaman istihkak ile alakalı değildir; onları yolun şiarı bilip yürekli olmak ve elemleri ahiret sermayesine dönüştürmek gerektir.

Demek ki, çekme mevzuu, bir istihkak mevzuu değil. Fakat meselenin bir yanı şudur, belki sofîce bir yaklaşım oluyor bu:

Allah (celle celâluhu) burada insana çektirmek suretiyle, âhirete âit örgü adına unsurlar oluşturuyor.

Orası “Kudret dairesi”; burada siz kendi varlık dantelanızı örgülüyorsunuz. Allah’ın âdeti bu; varlık dantelanızı örgülüyorsunuz burada.

Yolun sonunda Allah’ın cemalini müşahede ve rızasına mazhariyet var ise, çekilen çileler çok küçük birer bedel ve netice itibarıyla ilahî ihsan sayılır.

….

Yeminle söyleyeyim: Karıncaya basmayan insanlara ve aynı zamanda bir arının ölümü karşısında yarım saat ağlayan insanlara “terörist” diyenler, teröristin tâ kendisidir. Karıncaya basmayan adama “terörist” diyor. Bunlar çok moral bozucu şeyler. Fakat Hazreti Ali’ye dayandırılan bir sözde ifade edildiği gibi: 

“Sabrın sabırdan daha ötesine/acısına sabredeceğimi bileceği âna kadar dişimi sıkıp sabredeceğim.” 

Dişimi sıkıp öyle sabredeceğim ki, sabır, sabırdan daha ağırına, daha çetinine, daha yobazına katlanacağımı anlayacağı âna kadar.

…  

YOLUN (PEYGAMBER YOLU) KADERİNDE, İMTİHANI KAZANMANIN VESİLESİ; “AKTİF SABIR İÇİNDE MÜCÂHEDE ETMEK VAR”

Bamteli: “YANGIN, İMTİHAN VE YARDIM”_ (06 OCAK 2019)

(+) “Yolun Kaderi” ama zulme karşı da kararlı bir duruşumuzun olması lazım.”

(+) “İmtihanı kazanmanın vesilesi, aktif sabır içinde mücâhede etmektir.”

(+) “Cenâb-ı Hak, sabredip mücâhedelerini sonuna kadar götürenler ile yarı yoldan dönenleri ayırt edip yaptıkları amelleri onlara da göstermek için kullarını imtihan etmektedir.”

(+) “Kasem olsun, hepinizi imtihana tâbi tutacağız! Böylece bizim bilgimizde olan şey, dışarıya aksetsin!.. Nedir o bilgide olan şey? Kimler sabırlı… 

 İçinizde gerçekten mücâhede edenleri ve (Allah yolunda) sabır ve sebat gösterenleri ortaya çıkaralım, ayrıca söz ve davranışlarınızı (niyet ve sâlih olup olmamaları açısından) değerlendirelim diye sizi mutlaka imtihana çekeceğiz. (Muhammed, 47/31)

(+)  (Dertli) Mü’min, umum insanlığın, “özellikle de inananların dertlerini derinden hissetmeli..”

(+)  O derdi hissetme derin olmalı; şu kadar var ki, onun derinliği sizdeki/bizdeki ümitleri alıp götürmemeli

(+)   Bu duyarlılık ve hüzün, insanı (Dertli-/Aktif sabır sahibi Mü’miniye’se atmamalı

(+) Bu duyarlılık ve hüzün, insanın (Dertli-/Aktif sabır sahibi Mü’mini) iradesini felce uğratmamalı!..

(+) O derdi derin hissetme recâ hissinin tepesine çullanıp onu bütün bütün felç etmemesison sınırı orası, oraya kadar yolu var.

(+)  Sabredenler; bu mevzuda Aktif Sabır” içinde bulunanlar…

(+)  “Aktif Sabır” hareket halinde sabır… Durağan sabır değil; (“durağanlık” saçılmaya vesiledir, fiziğin kanunu bu.)

(+)  “Aktif Sabır” içinde bulunanlar… Belâ ve musibetler gelmiş; dişini sıkıp sabreden..

(+)  “Aktif Sabır” içinde bulunanlar…  “Bunlardan sıyrılma nasıl olur?” diye düşünenler..

(+)  “Aktif Sabır” içinde bulunanlar… öyle sabreden.. şikayet etmeyen.. kadere taş atmayan..

(+)  “Aktif Sabır” içinde bulunanlar…  “Bazı kardeşlerimiz sebebiyet verdiler buna!” demek suretiyle atf-ı cürümlere girmeyen…

(+)  “Aktif Sabır” içinde bulunanlar…  “Bu belâ ve musibet sarmalından nasıl sıyrılırız? Böyle bir sabırla bu mülahazalar ile oturup-kalkma

(+)  “Aktif Sabır” içinde bulunanlar…  “Eskiden yürüdüğümüz o yolda nasıl yürürüz? Böyle bir sabırla bu mülahazalar ile oturup-kalkma

(+)   “Aktif Sabır” içinde bulunanlar … “Bu patikaları yeniden bir şehrâha, bir otobana nasıl çevirebiliriz? Böyle bir sabırla bu mülahazalar ile oturup-kalkma

‘FİTNEYE KARŞI AKTİF SABIR, ÜMİT VE  HAKKA TEVECCÜH

Esasında hak yolunda bulunuyor olmanın değişmez kaderidir belâ ve musibetler, fitne ve mihnetler

(+) çok defa onların iman iradelerini güçlendirdiğinden,

(+) musîbetzedelerin pek çoğunu ahlakî arınmaya götürdüğünden

(+) ve hatalara keffaret olma özelliği taşıdığından dolayı yararlı da sayılabilir.

(+) Hele, böyle bir ibtilanın ızdırar diliyle Cenâb-ı Hakk’a teveccühe vesile olma gibi  bir yanı

(+) bu şekilde bir dua ufkunu ancak değişik bela, musîbet ve fitnelerin pençesinde kıvranırken yakalayabilir

(+) ve ‘Nur-u tevhid’ içinde ‘Sırr-ı Ehadiyet’ tecellîsinden ne iltifatlar ne iltifatlar görür.

(+) aktif sabır ve kadere rıza çerçevesinde fitneler imbiğinden geçme

(+) çok defa farklı mevhibe sağanaklarına vesile olma

(+) fitneye maruz kalan ve başına gelenleri ‘Allah’ın takdiri’ deyip gönül hoşnutluğuyla karşılama

(+) evet, o, mü’minler için izafî bir rahmet olması

(+) Şayet siz, sahip olduğunuz iman, dava düşüncesi ve ortaya koyduğunuz kıvam ile karşı taraf için endişe verici bir insan hâline gelmişseniz, onlar sizin yakanızı hiçbir zaman bırakmazlar.

(+) Allah’ın inayetinden hiç ümit kesmedik; en büyük sermayemiz de işte bu ümit.!

(+) Kesmeyeceğiz de, zira aktif sabrımızın üzerinde temellendiği ruh da işte bu ruh

(+) Allah karşısındaki duruşunun sağlamlığı ve ciddiyeti ölçüsünde ehl-i dalâlet ve ehl-i küfrün hedefi hâline gelir.

“HİCRET, MÜCÂHEDE VE SABIR… AH BUNU BİR BİLSELERDİ!..”

Bamteli: HİCRET VE CİHÂD-I EKBER_ (13 OCAK 2019)

(+) “Sabır, kurtuluşun sihirli anahtarıdır.” Sabrettiler, şikâyet etmediler… dişlerini sıkıp aktif sabır” içinde sabrettiler.

(+) Aktif Sabır. Durağanlığa kendilerini salarak değil; o, insanı dağılmaya götürür, saçılmaya ve savrulmaya götürür. Hareket halinde sabır…

(+)  “Ben, buradayım; şartlar, ne yapmama müsait? Konjonktür, bana ne kadar müsaade ediyor, vize veriyor?” 

(+) Sonra gittikleri yerlerde sıkıntılara maruz kaldılar: Kamp sıkıntısı çektiler.. Ama Sabrettiler, şikâyet etmediler

(+) vize sıkıntısı çektiler.. Ama Sabrettiler, şikâyet etmediler

(+)  geçim sıkıntısı çektiler.. Ama Sabrettiler, şikâyet etmediler

(+) muâvenetlere muhtaç oldular.. Ama Sabrettiler, şikâyet etmediler

(+)  himmetlere muhtaç oldular… Ama Sabrettiler, şikâyet etmediler.

(+) Burada çektikleriniz ötede tatlı birer menkıbeye dönüşecek; gözlerinizin görmediği, kulaklarınızın duymadığı ve akıllarınızın alamayacağı güzellikler içinde o menkıbeleri birbirinize anlatıp sohbet edeceksiniz.

(+) Sâlih kullarıma… Yaptığı her şeyi arızasız, gıllügışsıziçine bir şey bulaştırmadan; şöhret, nam, nişan, dünyevî ad, istikbal, yaşama zevki, bohemlik duygusu, rahat hissi, dünyayı bilerek âhirete tercih etme duygusu bulaştırmadan yapan…

(“Salih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insan kalbinin de tasavvur edemediği nimetler hazırladım.”) 

(+) Sâlih kullarıma… Arızasız, kusursuzBütün bunları elinin tersiyle itmiş; hep neye tâlip olacak ise şayet, ona olmuş. Bunların hepsini terk etmiş; bir yönüyle, “Tâlî şeyler bunlar, benim için!” demiş.

(Şimdi o salah korunduğu takdirde, tamamen her şey O’nun için yapıldığı takdirde, Allah (celle celâluhu) öyle şeyler lütfediyor ki, zannediyorum burada çekilen şeyler, o sıkıntılar, hani o imtihanlar, o iptilalar filan, öbür tarafta -Kur’an-ı Kerim’in başka bir ayeti ile ifade ettiği gibi- karşılıklı koltuklarda oturup anlatacakları menkıbelere dönüşüyor. Bizim geçmişte olan şeyleri anlattığımız gibi…)