CUMA DEMEK… VEFA DEMEK-37

 (HAZRETİ OSMAN İBN AFFÂN’IN (R.A.) MÜNACATÜ’L-KUR’ÂN DUASI’NDAN-1)

GİRİŞ

“Dua halkaları, kalbî ve rûhî hayata sıçrama faslı gibidir.. herhangi bir halkada gönüllerini göklere bağlamış ve kendilerini uhrevîliklere salmış zâkirler, ötede kim bilir ne kevserler ne kevserler içeceklerdir.

Adanmış ruhlar, “Yakaran Gönüller”in dua halkasından hiç ayrılmamalı, ruh hâleti itibarıyla bast (inşirah, neş’e ve sevinç) anlarında başkalarına şevk kaynağı olmalı, kabz (gönül darlığı) yaşadıkları zamanlarda da dostlarının kanatlarıyla uçmalı; fakat, ne yapıp edip yol yorgunluğunu tazarru ve niyazla aşmaya çalışmalıdırlar. Halkanın dışında kalanlar, dışta kalmış sayılırlar; -hafizanallah- zamanla heyetten de kopup ayrılırlar. Halkanın içinde bulunanlar ise, Allah Teâlâ’nın bütün halkaya teveccühü ölçüsünde sevaptan nasipdar olurlar. Onlar kalb ve ruh ufku itibarıyla tutukluk yaşadıkları anlarda bile, dâhil oldukları halkadaki arkadaşlarının sînelerinden kopup gelen inanç ritimli sesler ve rikkat yüklü iniltiler sayesinde haşyetle dolar ve canlılıklarını hep korurlar.

[Vuslat Muştusu/Kırık Testi -8; el-Kulûbu’d-Dâria (Yakaran Gönüller), s. 87-95.]

Mutad evradımıza ek olarak bu hafta

HAZRETİ OSMAN İBN AFFÂN’IN (R.A.) MÜNACATÜ’L-KUR’ÂN DUASI

Münâcâtü’l-Kur’ân Hazret-i Osman’ın (ra) her bir Kur’ân Sûresinin çok önemli vurgularını bir duâ cümlesi haline getirerek tertip ettiği bir münâcattır. Hazret-i Ali (ra) tarafından rivayet edilmiştir.

Hizb-ül Kur’an, Üstad’ın Risale-i Nur’lara kaynak teşkil eden ayetlerden terkib ettiği  bir virddir.

EMİRDAĞ LÂHİKASII, (93. MEKTUP)

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın büyük bir kumandanı olan Hazret-i Üsame Radıyallahü Anh, bir gün “hamd”e ait, bir gün “istiğfar”a ait âyetler, bir gün “tesbih”e ait, bir gün “tevekkül”e, bir gün de “selâm” lâfzına, bir gün de “tevhid” ve “Lâ ilâhe illâ Hû”ya ait, bir gün de “Rab” kelimesine ait bütün Kur’ân’dan müteferrik sûrelerden bir hizb-i Kur’ânî çıkarmış, kendine bir vird eylemiş. Demek böyle hizblere izn-i Peygamberî (Aleyhissalâtü Vesselâm) var.”

KASTAMONIU LÂHİKASI, (23. MEKTUP)

“Ben, kemâl-i lezzetle, her gün tefekkürle okumaya başladım. Birkaç gün sonra hatırıma geldi ki: Madem Risale-i Nur bu zamanın bir mürşididir, talebelerine bir vird-i ekber olabilir diye kaleme aldım. Ve bütün risalelerin hususî menbaları, madenleri olan binden ziyade âyât-ı Kur’âniyeyi, kendi Kur’ânımda, evvelce işaretler koyup bir Hizb-i Âzam-ı Kur’ânî yapmak niyet etmiştim. Şimdi bu Hizb-i Âzam ve bu vird-i ekber, Risale-i Nur mensuplarına bazı eyyam-ı mübarekede okunması için bir zaman size de göndermek hakkınız var. İnşaallah bir zaman sonra size gönderilecek. Bazı kelimelerini tercüme ve bir kısım kayıtlarını tefhim için vakit bulsam, gayet kısa haşiye gibi birşeyi yazacağım.”(2)

ŞAMİL CUMA GÜNÜ DUASI ÖRNEĞİ-37

*****

Bismillahirrahmanirrahim

La ilahe illa ente

Ya Hannanu

Ya Mennanu

Ya bediussemavati vel ard

Yazel Celali vel ikram

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

İyyake Na’budu ve İyyake Nestain

Velhamdülillahi Rabbilalemin.

***

Allahım!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e (s.a.v) ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne..

mukarreb meleklere..

gök ve yer ehlinden -onlarla beraber rızana nâil olmak için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine..

özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Şuayb, Kelîmullah Hazreti Mûsa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman Hazreti Yunus, Hazreti İlyas, Hazreti Elyesa, Hazreti Zülkifl, Hazreti Zekeriyya, Hazret Yahya, Hazreti İsa ve annesi Hazreti Meryem, Hazreti Zülkarneyn, Hazreti Lokman ve Hazreti Üzeyr’e (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm)..

Ve Efendilerimiz Hazreti Cebraîl, Hazreti Mîkaîl, Hazreti İsrafîl ve Hazreti Azraîl’e.

Hamele-i Arş’a..

 

Mukarreb Meleklere..

Kerûbiyyûn’a ve Kirâm-ı Katibîn’e..

Allah Resûlü’nün halifeleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazret Ali efendilerimize..

Peygamberimiz’in iki amcası Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas’a

ve Allah Resûlü’nün ahfâdına..

özellikle de Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Muhammed el-Hanefî ve Zeynü’l-Âbidîn hazerâtına..

Annelerimiz Hazreti Hatice-i Kübrâ ve Hazreti Âişe-i Sıddîka’ya

ve Efendiler Efendisi’nin diğer pak zevcelerine

ve kızları Zeynep, Rukayye, Ümmü Külsüm ve Fatımetü’z-Zehraya..

Ve Muhacir ve Ensardan bütün Ashâb-ı Güzîne,

Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn efendilerimize..

Müçtehidîn-i Kirâma

Müfessirîn-i İzâma..

Muhaddisîn-i Fihâma..

Evliya, Asfiya, Ebrar ve Mukarrebîne..

Aktâba ve hususen Hazreti Ali ve Hazreti Hamza efendilerimize..

Şeyh Abdülkâdir-i Geylanî, Şeyh Ebu’l-Hasen el-Harakânî, Şeyh Harranî, Şeyh Menbicî; İmam Rabbanî, Ebu’l-Hasen eş-Şazilî, Ahmed el-Bedevî, Ahmed er-Rufaî, Muhammed Bahâüddin en-Nakşebendî

 

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursîye,

Büyüğümüze

ve Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün salih kullara

ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle

ve dualarımızı onların hürmetine kabul buyur.

Allahım,

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.

Cumamızı mübarek eyle..

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Allahım,

Şu icabet saatlerinde başta büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme..

Allahım! Senin inayetinle sabahladık; Senin inayetinle akşamladık; Senin inayetinle yaşar, Senin izninle ölürüz. Dönüş de Sanadır. Hamd, canımızı aldıktan sonra bizi tekrar dirilten Allah’a mahsustur. Dönüş de O’nadır.

Lebbeyk ya Rab, fermanına uyduk, divanına geldik. Her zaman gelmeye de âmâdeyiz.

Allahım! İçinde bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi!

Sen, Raûf ve Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana ait her bir hak hürmetine ve Senden isteyen kulların hürmetine bizi şu günün sabahında ve akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyoruz.

Rabbim! Bu ve bundan sonraki günlerin hayrını, fethini, yardımını, nurunu, bereket ve hidayetini istiyor, bugünün ve daha sonraki günlerin şerrinden de Sana sığınırız.

— 

Fâtiha Sûresi:

Ey Allahım! Ey Âlemlerin Rabbi! Ey Rahman! Ey Rahîm! Ey din gününün, hesap gününün tek hâkimi!

Bakara Sûresi:

Ey her şeyi hakkıyla bilen!

Bir şeyi yaratmak isteyince sadece “Ol!” diyen ve dedikleri hemen oluveren!

Ey çokça tevbe edenleri ve tevbe edip tertemiz olanları seven!

Ey hayatı Kendinden, ebedî hayy olan Hayy ve Kendi Kendine kâim olan Kayyûm!

Ey Kürsîsi gökleri ve yeri kaplayan!

Ey semaları ve arzı koruyup gözetmek Kendisine ağır gelmeyen ululuk ve azamet tahtının sultanı Aliyy ü Azîm!

Âl-i İmran Sûresi:

Ey gerek yerde, gerekse gökte hiçbir şey Kendisine gizli kalmayan!

Allahım! Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden de çeker alırsın. Dilediğini azîz, dilediğini zelîl kılarsın. Her türlü hayır yalnız Senin elindedir. Sen elbette her şeye kâdirsin. Geceyi gündüze katar günü uzatır, gündüzü de geceye katar geceyi uzatırsın. Ölüden diri, diriden de ölü çıkarırsın. Ve dilediğin kimseye sayısız rızıklar ihsan edersin.

Ey Âdem ve Nuh nebîleri ve Hazreti İbrahim’in ailesi ile İmran ailesini insanlar içinden seçip onlara üstün kılan!

Ey dilediğini affeden ve dilediğine azap eden!

Ey çokça bağışlayan ve bol bol merhamet eden!

Ey ihsan sahiplerini seven!

 Ey en güzel mükâfatlar nezdinde olan!

Nisâ Sûresi:

Ey kullarına zerre kadar bile zulmetmeyen, dahası zerre kadar bile olsa kullarının iyiliklerini kat kat artıran ve onları yüce nezdinden büyük bir sürprizle mükâfatlandıran!

Ey hiçbir şeye muhtaç olmayan ve herkesin hamd ü senasının biricik mercii olan Ğaniyy ü Hamîd!

Mâide Sûresi:

Ey hikmetine uygun olarak dilediği şekilde hükmeden!

Ey göklerin, yerin ve ikisi içinde bulunan her şeyin hâkimi!

Ey her şeye gücü yeten!

En’âm Sûresi:

Ey gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden!

Ey gizlimizi de, açığımızı da, iyi ya da kötü ne işleyeceğimizi de bilen!

 Ey her şeyi işiten Semî ve her şeyi bilen Alîm!

Ey bilinmeyen nice hazinelerin ve görünmeyen gayb âleminin anahtarları nezdinde bulunan; onları Kendisinden başka kimse bilmeyen; Kendisi karada ve denizde ne varsa hepsini bilen!

Ey Kendisinin haberi olmadan bir tek yaprak bile düşmeyen!

Ey hesaba çekenlerin en süratlisi!

Ey sözü hak olan!

Görünmeyeni de, görüneni de, olmuşu da, olacağı da bilen!

Her şeyi yerli yerinde vaz’eden ve herkesten ve her şeyden haberdar olan Hakîm ü Habîr!

Ey karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran!

Ey bunları takdir eden Azîz ü Alîm!

Ey gözlerin Kendisine erişemediği, ilmi ise bütün gözleri ihata eden Latîf ü Habîr!

Ey merhameti geniş fakat azabı mücrim toplumdan geri çevrilemeyen!

A’raf Sûresi:

Ey açığı ve gizlisiyle bütün fuhşiyatı, her türlü günahı ve haksız yere tecavüzde bulunmayı haram kılan!

Ey yaratmak ve emretmek Kendisine mahsus olan!

Ey Âlemlerin Rabbi! Ey dağa tecelli eder etmez onu un ufak ediveren!

Enfal Sûresi:

Ey emirleriyle hakkı üstün kılan ve şirkin kuvvetini yok ederek kâfirlerin ardını kesen!

Ey kâfirlerin tuzaklarını zayıflatan!

Tevbe Sûresi:

Ey müşriklerin ortak koştukları şirkten münezzeh olan!

Ey, Resûlünü kâfirler Mekke’den çıkardıklarında O’na yardım eden!

Ey kullarına tevbe yollarını açan, onların tevbelerini ve sadakalarını kabul eden Tevvâb ü Rahîm!

Ey mümin kullarından canlarını ve mallarını Cennet karşılığında satın alan!

Ey Resûlünü savaşa katılmayanlara izin verdiğinden ötürü affettiği gibi, Muhacirlerle Ensârı da tevbeye muvaffak buyuran ve sonra onların bu tevbelerini kabul eden!

Ey Arş-ı Azîm’in, Kendisinden başka ilah olmayan yegâne Rabbi!

Yunus Sûresi:

Ey izni olmadan hiç kimse yüce nezdinde şefaat edemeyen!

Ey izzet ve azametin biricik sahibi, ey her şeyi işitip bilen Semî u Alîm!

Ey hükmeden ve hüküm verenlerin en hayırlısı olan!

Hûd Sûresi:

Ey kullarının içlerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da pek iyi bilen!

 Bütün sinelerin kökünü, künhünü dahî bilen!

Ey her şeyi koruyup gözeten, görüp kaydeden!

Ey her şeye her şeyden daha yakın olan Karîb!

Dua ve isteklere cevap veren Mücîb!

Ey halkı ısrarla zulmeden ülkeleri derdest edip cezaya çarptıran ve yakalaması pek şiddetli olan!

Ey göklerin ve yerin gaybını bilmek Kendisine mahsus olan ve hükmetmesi için bütün işler sonunda sadece Kendisine döndürülen!

Yusuf Sûresi:

Ey lütfunu dilediği kimselere eriştiren ve iyiliğe kilitlenmiş ehl-i ihsanın mükâfatını asla zayi etmeyen!

Ey“Kâfirler güruhu dışında hiç kimse Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.” buyuran!

Ey azabı, mücrim topluluklardan hiçbir surette geri çevrilemeyen!

Ra’d Sûresi:

İşlerini hep bir tedbir çerçevesinde düzenleyen ve âyetlerini açıklayan!

Ey katında her şey bir ölçü ile olan!

Ey hem gayb hem de şehadet âlemini bilen ululardan ulu, Kebîr ü Müteâl!

Ey kullarına şimşeği göstererek hem korku hem ümit veren ve yağmur yüklü bulutlar oluşturan!

Yıldırımlar gönderir, onlarla dilediğini çarparsın. Hal böyle iken kâfirler yine de Allah hakkında birbirleriyle tartışıp dururlar. Hâlbuki O’nun cezası pek çetindir.

Ey kalbler ancak zikriyle itmi’nana erip oturaklaşan!

Ey dilediği hükmü iptal edip, dilediğini mahv u ispat eden ve Ümmü’l-Kitab’ı nezdinde tutan!

Ey hükmeden ve hükmünü denetleyecek hiçbir merci bulunmayan!

Ey hesabı çabuk gören!

İbrahim Sûresi:

 Ey gökleri ve yeri hikmet ile yaratan ve “Eğer dilerse sizi ortadan kaldırıp yepyeni bir nesil getirir. Bu, Allah için hiç zor değildir. Allah’ın size verdiği nimetleri birer birer saymaya kalkarsanız, mümkün değil, onları toptan olarak bile sayamazsınız. Gerçekten insan zalim ve nankördür.” buyuran!

Ya Rabbi! Beni de, neslimi de namazı hakkıyla ikâme eden kullarından eyle. Rabbim, ne olur, duamı kabul buyur! Ey Rabbimiz! Beni, anne-babamı ve bütün müminleri hesap gününde affeyle.

Hicr Sûresi:

Ey Hazreti Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) bir ismi de Seb-i Mesânî olan Fatiha Sûresi’ni ve Yüce Kur’ân’ı indiren!

Nahl Sûresi:

Ey melekleri, yüce nezdinden bir vahiy ile kullarından dilediği kimselere gönderen!

Ey göklerde ve yerdeki bütün canlılar ve melekler asla kibirlenmeden huzurunda secdeye varan Yüceler Yücesi!

Ey adaletli olmayı, ihsanla hareket etmeyi ve muhtaç oldukları şeyleri yakınlarına vermeyi kullarına emreden; onları hayâsızlıktan, çirkin işlerden ve haddi aşıp tecavüz etmekten nehyeden!

Düşünüp tutalım diye bize öğüt veren!

Şüphesiz ki Allah, takvaya sarılanlar ve ihsan şuuruyla iyiliği ve güzelliği takip edenlerle beraberdir.

İsra Sûresi:

Ey bir gece bazı delillerini göstermek için kulu Muhammed’i (aleyhissalâtü vesselâm) Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksa’ya götüren!

Ey yedi kat sema, arz ve bunların içinde olan herkes Kendisini tenzih eden Ulular Ulusu!

Ey Benî Âdem’i şerefli kılan; insanlara karada ve denizde değişik nakil vasıtaları veren; onlara helal ve hoş rızıklar bahşeden ve yine onları yarattıklarının birçoğuna üstün kılan!

Ey Muhammed’i (aleyhissalâtü vesselâm) kıyamet gününde Makam-ı Mahmud’a eriştirecek olan!

Ey Kur’ân-ı Kerîm’i mümin kullarına şifa ve rahmet olarak indiren!

Ey çocuk edinmekten münezzeh olan, hâkimiyetinde ortağı bulunmayan, asla acze düşmeyen, hiçbir zaman hiçbir ihtiyacı bulunmayan ve kullarına tekbir getirerek Yüce Zâtı’nın büyüklüğünü ilan etmelerini emreden!

Allahım, 

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun. 

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ve  ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.

Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!

Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!

Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..

Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..

İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..

Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..

seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.

Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.

Amin