“ALLAH’IM! BİR NUSRET-İ KARÎB…YAKIN ZAMANDA NUSRET ALLAH’IM !”
***
“Ya Rabbi, Nil Nehri’nde Hz.Musa’yı koruduğun gibi, Meriç’teki masumları da koru…”
***
her birimiz
…
şu anda mağduriyet, mazlumiyet, mehcûriyet, mahkûmiyet, müstantakıyet -Bu tabiri hiç kullanmıyorlar, evet, “istintak edilme, sorguya çekilme” demektir- yaşayan ve dolayısıyla bir yönüyle hep melûl, mahzun, mükedder olan kardeşlerimizin derdini kendi şahsımızda kendi derdimiz bilerek,
başımızı secdede yere koyduğumuz zaman adeta inlemeliyiz.
Efendimiz: “İnsanın, Allah’a en yakın olduğu yer, secdedir; (secde ettiğinizde) duayı çoğaltın.”
BAŞIMIZI YERE KOYDUĞUMUZ ZAMAN, OLUP BİTEN ŞEYLER KARŞISINDA, ARTIK
“Allah’ım içinde bulunduğumuz musibet, keder ve tasadan bir çıkış yolu, bir kurtuluş lütfeyle
“Allah’ım! Bir nusret-i karîb, yakın zamanda bir nusret Allah’ım! En yakın zamanda engin bir fütuhât.” “İyi bilin ki Allah’ın yardımı yakındır.” (Bakara, 2/214)
“Rabbimiz, bize dünyada da (Sen’in nezdinde) iyi ve güzel her ne ise onu ver; Âhiret’te de (yine Sen’in indinde) iyi ve güzel olan ne ise onu ver. Ve bizi Ateş’in azabından koru!” (Bakara, 2/201)
“Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır.” (Kehf, 18/10)
“Ey Kitabı indiren, bulutları yürüten, dilediğinde hesabı çabucak gören, halis mü’minler aleyhine toplanan grupları dağıtan, düşman saflarını darmadağın eden Allahım! Bu düşmanları da perişan edip hezimete uğrat; onlara karşı bize yardım eyle.”
[Bamteli: EŞKIYANIN TASALLUTU VE YOL HARİTAMIZ_ 01/04/2018]
***
Şefkat Peygamberi’nin mübarek dudaklarından dökülen ve sahabeyi gözyaşlarına gark eden bir dua:
“Hapsedilen, işkence gören, ezilen müminleri kurtar Allahım!..”
Hayır, sadece insanların gönüllerini değil, mescidin duvarlarını, münevver şehrin sokaklarını, dağı taşı titreten elîm bir seda:
“Allahım! İbn-i Ebî Rabîa’ya necât lütfet; Allahım Seleme ibn-i Hişâm’ı halâs eyle; Allahım Velid ibn-i Velid’i felâha eriştir; Allahım Mekke’deki diğer mustaz’af müminleri kurtar!”
Dış görünüş itibariyle daha kötü durumda olanların ahvâlini de yüce makamlara ulaştırmak için Rabbin özel imtihanı olarak değerlendirdiler; onlar için kederlenip kavlî fiilî dualar ettiler. Fakat asla kadere taş atmadılar; Hâlık’ı, halka şikâyet etmediler; atf-ı cürümlere girmediler.
Onlar, her tehlikenin bir gün mutlaka ortadan kalkacağı, önlerinin açılıp imkânsızlıkları imkânların takip edeceği, her şeyden öte yolun sonunda rü’yetullah, rıza ve Rıdvan’a erileceği inancıyla, hep azimli ve kararlıydılar.
Bir Ramazan bayramı sabahıydı.
Gül-i Rânâ Efendimiz’in mübarek çehresinde tebessüm şebnemleri belirivermiş ve “Allah kardeşlerinize necât lütfetti; yola çıktılar, geliyorlar.” demişti.
Böyle bir müjdeye bugün biz de ne kadar hasret ve ne denli muhtacız!..
“Kurtar Allahım,
kadını erkeğiyle bizim arkadaşlarımızı, kardeşlerimizi de kurtar Allahım!..
İradî veya cebrî hicrete teşebbüs edenlere kolaylık ver; güzel vatanımızda kalanlara emniyet ve huzur lütfet. Her birini sürpriz nimetlerinle sevindir, helal rızıklarını bereketlendir.
Dostlarımıza necât vermekle beraber, diktatörlüğe dönmüş bir sistemin paletleri altında ezilen, -hangi inançtan, hangi anlayıştan olursa olsun- bütün insanlara bir çare göster ve hepsini selamete erdir.
Yeryüzündeki bütün masumları iki yüzlü tiranların sultasından kurtar Allahım!..”
Hâsılı; imtihandayız, esaretle hürriyetle.. imtihandayız, hapishaneyle hicretle.. imtihandayız, işkenceyle esenlikle.. imtihandayız, ayrılıkla beraberlikle.. imtihandayız, fakr u zaruretle imkan genişliğiyle.. imtihandayız, ızdırapla duyarsızlıkla… İmtihandayız!..
Hazreti Rahman, kalblerimizi kaydırmasın; maddî manevî eziyetlere maruz kalan kardeşlerimize ve diğer mazlumlara en yakın zamanda ferec ve mahreç lütfetsin;
onların mağduriyetlerini ebedî saadet vesilesi kılsın.
Ve kim ne derse desin, Allah bizi bir veliler kervanı olan bu Hizmet’ten ayırmasın; akıbet, mazlumen idam edilmek bile olsa, yarı yolda kalmaktan ve kazanma kuşağında kayıplar yaşamaktan muhafaza buyursun.
[KURTAR ALLAHIM!!! (CUMA HUTBESİNDEN…)]
***
Allah’ım!
Bir nusret-i karîb, yakın zamanda bir nusret Allah’ım!
En yakın zamanda engin bir fütuhât; din-i mübîn-i İslam adına ve hafife alamayacağımız tarihî değerlerimizi dünyaya duyurma adına, engin bir fütuhât Allah’ım!..”
Bunalmış, sıkılmış, canı gırtlağına gelmiş insanlara o engin rahmetin ile merhamet buyurarak,
“Allah’ım, Sen’den yardım diliyoruz; din-i mübîn-i İslam adına ve hafife alamayacağımız tarihî değerlerimizi dünyaya duyurma adına kapıları açmanı istirham ediyoruz. Allah’ım, engin bir fütuhât! En yakın, yakınlardan da yakın bir zaman ve en geniş, genişlerden de geniş bir çerçevede; ‘Kullarıma öyle sürpriz nimetler hazırladım ki, ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne de insanın hatırına gelmiş!’
buyurduğun gibi, işte öyle sürpriz şekilde…”
[Bamteli: MEDET YA RABBENÂ!.._ 31/12/2017]
Bu, onların dertlerini paylaşmanın, onlarla beraber olmanın ve öbür tarafta da onlarla beraber Cennet’e girmenin sırlı anahtarıdır.