(“ALLAHIM! SEN’DEN GAYRI HER ŞEYDEN BİZLERİ MÜSTAĞNÎ EYLE..”)

***

Kırık gönüllerin inkisarını bilen, onulmaz dertlere derman gönderen, ikliminden gelen esintilerle ruhlarımızdaki yalnızlık ve vahşetleri silen yalnız O’dur.

O’na yönelen, açılacak bir kapıya yönelmiş olur; O’na yalvaran matlubuna ermiş sayılır.”

” Bugün oturup-kalkarken dudaklarımızdan hep o türlü şeylerin dökülmesi…

Bir “eşref-i saat”e, “eşref-i dakika”ya rastlayabilir. 

*** 

ŞAMİL CUMA GÜNÜ DUASI ÖRNEĞİ-27

*****

Bismillahirrahmanirrahim 
La ilahe illa ente 
Ya Hannanu 
Ya Mennanu 
Ya bediussemavati vel ard 
Yazel Celali vel ikram 
Ya Hayyu Ya Kayyum 
Ya Hayyu Ya Kayyum 
Ya Hayyu Ya Kayyum 
İyyake Na’budu ve İyyake Nestain 
Velhamdülillahi Rabbilalemin.… 

 [Efendimiz buyuruyor:”cuma günü hangi vakitte bu dua okunarak duada bulunulursa,doğu ile batı arasinda her ne istenilirse istenilsin,duası kabul olunur.] 

*****

Allahım!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e (s.a.v) 

ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne..

mukarreb meleklere..

gök ve yer ehlinden -onlarla beraber rızana nâil olmak için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine..

özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Şuayb, Kelîmullah Hazreti Mûsa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman Hazreti Yunus, Hazreti İlyas, Hazreti Elyesa, Hazreti Zülkifl, Hazreti Zekeriyya, Hazret Yahya, Hazreti İsa ve annesi Hazreti Meryem, Hazreti Zülkarneyn, Hazreti Lokman ve Hazreti Üzeyr’e (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm).. 

Ve Efendilerimiz Hazreti Cebraîl, Hazreti Mîkaîl, Hazreti İsrafîl ve Hazreti Azraîl’e. 

Hamele-i Arş’a..

mukarreb meleklere..

Kerûbiyyûn’a ve Kirâm-ı Katibîn’e..

Allah Resûlü’nün halifeleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazret Ali efendilerimize.. 

Peygamberimiz’in iki amcası Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas’a

ve Allah Resûlü’nün ahfâdına..

özellikle de Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Muhammed el-Hanefî ve Zeynü’l-Âbidîn hazerâtına..

Annelerimiz Hazreti Hatice-i Kübrâ ve Hazreti Âişe-i Sıddîka’ya

ve Efendiler Efendisi’nin diğer pak zevcelerine

ve kızları Zeynep, Rukayye, Ümmü Külsüm ve Fatımetü’z-Zehraya..

Ve muhacir ve ensardan bütün ashâb-ı güzîne,

tâbiîn ve tebe-i tâbiîn efendilerimize..

 müçtehidîn-i kirâma

müfessirîn-i izâma..

muhaddisîn-i fihâma..

evliya, asfiya, ebrar ve mukarrebîne..

aktâba ve hususen Hazreti Ali ve Hazreti Hamza efendilerimize..

 Şeyh Abdülkâdir-i Geylanî, Şeyh Ebu’l-Hasen el-Harakânî, Şeyh Harranî, Şeyh Menbicî İmam Rabbanî, Ebu’l-Hasen eş-Şazilî, Ahmed el-Bedevî, Ahmed er-Rufaî, Muhammed Bahâüddin en-Nakşebendî  

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursîye, 

Büyüğümüze 

ve Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün salih kullara 

ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle ve dualarımızı onların hürmetine kabul buyur. 

Allahım, 

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun. 

Cumamızı mübarek eyle..

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya kardeşlerimize ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Allahım,

Şu icabet saatlerinde başta büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme..

Allahım! Senin inayetinle sabahladık; Senin inayetinle akşamladık; Senin inayetinle yaşar, Senin izninle ölürüz. Dönüş de Sanadır. Hamd, canımızı aldıktan sonra bizi tekrar dirilten Allah’a mahsustur. Dönüş de O’nadır.

Lebbeyk ya Rab, fermanına uyduk, divanına geldik. Her zaman gelmeye de âmâdeyiz.

Allahım! İçinde bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi!

Sen, Raûf ve Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana ait her bir hak hürmetine ve Senden isteyen kulların hürmetine bizi şu günün sabahında ve akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyoruz.

Rabbim! Bu ve bundan sonraki günlerin hayrını, fethini, yardımını, nurunu, bereket ve hidayetini istiyor, bugünün ve daha sonraki günlerin şerrinden de Sana sığınırız.

Bütün hamd ü senâlar, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsus ve O’nun hakkıdır. Efendimiz ve doğru yolu bulma konusunda tek rehberimiz, dayanağımız Hazreti Muhammed’e, durulardan duru ehl-i beytine, kerem ve cömertlikte hep ilk saffı tutmuş ashabının cümlesine; bütün enbiyâ ve mürselîne; Allah’ın gökyüzü ve yeryüzü ehlinden sâlih kullarının bütününe salât u selam olsun.

 1 – Allah’ım! Nezd-i Ulûhiyetinden bizleri öyle bir rahmetle serfiraz eyle ki, Sen’den gayrısının (mâsivânın) bütün rahmetlerinden bizleri müstağnî kılsın!

 2 – Allah’ım! Yüce dergâhından öyle bir fazl u kerem ve öyle bir teveccüh talep ediyoruz ki, Sen’den gayrısının bütün fazl u keremlerinden ve bütün teveccühlerinden bizleri müstağnî kılsın!

 3 – Allah’ım! Dergâh-ı izzetinden bizlere öyle bir “iman-ı kâmil” nasip buyur ki, Sen’den gayrı her şeyden bizleri müstağnî eylesin!

 4 – Allah’ım! Din-i Mübîn-i “İslâm”ı, Sen’in râzı olacağın şekilde yaşamayı bizlere öyle müyesser kıl ki, başkalarının bu konuda bizden hoşnut olmaları endişesinden bizleri müstağnî kılsın!

 5 – Allah’ım! Bizlere öyle bir “ihsan” şuuru nasip buyur ki, bütün mâlâyâniyat’tan (bizleri San’a yaklaştırmayan ve yaratılışımızın hikmetiyle doğrudan katkısı bulunmayan şeylerden) bizleri alıkoysun!

 6 – Allah’ım! Yüce katından bizlere öyle kâmil bir hidayet nasip buyur ki, bütün inhiraflardan bizi koruyacak bir seviyede olsun!

 7 – Allah’ım! Dergâh-ı Ulûhiyetinden bizleri öyle kâmil bir rüşd ile, istikamet ve muvaffakiyet ile serfiraz kıl ki, her türlü sürçme ve kaymalara karşı bizleri korusun!

 8 – Allah’ım! Fâniyât u zâilâtın, fâni olan ve zevâle mahkum bulunan varlıkların bütününden sıyanet buyuracak bir rıza ile bizleri serfiraz eyle!

 9 – Allah’ım! San’a ve Habîb-i Edîb’in Hazreti Muhammed’e öyle bir mülâki olma iştiyakı bizlere bahşet ki, Sen’den gayrısına karşı yersiz/faydasız iştiyak duymaktan bizleri müstağni kılsın!

 10 – Allah’ım! Dergâh-ı izzetinden bizleri öyle bir müjde ile sevindir ki, Sen’den gayrı bütün mâsivadan gelebilecek müjdeler onun yanında gölgede kalsın!

11 – Allah’ım! Bizleri en kısa zamanda hastalıklardan öyle bir şifa, sıhhat ve âfiyet ile serfiraz kıl ki, başkalarının tedavi, mualece ve çarelerinden bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!

 12 – Allah’ım! Bizleri; Sana güven ve itimad yolunda kalben her türlü beşerî güç ve kuvvetten teberrî edip her şeyi yegâne Kudret Sahibi olan San’a havale etme, başka güç kaynakları mülahazasından bütün bütün sıyrılma, sıyrılıp da eşyanın perde arkasına (kalbî ve ruhî hayata) uyanma, sebeplere tevessül ile beraber onlara tesir-i hakiki vermeme ve vicdanen itimâd-ı tâmma ulaşmanın ünvanı olan “teslim” pâyesiyle şereflendir. Sadece aklı, mantığı ve inançlarıyla değil, bütün zâhir ve bâtın duygularıyla Sen’in emir ve iş’ârlarında erimiş, Sana mir’ât-ı mücellâ haline gelmiş huzur erlerinin ihraz ettiği mertebe olan “tefviz” mertebesiyle bizleri onurlandır. Ve bu doygunluğun süreklilik halini arz eden, hâslar üstü hâslara mahsus “sika” makamıyla bizleri serfiraz eyle. Öyle ki ihtiyaçlarımızı giderme ve dertlerimize çâre olma adına Sen’den gayrısının kapısında dilencilik yapmaktan bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 13 – Allah’ım! Sen’den, nefislerimizi, ruh ve kalb hayatına açık, melek edalı arzlı bir semaviye dönüşmüş “nefs-i mutmainne” ufkuna yükseltmeni; onun bir üst mertebesi olan, kullarının Sen’den hoşnutluğunu anlatan, Sen’den ne gelirse gelsin, her zaman şükürle karşılık verip kat’iyen şikâyet etmeme, bu yolda gülü de dikeni de aynı görme, azbı da azabı da bir bilme noktası sayılan “nefs-i râdiye” zirvesine ulaştırmanı; onun da ötesinde, rızana mazhar edilmenin, bizim küçüklüğümüze göre değil Senin azametine yakışır bir iltifata erdirilmenin unvanı olarak anılan “nefs-i mardiyye” şahikasıyla bizleri serfiraz kılmanı diliyor ve dileniyoruz. Öyle ki, Senin rızana erdikten sonra başkalarının bizden razı olmasını hedeflemekten bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!

 14 – Allah’ım! Bizleri her zaman yüzü yerde ve alçak gönüllü “mütevâzı” kimselerden eyle! Öyle ki tavır ve davranışlarımızda başkalarını mülahazaya alıp onların rızasını hedeflemenin adı olan her türlü “riya”dan; faikiyet mülahazasına girip büyüklük taslama diye tarif edilen “kibir”den; iç beğeni girdabına kapılıp kendine meftun olmanın ismi addedilen “ucub”tan bizleri alıkoyacak keyfiyette olsun!

 15 – Allah’ım! Ulu Dergâhından bizlere öyle bir lütufta bulun ki, Sen’den gayrı bütün mâsivadan gelebilecek iyilik ve lütuflardan bizleri müstağnî kılsın!

 16 – Allah’ım! Yüce katından bizlere öyle bir nusret ve yardımda bulun ki, Sen’den gayrı bütün mâsivadan gelebilecek destek, arka çıkma ve yardımlardan bizleri müstağni kılacak ölçüde olsun!

 17 – Allah’ım! Bizleri, bütün beklentilerini Senin merhametine bağlayan, Sen’in lütuf ve ihsanlarını uman, gelecek adına emellerle dopdolu olan ama arzu edilen şeylerin Sen’in kudretinle elde edilebileceği mülahazasıyla yaşayan, gönlü Sen’in rahmetinin vüs’ati sayesinde her dem ümit ile atan “recâ ehli” kimselerden eyle! Öyle ki Sen’den gayrı hiçbir varlıktan beklentiye girmeyelim, ümidimizi asla başkasına bağlamayalım!

 18 – Allah’ım! İman ile dirilme ve İslam’ı hayatımıza hayat kılma adına sinelerimize açıklık bahşet, inşirah ver; gönlümüzü imana ve İslam’a açıp genişlet; darlık ve sıkıntıdan genişlik, ferah ve huzura kavuştur; sükûn, itminan ve inbisata erdir. Öyle ki Sen’den gayrısına dilbeste olmayıp bütün vesilelere müstağnî kalalım!

 19 – Allah’ım, hakkımızda hayırlı neticelerin vukuu için muztarr kaldığımız anlarda, inayetinin esbab-üstü müdahalesi adına yaptığımız istek ve dileklerimize cevap ver, yakarışlarımıza icabet buyur. Dualarımıza öyle bir karşılık ver ki; faydalı gördüğümüz şeylere nail olma veya problemlerimizi çözme hususlarında Sen’den gayrısına dil dökmekten, mâsivâyı yardıma çağırmaktan bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!

 20 – Allah’ım! Yüce katından ledünnî bir te’yid ile  bizleri serfiraz kıl; imanı kalblerimize perçinle; sarsılmayan, dönmeyen ve yılmayan bir ruhla bizleri destekle. Öyle ki bu konuda Sen’den gayrı bütün mâsiva’dan gelebilecek her türlü desteği, sırt çıkmaları ve desteklemeleri unutturacak keyfiyette olsun!

 21 – Allah’ım! Bizleri sâlih ameller yapmaya muvaffak eyle; yararlı, yaraşıklı ve hayırlı işlerde bizleri istihdam buyur; Sen’in hoşuna giden, yapılmasından râzı olduğun, dünyada huzur, ahirette de bereket ve saadet vesilesi olan işlere bizleri muvaffak kıl! Öyle ki yaratılış gayemize uygun düşmeyen her türlü mâlâyâni ve füzûlî tavır ve davranışlardan bizleri alıkoysun!

 22 – Allah’ım! Bizleri doğru düşünen, doğru konuşan, doğru davranış sergileyen ve aynı zamanda doğruluğu kalbine perçinleyen, içi-dışı bir “sadakat ehli”nden eyle! Ve bizleri; itikatta, amelde, muamelatta ve yeme-içme gibi bütün davranışlarda ifrat ve tefritten sakınıp, nebiler, sıddîkler, şehitler ve sâlihlerin yolunda yürümeye itina gösteren “istikamet ehli” zümresine ilhak buyur! Bu lütfun, bizleri her türlü sapkınlıktan, yoldan sapmalardan ve şaşkınlıklardan alıkoyacak keyfiyette olsun!

 23 – Allah’ım! Bizim liyakat, kesb ve aczimize göre değil, Sen’in rahmet, kerem ve azametine yakışır şekilde bir iyilik, güzellik ve ihsan ile bizleri şereflendir. Öyle ki, başkalarına nazarlarımızı çevirecek ihsan beklentilerinden ve cemile kırıntılarından bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!

 24 – Allah’ım! Yüce dergâhından ledünnî bir iyilik ve “birr” ile bizleri serfiraz kıl; hayra kilitlenmiş, riyâzet ve ahlâkî istikametle Hakk’a ermeye çalışan birr u takva erleri “ebrâr” zümresine ilhak buyur! Öyle ki Sen’den gayrısından gelecek her türlü sûrî iyilikten bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 25 – Allah’ım! Sen’i öyle bir bilelim, marifetine öyle bir erelim ki, Sen’den gayrı bütün mâsivâ ile ilgili her türlü bilgi ve irfandan bizleri müstağnî kılsın!

 26 – Allah’ım! Her türlü sapmadan, yoldan çıkmadan ve haktan inhiraf etmeden bizleri muhafaza buyuracak, sıyanet edecek bir “kâmil imân” ile bizleri serfiraz kıl!

 27 – Allah’ım! Bizlere ekstra lütuflarda bulun ve bizleri “ihsan” pâyesine erdir; erdir ki, hak ölçülerine göre iyi düşünebilelim, iyi şeyler planlayabilelim, iyi işlere mukayyet kalabilelim ve kullukla alâkalı bütün davranışlarımızı, Sen’in teftişine arz etme şuuruyla, fevkalâde bir titizlik içinde olabilelim. Bu lütfun öyle bir keyfiyette olsun ki, Sen’den gayrısına teveccüh etmekten bizleri müstağnî kılsın!

 28 – Allah’ım! Söz, tavır ve davranışta “hak söz”ü temsil etmeyi ve onu dillendirmeyi bizlere müyesser kıl! Sözümüz her dem “kıssa-i Cânân” etrafında dönsün ve sözün gerçek künhüyle ilgili olsun. Öyle ki bâtıl dedikodulardan bizleri alıkoysun!

 29 – Allah’ım! Üzerimizdeki İslam nimetini tamamla ve her türlü bakış bulanması ve göz kaymasından, tavır ve davranışlarda her türlü sürçme ve yere kapaklanmadan bizleri muhafaza buyursun!

 30 – Allah’ım! Bizlere, Sen’i öyle delice sevmeyi nasip buyur ki, Sen’den gayrı bütün mâsivaya gönül bağlamaktan bizleri halâs eylesin!

 31 – Allah’ım! Bizlere Yâr ve Yârân olmanı, her dem bizimle bulunmanı Sen’den diliyor ve dileniyoruz; zira bizim yegâne Efendimiz Sen ve biricik dostumuz yine Sen’sin! Dostluğunla öyle bir serfiraz olalım ki, Sen’den gayrısından gelebilecek surî dostuklara bel bağlamaktan bizi alıkoysun!

 32 – Allah’ım! Bizleri rü’yet-i cemâlinle müşerref eyle ve bizden râzı olma pâyesine bizleri erdir! Öyle ki Sen’den gayrısından bizleri bütün bütün müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 33 – Allah’ım! Bizleri “ihlas-ı kâmil” ile serfiraz kıl; kıl ki doğru, samimî, katışıksız ve dupduru olabilelim; riyâdan uzak durabilelim ve kalbi bulandıracak şeylere karşı kapalı kalabilelim; gönül safveti ve fikir istikameti içinde Sen’inle münasebetlerimizde dünyevî garazlardan uzak kalabilelim ve tam bir sadakatle Sana kullukta bulunabilelim. Bu lütfun öyle bir keyfiyette olsun ki, riyadan ve süm’adan bizleri alıkoysun, “Görsünler, desinler, bilsinler!” duygusuyla hareket etmekten bizleri korusun!

34 – Allah’ım! Sen’den, dergâh-ı izzetinden, bizleri bir asalet, cömertlik ve azametle; bir şan, izzet ve haysiyetle şereflendirmeni diliyoruz. Öyle ki başkalarının bize bahşedeceği her türlü itibardan ve bize layık göreceği her türlü onurdan bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

35 – Allah’ım! Bizleri; huy, tabiat ve seciyye itibariyle “ahlak-ı hasene” ile serfiraz kıl; “halk”a, huluk-u hasene urbası giydirebilen bahtiyarlardan eyle! Öyle ki her türlü kötü ahlaktan bizleri alıkoyacak keyfiyette olsun!

 36 – Allah’ım! Bizleri öyle özel bir yardım ile takviye buyur ki; Sen’den gayrısından gelebilecek her türlü testek ve yardımdan bizi müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 37 – Allah’ım! Recâ duygumuzu tadil sadedinde, emniyete düşüp aldanmamamız ve kuruntulara takılıp kalmamamız adına “mehâfet” ile bizleri serfiraz kılmanı, Sana karşı saygı ile iki büklüm olma manasında firar boyutlu “mehâbet” ile bizi şereflendirmeni diliyoruz. Öyle ki Sen’den gayrısından bir daha hiç korkmayalım, ürpermeyelim ve irkilmeyelim.

 38 – Allah’ım! Bizleri nezd-i uluhiyetinden bir “mükne” ile şereflendir; ayağımızı yere sağlam basacağımız ve sözümüzü dinletebileceğimiz bir imkân, bir güç ve hâkimiyet bahşet; ülkemizi devletler muvazenesinde muvazene unsuru olma konumuyla serfiraz kıl! Öyle ki Sen’den gayrı bütün mâsivadan bu konuda gelebilecek her türlü desteğe karşı bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 39 – Allah’ım! Nezd-i Ulûhiyetinde bir kıymet-i harbiyesi olan “derece”lerle bizleri pâyelendir! Öyle ki denî olan dünyanın her türlü “mertebe”lerinden bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 40 – Allah’ım! Dergâh-ı izzetinden bizlere öyle bir hüküm ve sultanlık bahşet, işlerimizi öyle bir deruhte et ki, Sen’den gayrısının dostluğuna bizleri muhtaç kılmayacak ölçüde olsun!

 41 – Allah’ım! Şek ve şüpheden kurtaracak doğru, sağlam ve kesinlerden kesin bilgiye, hem de herhangi bir tereddüt ve kuşkuya düşmeyecek şekilde ulaştırarak, o bilgiyi ruhumuza mâl etmeye vesile olacak “yakîn” ile bizleri serfiraz kıl! Dahası, perdesiz, hâilsiz, aynı zamanda kemmiyetsiz, keyfiyetsiz ve tasavvurları aşan sırlı bir maiyyeti ihraz etme mazhariyetinin unvanı kabul edilegelen “hakka’l-yakin” pâyesine bizleri erdir. Öyle ki bizlere bahşedeceğin bu “yakîn zirvesi” sayesinde bütün tereddütlerden kurtulalım ve diğer “yakîn” mertebelerinden müstağnî kalalım!

 42 – Allah’ım! Liyakatimize bakarak değil, rahmetinin vüs’ati ve kereminin nihayetsizliğine uygun, ledünnî bir yolla bizleri “reşâd-ı kâmil” ile serfiraz kıl; tâ ki doğru yolu gören, gönül itibariyle Hakk’a uyanan; kalben ve fikren Allah’a vuslatın önündeki mâniaları bertaraf ederek duygu ve düşünceleri itibariyle Hak maiyetine ermiş bulunan kimseler zümresine ilhak olalım. Olalım da, Sen’den gayrısının yol göstermeleri ve nasihatlerinden müstağnî kalabilelim.

 43 – Allah’ım! Yüce katından bizleri “ledünnî tezkiye” ile serfiraz kıl, nefislerimizi pîrupâk eyle ve bizlere verilen negatif duyguların da hayır istikametine çevrilmesini lütuf buyur! Öyle ki, başkalarının bizleri pâka çıkarmalarına, bizleri tezkiye etmelerine gönül bağlamaktan bizleri müstağnî kılsın!

 44 – Allah’ım! Dergâh-ı izzetinden; bizlere vakar, ciddiyet ve ünsiyet bahşet; ruh ufkunda dalgaların dindiği ve sükûnun hükümferma olduğu, gaybî varidatla kalbin oturaklaştığı, sürekli temkin içinde ötelerin kollandığı ve üns esintilerinin soluklandığı “sekine” pâyesiyle bizleri serfiraz eyle! Bunun da ötesinde kalbî hayat adına gel-gitlerin bütün bütün sona erdiği, tam oturaklaşma ve itminanın hâkim olduğu “tuma’nine” ufkuyla bizleri şereflendir! Öyle ki, bu lütfun sayesinde Sen’den gayrı her türlü vesileye dilbeste olmaktan müstağnî kalabilelim!

 45 – Allah’ım! Bizden evvel binlerce peygamber, yüzbinlerce veli ve milyonlarca salih insanın sülûk ettiği “sırat-ı müstakim”e bizleri erdir ve o yol üzere bizleri sabitkadem eyle! Öyle ki, Sen’in gazabını celbedecek işler yapanların ve şaşkınlık içinde dalâlette bulunup da hak ve hakikatin berrak yüzünü göremeyen kimselerin tuttukları yoldan bizleri muhafaza edecek keyfiyette olsun!

 46 – Allah’ım! Sen’den, Sen’i her dem hatırlamak ve yâd etmek suretiyle bizleri bir “zikr-i dâimi” ile serfiraz kılmanı diliyoruz. Öyle ki, başkalarını hatırlamaktan ve onları yâd etmekle meşgul olmaktan bizleri korusun!

47 – Allah’ım! Havl ve kuvvetinin hazinelerinden bizlere öyle bir zafer ihsan buyur ki; Sen’den gayrı bütün mâsivâdan gelebilecek desteklerden bizleri müstağnî kılsın!

48 – Allah’ım! Hizmetlerimiz konusunda nezd-i ulûhiyetinden öyle muvaffakiyetler ihsan buyur ki, Sen’den gayrı bütün mâsivâdan gelebilecek başarılardan bizleri müstağni eylesin!

 49 – Allah’ım! Bize karşı kin ve öfkeyle oturup kalkan hasımlarımıza öyle bir galebe çalmayı ihsan buyur ki, Sen’den gayrı bütün mâsivadan bu konuda gelebilecek her türlü desteğe karşı bizleri müstağnî kılsın!

 50 – Allah’ım! Dosdoğru yaşayabilmemiz için Yüce dergâhından öyle bir “sadakat” ile bizleri serfiraz kıl ki, Sen’den gayrısının bize yön vermesinden, mâsivâ’nın bizleri saptırmasından ve bizlere bakış inhirafı yaşatmasından bizleri emin kılsın!

 51 – Allah’ım! Mâsivânın saptırmasından, yoldan çıkarmasından bizleri koruyacak -kâmil manasıyla- bir istikâmet-i tâmme talep ediyoruz.

 52 – Allah’ım! Sen’den gayrısının, bütün mâsivânın ihtimam, in’am ve lütuflarından bizleri müstağnî kılacak bir inâyet-i kâmile ile bizleri serfiraz kılmanı diliyor ve dileniyoruz.

 53 – Allah’ım! Sen’den gayrı bütün mâsivânın gözetmesinden bizleri müstağni kılacak ölçüde bir riayet ve gözetilmeyi Sen’den istiyoruz.

 54 – Allah’ım! Sen’den, bizleri öyle kuvvetli bir hıfz ve koruma ile serfiraz kılmanı istiyoruz ki, bizleri Sen’den gayrı bütün mâsivânın korumasından müstağnî kılacak ölçüde olsun!

 55 – Allah’ım! Hayır yörüngeli her işimizde bizlere öyle başarı ve muvaffakiyetler ihsan buyur ki, Sen’den gayrı bütün mâsivânın başarı adına yapacakları desteklerden bizleri müstağnî kılacak mahiyette olsun!

 56 – Allah’ım! Olup biten her şey, ancak Sen’in izin ve iraden dahilinde gerçekleşir. Ne olur bizleri ezelî ve ebedî havl ve kuvvetinle öyle serfiraz kıl ki, başkalarının havl ve kuvvetinden bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!

 57 – Allah’ım! Bizlere gerek ruh ufkunda gerekse fizikî âlemde nezd-i Ulûhiyetinden öyle âşikâr “feth-i mübîn”ler nasib buyur ki, Sen’den gayrı mâsîvânın fetihlerini bizlere unutturacak ölçüde olsun!

 58 – Allah’ım! Bizlerin cirmi ölçüsünde değil Sen’in şânına yakışır şekilde bizim tasarruf yetkimize öyle şeyler ihsan buyur ki, bizleri bütün gayr-ı meşrû tasarruf yetkilerinden müstağnî kılacak ölçüde olsun!

 59 – Allah’ım! Kalb, sır, niyet, ruh ve zihin latifelerini temsil eden melekûtî yanımızı kötülüklerden öyle berî kıl, ayıp ve şirkten öyle bir temizle ki, bu konuda nâkıs ve kusurlu himmetlerden bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!

60 – Allah’ım! Yüce katından; başkalarının çâre ve çözümlerinden, güvenlik ve esenliklerinden bizleri müstağnî kılacak ölçüde tam bir silm u selamet, kâmil manada bir güvenlik ve esenlik lütfeyle!

 61 – Allah’ım! Bizi her türlü hıyanetten koruyup kolla; bize tam bir emniyet ve endişesizlik hali bahşeyle; ayrıca bizi hıyanetin en küçüğünden bile fersah fersah uzak bulunan emniyet ve güven insanları eyle!

 62 – Allah’ım! Bizlere tam bir izzet lütfeyle; bizi öyle bir takviye et, güçlendir ve tam bir destek ile te’yid buyur ki, Sen’den gayrısının desteğinden ve aziz kılmasından bizleri müstağni yapacak ölçüde olsun!

 63 – Allah’ım! Öyle bir yarlıgama ve mağfiret-i tâmme ile kusurlarımızı ört ki, “pişmanlıklar günü” olan mahşer gününde utanıp hacâletle iki büklüm kalmaktan, perişanlığa düşüp zâyi olmaktan bizleri muhafaza edecek ölçüde olsun!

 64 – Allah’ım! Sen’den, bizleri öyle bir bağış ve hibe ile serfiraz kılmanı istiyoruz ki, Sen’den gayrısına el açmak ve beklentiye girmekten bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 65 – Allah’ım! Bizleri öyle bir helal rızıkla şereflendir ki, haram kıldığın her türlü sakıncalı şey ve duruma bizleri muhtaç bırakmayacak seviyede olsun!

 66 – Allah’ım! Yüce katından öyle bir “ilm-i ledünn” ile bizleri serfiraz kıl ki, her türlü “mâlâyâniyat”tan (doğrudan bizi ilgilendirmeyen, ne mârifet-i İlahî ve ne de âhiret hesabına bizlere faydası olmayan füzûlî şeylerden) bizleri sıyânet edecek keyfiyette olsun!

 67 – Allah’ım! Bizleri öyle bir mânevî pâye ile şereflendir ki, her türlü sûrî ve görünüşten ibaret olan geçici pâye ve makamlara dilbeste olup onları elde etme yolunda soluk soluğa kalmaktan alıkoyacak ölçüde olsun!

 68 – Allah’ım! Bizlere öyle tam ve devamlı bir şahsiyet, onur ve izzet-i nefis nasip et ki, Sen’den gayrısının bize sunacağı izzet ve onurdan bizleri müstağnî kılsın!

69 – Allah’ım! Sen’den, hem yapageldiğimiz şeylerde hem de maruz kalacağımız muamelelerde sırf, katışıksız ve rızan yörüngeli adalet olan “adalet-i mahza” ile bizleri serfiraz kılmanı diliyoruz. Öyle ki başkalarının sunacağı “adalet-i izâfiye”lerden bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 70 – Allah’ım! Sen’den yumuşak huylu, ağır başlı olmayı ve hilm vasfıyla ittisaf etmeyi bizlere müyesser kılmanı diliyoruz; öyle ki bu hilm, her türlü huşunet, hoyratlık ve kabalıktan bizi koruyacak ve müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 71 – Allah’ım! Sen’den öyle bir koruma ve kollama istiyoruz ki, Sen’den gayrısının koruma ve kollamasından bizleri müstağnî bırakacak ölçüde olsun!

 72 – Allah’ım! Sen’den cömertlik, âlicenâplık, sehavet, hayır ve iyilik; ihsam, ağırlanma ve izzet-u ikram diliyor ve dileniyoruz. Öyle ki başkalarının bize yapacağı ikramdan bizleri müstağni kılsın!

 73 – Allah’ım! Bizleri öyle bir istiğnâ duygusuyla serfiraz kıl ki, başkalarına el açıp dilenmekten bizleri müstağnî bıraksın ve bize ihsanda bulunduğunla yetinmeyi bizlere müyesser kılsın!

74 – Allah’ım! Bizleri “hikmet” ile serfiraz kıl; tâ ki sebeplerin ruhunu kavrayalım, eşyanın perde önü ve perde arkasına muttali olalım, kâinat kitabındaki ve dinin özündeki maslahat ve gayelere vâkıf olabilelim, faydalı ilim ve salih amel beraberliğine muvaffak olabilelim. Öyle ki bizleri mâsivanın felsefelerinden müstağnî kılacak ve düşünce falsolarından koruyacak keyfiyette olsun!

 75 – Allah’ım! Yüce Dergâhının kapısında yapageldiğimiz dualara öyle bir icabet nasip buyur ki, bizleri başkalarından istekte bulunmak ve beklentilere girmekten müstağnî kılsın!

 76 – Allah’ım! Bizleri öyle tâm ve ekmel bir muhabbet ile serfiraz kıl ki, Sen’den gayrısının sevgi ve alakalarına ihtiyaç bırakmayacak ölçüde olsun!

 77 – Allah’ım! Adaleti icrâ etmeyi, hasımlarımıza hak üzere galip gelmeyi, mazlumun hakkını zâlimin tasallutundan kurtarmayı bizlere öyle bir nasip buyur ki, hem zulme girmekten hem de zâlimin hıyanetinden ve kalleşliğinden bizleri masûn ve mahfuz eylesin!

 78 – Allah’ım! Öyle bir kuvvet ve kudretle, karşılaştığımız durumlara güç yetirecek ve üstesinden gelebilecek donanımla/takatle bizleri serfiraz kıl ki, Sen’den gayrısının güç ve takatinden medet ummaktan bizleri müstağnî kılsın!

 79 – Allah’ım! Öyle bir metânet, sağlamlık, peklik ve kavilikle bizlere lütufta bulun ki; yeis ve zillete, ümitsizlik ve perişâniyete düşmekten bizleri alıkoysun!

 80 – Allah’ım! Dergâh-ı izzetinden bizleri öyle faydalarla serfiraz kıl ve bizleri insanlığa öyle bir yararlı hâle getir ki, başkalarının bu konuda sağlayacakları menfaat ve sergileyecekleri gayretlerden bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!

 81 – Allah’ım! Sen’i öyle bir hamd ü senâ etmeyi, her türlü övgüyü Sana vermeyi ve Sen’i her dem tazim ve sitayişte bulunmayı bizlere lütfet ki; gaflet vadilerinde dolaşmaktan ve nankörlükte bulunmaktan bizleri muhafaza buyursun!

82 – Allah’ım! Hizmetimiz itibariyle bizlere yeni bir başlangıç ve yeniden varlığa yol bulmayı ihsan buyur! Öyle ki bu konuda başkalarından gelebilecek yardımlardan bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 83 – Allah’ım! Zulüm yoluyla ve haksızca elimizden alınan, gasp edilen mal ve mülklerimizin bizlere iadesi noktasında bizlere öyle bir lütufta bulun ki, başkalarının iade etmelerinden bizleri müstağnî kılsın!

 84 – Allah’ım! Sen’den, bizlere rızan ekseninde afiyet televvünlü bir hayat nasip buyurmanı diliyoruz. Öyle ki bu konuda başkalarının el uzatmasından bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 85 – Allah’ım! Ey bir ve tek olan “Ehad” ve ey bütün mahlukatın kendisine muhtaç olduğu ama Kendisinin herkesten ve her şeyden müstağnî bulunduğu “Samed”! Özellikle bu iki ism-i şerifin hürmetine, başkalarının bizleri koruyup kollamasından müstağnî kılacak ölçüde bizlere sahip çık ve maiyyetini bizlere duyur!

86 – Allah’ım! Nezd-i Ulûhiyetinden, rızan istikametinde hedeflediğimiz şeylere güç yetirme, muktedir olma ve onların üstesinden gelebilecek donanıma sahip bulunma adına bizleri ekstra lütuflarla serfiraz kılmanı diliyor ve dileniyoruz! Öyle ki bu lütfun, başkalarından gelebilecek muktedir kılmalardan bizleri müstağnî eylesin!

87 – Allah’ım! Marifetinle meşbû olma, âhirete müteallik meseleleri öne alma, mânâ âlemine müteveccih işlere öncelik tanıma ve onları hayatımızın gâyesi yapma noktasında bizlere öyle bir lütufta bulun ki, bu konuda başkalarının yardımlarına bizleri muhtaç bırakmayacak ölçüde olsun!

88 – Allah’ım! İrtikâp ettiğimiz hata ve günahlardan pişmanlık duyma, onları hemen terk etme, onlardan dolayı gönülden mağfiret dileme ve onlara bir daha dönmeme şart ve vâdi ile bizlere öyle bir “tevbe-i nasûh” nasip buyur ki, gaflet ehlinin yapageldikleri “tevbe”lere benzemesin!

 89 – Allah’ım! Yüce katındaki nurlarından bir nur ile bizleri öyle bir serfiraz kıl ve bizleri nurlandır ki, başkalarından gelebilecek aydınlatmalardan bizleri müstağnî kılsın!

90 – Allah’ım! Maruz kaldığımız musibetlere katlanma, dişimizi sıkıp dayanma ve onlara tahammül etme adına, Peygamberin Yakub aleyhisselam’a müyesser kıldığın “sabr-ı cemil” ile bizleri öyle bir serfiraz eyle ki, hâlimizi mâsivâya şikâyet etmekten bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

91 – Allah’ım! Kusur ve ayıplarımızı öyle bir setret ki, Sen’den gayrısının setretmesine ihtiyaç bırakmayacak ve ondan müstağnî kılacak ölçüde olsun!

92 – Allah’ım! Yüce katından öyle bir zenginlik ve “gınâ” ile bizleri serfiraz kıl ki, Sen’den gayrısından (mâsivâ) gelebilecek zenginlikten bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 93 – Allah’ım! Sen’den, sabrın her çeşidini bize ihsan buyurmanı diliyor ve dileniyoruz. Öyle bir keyfiyette olsun ki, Sen’den gayrı bütün mâsiva’dan bu konuda gelebilecek her türlü desteğe karşı bizleri müstağnî kılsın!

94 – Allah’ım! Tazarru ve niyaz ehlinden olmayı bizlere nasib buyur! Tevazu ile yüzü yerde ve alçakgönüllü olmayı bizlere bahşet! Öyle ki bu hasletler, Sen’den gayrısına yaltaklanmaktan ve dalkavukluk etmekten bizleri koruyacak keyfiyette olsun!

 95 – Allah’ım! Bizleri, kalb gözü açık, idraki geniş, daha başlangıçta iken neticeyi görüp-sezebilen ve yarınları bugünle beraber değerlendirebilme melekesine sahip bulunan “basiret” ehlinden eyle! Allah’ım, bizleri, aklını aklıyla aşan;  ruh, kalb, his ve letâifini bir araya getirip, mütalâa edilecek şeyleri öyle mütalâa etmenin unvanı sayılan “peygamberî mantık”a sahip bulunan “fetanet” ehlinden eyle! Öyle ki bize lütufta bulunacağın bu hasletler sayesinde, Sen’den gayrı bütün mâsivânın yol göstermeleri ve rehberlik taslamalarından bizleri müstağnî kılsın!

 96 – Allah’ım! Dergâh-ı izzetinden bizleri öyle bir izzet, onur ve haysiyetle serfiraz kıl ki, Sen’den gayrısına boyun bükmekten ve bel bağlayıp zillet içinde iki büklüm yaşamaktan bizleri kurtarsın!

97 – Allah’ım! Bizlere “kalb-i selim” lütfeyle; bu sayede her türlü hıyanet, düşmanlık ve kin duygusundan, halkı münâfıkâne aldatma sahtekârlıklarından uzak duralım!

 98 – Allah’ım! Yüce kelamın Kur’an-ı Kerim’i ve hadis-i şerifleri hakkıyla kavrayıp fıkhetmeyi bizlere müyesser kıl! O sayede Sen’den gayrısının görüş ve re’ylerine bel bağlamaktan bizi müstağnî eyle!

 99 – Allah’ım! Bize düşmanlık besleyenlere karşı her an tetikte olmayı, uyûn-u sâhire ile onların şerrinden korunmayı bizlere lütfeyle. Öyle ki bizi Sen’den gayrısının bu konudaki uyarı ve sakındırmalarına ihtiyaç duymayacak hale getir.

 100 – Allah’ım! Nezd-i ulûhiyetinden bizlere “adalet” ve doğruluk/dürüstlük bahşeyle; bahşeyle ki bütün işlerimizde dengeli olabilelim, aşırılığa düşmeyelim, herkesin ve her şeyin hakkına riayet edebilelim ve her şeyi yerli yerine oturtmaya muvaffak olabilelim! Öyle ki bu sayede haksızlık ve zulme meyletmekten bizleri muhafaza eyle!

101 – Allah’ım! Sen’den “hikmet” ehli olmayı diliyoruz; tâ ki sebeplerin ruhunu kavrayalım, eşyanın perde önü ve perde arkasına muttali olalım, kâinat kitabındaki ve dinin özündeki fayda, maslahat ve gayelere vâkıf olabilelim. Bir de kâmil manada Aleyhi ekmelü’t-tehâyâ Efendimiz’i serfiraz kıldığın ve nübüvvet hakikatinin önemli bir derinliği sayılan hikmetin varlığa yol bulması adına, konuşma kabiliyetinin mükemmelliği ve söz kesme hususiyeti ile, zılliyet planında bizleri de şereflendirmeni Sen’den diliyor ve dileniyoruz. Öyle ki bizleri sözde ve davranışlarda tekellüfe girmekten alıkoyacak bir keyfiyette olsun!

102 – Allah’ım! Sana gönülden alaka duymayı ve bütün benliğimizle Sen’i sevmeyi, Sen’in tarafından da sevilmeyi arzu ediyor ve istiyoruz. Öyle bir sevme ve sevilme ki, Sen’den gayrı bütün mâsivanın sevme ve sevilmesinden, kalbî alâka ve düşkünlüğünden bizleri müstağnî kılsın!

103 – Allah’ım! Temiz, güzel ve helâl dairesi içinde bir hayat sürmeyi bizlere lütfeyle! Öyle bir hayat ki, kendimize zulmetmek ve çizdiğin sınırları çiğnemek suretiyle razı olmadığın bir yaşam içinde debelenmekten bizleri alıkoysun!

104 – Allah’ım! Sen’den lütuf ve kerem, ihsan ve cömertlik istiyor ve başımızdan aşağıya sağanak sağanak yağdırmanı diliyoruz. Öyle ki, bizleri, başkalarından gelebilecek iyilik ve yardımlardan müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

105 – Allah’ım! Sen’den, kâmil manada bir korunma, sakınma ve ittikâ istiyoruz; tâ ki emirlerini tutup yasaklarından kaçınmak suretiyle, azabından korunma cehd ve gayreti içinde bulunalım, takva dairesine girmiş olalım. Öyle bir korunma lütfeyle ki; Sana isyan etmenin unvanı olan ma’âsînin her türlüsünden; kusur ve günahın her çeşidinden ve şüpheli şeylerin her cinsinden korunabilelim.

 106 – Allah’ım! Sen’den; her türlü ma’siyet ve mesâvîye bulaşmaktan koruyacak bir sıyanet ve sera ile bizleri serfiraz kılmanı diliyoruz. Öyle ki başkalarının korumalarından bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

 107 – Allah’ım! Hasımlarımızın bize yapageldikleri zulümler ve elimizden gasp edegeldikleri haklarımız sebebiyle onları istihkakları olan öyle bir cezalandırmaya tâbi tut ve intikamımızı onlardan öyle bir al ki, başkalarının vereceği cezadan bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!

 108 – Allah’ım! Hasımlarımızın utanmazlıklarını öyle bir açığa çıkar, kabahatlerini yüzlerine öyle bir vur, onları öyle bir kınanmaya maruz bırak ki, başkalarının onları utandırmasını beklemekten bizleri müstağnî kılacak ölçüde olsun!

 109 – Allah’ım! Yeryüzünde melekliği temsil eden hakikat erlerine kin ve düşmanlık besleyen kimseleri, ıslaha kâbil değillerse, bir an evvel mahv u perişan eyle ve zararlarını boyunlarına dola! Öyle bir ceza ile onları cezalandır ki, Sen’den gayrısının bu konuda imdadımıza yetişmeleri için beklentilere girmekten bizleri alıkoysun!

110 – Allah’ım! Bizlere garaz besleyen ve hasım olan düşmanlarımızdan yola gelme istidadını yitirmiş olanları en kısa zamanda kahr u perişan eyle. Öyle ki onların zulmü altında inim inim inlerken, bizlere imdat adına Sen’den gayrısından gelmesi mukadder düşmanlarımızı cezalandırma yardımlarına bel bağlamaktan bizleri alıkoyacak keyfiyette olsun!

111 – Allah’ım! Tek işleri bizlere düşmanlık yapmaktan ibaret olan kimseleri öyle bir rezil ve rüsva kıl, itibarlarını öyle bir kır ve alçaklıklarını öyle bir âşikar et ki, başkalarından gelebilecek öyle bir cezalandırmadan bizleri müstağnî kılsın!

112 – Allah’ım! Bize düşmanlık yapanları öyle hor ve hakir kıl, onların haysiyetten yoksun olduğunu öyle bir ortaya koy, zelil ve alçaklıklarını günyüzüne öyle bir çıkar ki, başkalarının onlara vereceği o türlü cezadan bizleri müstağnî kılsın!

113 – Allah’ım! Bize düşmanlığa kilitlenmiş fesada açık ruhları öyle zelil kıl, onların üstesinden öyle gel ve onların hor ve hakir olduklarını öyle bir ortaya çıkar ki, başkalarından gelebilecek zelil kılmalara karşı bizleri müstağnî eylesin!

114 – Allah’ım! Bize besledikleri düşmanlık sebebiyle, sâir insanlara medâr-ı havf ve ibret olacak vecihle hasımlarımızı cezâlandır. Öyle ki bu cezalandırman, bizleri başkalarından gelecek benzer cezalandırmalardan müstağnî bıraksın!

115 – Allah’ım! Islaha kâbil olmayan hasımlarımızın hakkından öyle bir gel ki, onları yerle bir etme noktasında başkalarının ortaya koyacakları performanstan bizleri müstağnî kılsın!

116 – Allah’ım! Bize adavetle oturup kalkanların aleyhimizde hazırladıkları tuzak ve planlara nezd-i Ulûhiyetine yakışır öyle bir karşılık ver ki, bizleri başkalarından gelebilecek karşılıktan müstağnî kılsın!

117 – Allah’ım! Bize düşmanlık besleyenlerin entrika ve tuzaklarını başlarına geçir; hiç ummadıkları zaman ve şekilde onların hakkından gel! Bu mukabelen öyle bir keyfiyette olsun ki, başkalarının mukabelesinden bizleri müstağnî kılsın!

118 – Allah’ım! Hasımlarımızın hıyanet, kalleşlik, namussuzluk ve sözünde durmamazlıklarına öyle bir mukabelede bulun ki, Sen’den gayrısının (mâsivâ) verecekleri karşılıklardan bizleri müstağnî bırakacak kemmiyet ve keyfiyette olsun!

 119 – Allah’ım! Nâm-ı Celîl-i Muhammedî’yi dünyanın dört bir yanına duyurma gayreti dışında bir şey hedeflemeyen Hizmet’imize “firak-ı dâlle” iftirası atan ve “sapık cereyan” ithamında bulunanlara öyle bir mukabelede bulun ki, bu konuda başkalarının ortaya koyacakları mukabeleden bizleri müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

120 – Allah’ım! Hizmet-i imaniyenin adanmış erlerine “irtidat” töhmeti yapan ve onlara “dinden dönme” iftirasını isnad edenlere öyle bir mukabelede bulun ki, Sen’den gayrısından (mâsivâ) gelebilecek mukabeleleri gölgede bırakacak ve onlardan müstağnî kılacak ölçüde olsun!

121 – Allah’ım! Hayatlarını bizlere düşmanlığa göre ayarlamış hasımlarımızı kahret, boyunlarını bük ve onlara galebe çal; onları yerle bir et ve zararlarını bertaraf eyle! Öyle ki, onları çarptıracağın bu ceza, bizleri başkalarının vereceği cezalardan müstağnî kılacak keyfiyette olsun!

122 – Allah’ım! Tutuklanan, hapsedilen ve derdest edilen “mescûn” kardeşlerimize; tevkif edilen, işinden alıkonulan ve hürriyeti kısıtlanan “mevkuf” kardeşlerimize; darda bırakılan, kendisine sebepler üstü bir yardım elinin uzanmasına muhtaç olacak şekilde üzerinde baskı kurulan “muzdarr” kardeşlerimize; gadre ve haksızlığa uğramış, hak ettiği imkanlar zorla elinden alınmış “mağdur” kardeşlerimize; hak etmediği muameleye tâbi tutulan ve zâlimin gaddar eliyle zulme maruz bırakılan “mazlum” kardeşlerimize, tez zamanda serbest kalmalarını ve hak ettikleri hürriyet ve imkanlara kavuşmalarını lütfeyle. Öyle ki, bu lütfunun keyfiyeti, Sen’den gayrı “mâsivâ”dan gelebilecek iyiliklerden müstağnî kılacak ölçüde olsun!

Ey “kalbi kırık”ları maiyyetiyle şereflendiren! Ey “Gönlü mahzunların yanındayım!” buyuran! Hâlihazırda gönüllerimiz paramparça, mahzun ve kederli. Ne olur, maiyyetini bizlere duyur! Bizi bize terk etmek suretiyle bizleri mahvettirme!

Ey darda kalanların, canı gırtlağına dayananların, dergâh-ı ulûhiyetinin kapısının tokmağına dokunanların çağrılarına icabet buyuran Allah’ım! Hâl-i pür-melâlimiz Sana ayân.. canlarımız gırtlakta ve son kelime dudakta.. azıcık acı bize.. Hak duygusunun gönlümüzde hâsıl ettiği heyecan ve hafakandan, bâtıl duygu ve düşüncesine karşı koyma cehdi ve gayreti sebebiyle; yeryüzü bütün genişliğine rağmen daraldıkça daraldı; sadırlarımız ve nefsimiz bizi sıktıkça sıkmaya başladı. Ne olursun bizlere tez zamanda ferec ve mahrec nasip buyur!

Benzer hâlet-i ruhiye yaşayan Hazreti Yakub gibi biz de yüce dergahının kapısına geliyor; şekvâmızı Sen’den değil, Sana yapıyoruz.. Evet, dağınıklığımızı, üzüntü ve kederimizi, ıztırap ve elemlerimizi Sana şikayet ediyor ve “Bir çâre!” diye yalvarıyoruz.

Allah’ım! Sırlar semasının güneşi, zuhur eden nurların mücessem şekli, Celâl sıfatının mihveri ve Cemal burcunun merkez kutbunu teşkil eden Efendimiz Hazret-i Muhammed’in (sallallahu aleyhi vesellem) Ehadî tecellilere mazhar biricik ve latif zatına salat eyle!

Allah’ım! Efendimizin Sen’in nezd-i Ulûhiyetindeki sırrının ve O’nun Sana olan seyrinin hakkı hürmetine, beni (bizleri) korktuklarımdan emin kıl; hata ve kusurlarımı hayra tebdil eyle; üzüntümü ve hırslarımı gideriver. Hadiselerin, lehimde cereyan etmesini sağla ve hep benimle ol! Beni bana bırakma, beni nefsimin pençesinden kurtarıp Zâtınla kâim eyle! Nefis, benlik ve enaniyet ciheti itibariyle ruh ufkunda ölüp fâni olmayı ve Sen’inle yeni bir varlığa ermeyi bana nasip buyur! Nefsinin zebunu ve ona meftun olmaktan, hislerimle çepeçevre sarmalanıp his insanı kesilmekten beni muhafaza eyle! Eşya ve hadiselerin gerçek yüzlerine beni muttali kılmak suretiyle, çoğu kişiden gizlenmiş hakikatlerin üzerindeki perdeyi benim için arala! Ey ebedî hayat sahibi olan “Hayy”, ve ey Kendi Kendine kâim bulunan “Kayyum”, ey Hayy u Kayyum, ey Hayy u Kayyum!

Allah’ım! Efendimiz ve doğru yolu bulma konusunda tek rehberimiz ve dayanağımız Hazreti Muhammed’e, âile ve ashabına, yeryüzü ve gökyüzü sâkinlerinden hayırlı olanlarının bütününe, hülasa bu kutlu güzîde kullarının hepsine salat ve selam eyle!

Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.

Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!

Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!

Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..

Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..

İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..

Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..

seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.

Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.

Amin