CUMA DEMEK… VEFA DEMEK-48

 ( TEVBEMİZİ KABUL BUYUR, ÇÜNKÜ SEN, TEVBE YOLLARINI AÇAN VE O TEVBELERİ KABUL EDEN TEVVÂB Ü RAHÎM’SİN!)

GİRİŞ

“Dua halkaları, kalbî ve rûhî hayata sıçrama faslı gibidir.. herhangi bir halkada gönüllerini göklere bağlamış ve kendilerini uhrevîliklere salmış zâkirler, ötede kim bilir ne kevserler ne kevserler içeceklerdir.

Adanmış ruhlar, “Yakaran Gönüller”in dua halkasından hiç ayrılmamalı, ruh hâleti itibarıyla bast (inşirah, neş’e ve sevinç) anlarında başkalarına şevk kaynağı olmalı, kabz (gönül darlığı) yaşadıkları zamanlarda da dostlarının kanatlarıyla uçmalı; fakat, ne yapıp edip yol yorgunluğunu tazarru ve niyazla aşmaya çalışmalıdırlar. Halkanın dışında kalanlar, dışta kalmış sayılırlar; -hafizanallah- zamanla heyetten de kopup ayrılırlar. Halkanın içinde bulunanlar ise, Allah Teâlâ’nın bütün halkaya teveccühü ölçüsünde sevaptan nasipdar olurlar. Onlar kalb ve ruh ufku itibarıyla tutukluk yaşadıkları anlarda bile, dâhil oldukları halkadaki arkadaşlarının sînelerinden kopup gelen inanç ritimli sesler ve rikkat yüklü iniltiler sayesinde haşyetle dolar ve canlılıklarını hep korurlar.

[Vuslat Muştusu/Kırık Testi -8; el-Kulûbu’d-Dâria (Yakaran Gönüller), s. 87-95.]

Mutad evradımıza ek olarak bu hafta Salih Kulların Yakaran Gönüllerde geçen “tevbe, evbe ve inabe” odaklı yakarışlarından bir demet….

 

ŞAMİL CUMA GÜNÜ DUASI ÖRNEĞİ-48

*****

Bismillahirrahmanirrahim

La ilahe illa ente

Ya Hannanu

Ya Mennanu

Ya bediussemavati vel ard

Yazel Celali vel ikram

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

Ya Hayyu Ya Kayyum

İyyake Na’budu ve İyyake Nestain

Velhamdülillahi Rabbilalemin.

***

Allahım!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e (s.a.v) ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne..

mukarreb meleklere..

gök ve yer ehlinden -onlarla beraber rızana nâil olmak için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine..

özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Şuayb, Kelîmullah Hazreti Mûsa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman Hazreti Yunus, Hazreti İlyas, Hazreti Elyesa, Hazreti Zülkifl, Hazreti Zekeriyya, Hazret Yahya, Hazreti İsa ve annesi Hazreti Meryem, Hazreti Zülkarneyn, Hazreti Lokman ve Hazreti Üzeyr’e (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm)..

Ve Efendilerimiz Hazreti Cebraîl, Hazreti Mîkaîl, Hazreti İsrafîl ve Hazreti Azraîl’e.

Hamele-i Arş’a..

 

Mukarreb Meleklere..

Kerûbiyyûn’a ve Kirâm-ı Katibîn’e..

Allah Resûlü’nün halifeleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazret Ali efendilerimize..

Peygamberimiz’in iki amcası Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas’a

ve Allah Resûlü’nün ahfâdına..

özellikle de Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Muhammed el-Hanefî ve Zeynü’l-Âbidîn hazerâtına..

Annelerimiz Hazreti Hatice-i Kübrâ ve Hazreti Âişe-i Sıddîka’ya

ve Efendiler Efendisi’nin diğer pak zevcelerine

ve kızları Zeynep, Rukayye, Ümmü Külsüm ve Fatımetü’z-Zehraya..

Ve Muhacir ve Ensardan bütün Ashâb-ı Güzîne,

Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn efendilerimize..

Müçtehidîn-i Kirâma

Müfessirîn-i İzâma..

Muhaddisîn-i Fihâma..

Evliya, Asfiya, Ebrar ve Mukarrebîne..

Aktâba ve hususen Hazreti Ali ve Hazreti Hamza efendilerimize..

Şeyh Abdülkâdir-i Geylanî, Şeyh Ebu’l-Hasen el-Harakânî, Şeyh Harranî, Şeyh Menbicî; İmam Rabbanî, Ebu’l-Hasen eş-Şazilî, Ahmed el-Bedevî, Ahmed er-Rufaî, Muhammed Bahâüddin en-Nakşebendî

 

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursîye,

Büyüğümüze

ve Senin nezd-i ulûhiyetinde kıymeti olan bütün salih kullara

ilmin ve mâlûmâtın adedince salât ve bereket ihsan eyle

ve dualarımızı onların hürmetine kabul buyur.

Allahım,

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun.

Cumamızı mübarek eyle..

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Allahım,

Şu icabet saatlerinde başta büyüğümüz olmak üzere kardeşlerimizin, bacılarımızın, arkadaşlarımızın, her türlü sıkıntı ve zorluk içindeki kardeşlerimizin ve ailelerinin dualarını kabul eyle; rahmet ve bereketini üzerimizden eksik etme..

Allahım! Senin inayetinle sabahladık; Senin inayetinle akşamladık; Senin inayetinle yaşar, Senin izninle ölürüz. Dönüş de Sanadır. Hamd, canımızı aldıktan sonra bizi tekrar dirilten Allah’a mahsustur. Dönüş de O’nadır.

Lebbeyk ya Rab, fermanına uyduk, divanına geldik. Her zaman gelmeye de âmâdeyiz.

Allahım! İçinde bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi!

Sen, Raûf ve Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana ait her bir hak hürmetine ve Senden isteyen kulların hürmetine bizi şu günün sabahında ve akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyoruz.

Rabbim! Bu ve bundan sonraki günlerin hayrını, fethini, yardımını, nurunu, bereket ve hidayetini istiyor, bugünün ve daha sonraki günlerin şerrinden de Sana sığınırız.

Ey çokça tevbe edenleri ve tevbe edip tertemiz olanları seven!

Ey kullarına tevbe yollarını açan, onların tevbelerini ve sadakalarını kabul eden Tevvâb ü Rahîm!

 Ey Resûlünü savaşa katılmayanlara izin verdiğinden ötürü affettiği gibi, Muhacirlerle Ensârı da tevbeye muvaffak buyuran ve sonra onların bu tevbelerini kabul eden!

Ey günahları bağışlayan, tevbeleri kabul buyuran, suçluları cezalandırması pek çetin, lütuf ve ihsanları da çok geniş olan! Ey Kendisinden başka asla bir ilah bulunmayan ve dönüş sadece Kendisine olan! Ey gözlerin harama nazar gibi haince bakışlarını ve kalblerin sakladıklarını bilen!

Ey iyilik için birbirinin peşinden gönderilenlerin, esip savuranların, tohumlarını yaydıkça yayanların, hak ile bâtılı, doğru ile eğriyi ayırt edenlerin ve tevbe edenler için bir özür, isyan edenler için de bir tehdit olmak üzere peygamberlere vahiy getiren meleklerin Rabbi!

Ey Nebiy-yi Ekrem’i Hazreti Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) nusret ve düşmanlarına karşı fetih ihsan eden! Ey tevbeye sevk eden ve tevbeleri kabul buyuran Tevvâb!

Ey günah işleyenleri hemen cezalandırmayan ve onlara dönüp tevbe etme fırsatları veren Halîm!

Ey çirkinlikleri örten!

Ey cürm işleyen kullarını hemen cezalandırmayıp onlara tevbe yollarını gösteren!

Ey tevbe ve inabede bulunanlar yüce dergâhına teveccüh eden!

Ey hatalarını itiraf edip pişmanlıkla kıvranan ve bütün benliği ile Hak kapısına yönelen tevbe kahramanlarını çok seven!

Ey tevbe ile yüce dergâhına teveccüh edenlerin özür ve mazeretlerini kabul eden!

Ey tevbeye sevk eden ve tevbeleri kabul buyuran Tevvâb!

Ey nâdim olup dönen kullarının içten tevbelerini kabul buyuran!

Ey kullarından tevbekâr olanları çok seven!

Ey kullarının dualarını, ihlasla işledikleri salih amellerini ve pişman bir gönülle yaptıkları tevbeleri kabul buyuran Kâbil!

Ey nedametle kapısına gelen kullarının tevbelerini kabul eden!

Ey dilediği günahları bağışlayan ve tevbeleri kabul buyuran!

İşte huzurundayız, tevbe ediyorum, günahlarımızı affet!

Bahtına düştük, ey biricik Matlûbumuz, Maksûdumuz, Mahbûbumuz; ne olur, tevbemizi kabul, kalbimizi de ihya buyur! Andolsun ki, günahlarımızı affedebilecek, yaralarımızı sarıp tedavi edebilecek Senden başka hiçbir kimse bilmiyoruz.

Rabbimiz! Yüceler Yücesi Rabbimiz! Gizlimizi de açığımızı da bilen Sensin! Lütfen bizi mazur gör ve tevbemizi kabul buyur! Bizim Senin rahmetine, merhametine, şefkatine, inayetine, sıyanetine, hıfz u riayetine ne kadar muhtaç olduğumuzu en iyi Sen biliyorsun. Ne olur dileğimizi yerine getir ve bizi haybet ve hüsrana uğratma.

Allahım! Bizim unuttuğumuz fakat Senin sayıp yazdığın, bizim gevşeklik gösterdiğimiz ama Senin tespit ettiğin, bizim cehren işlediğimiz lakin Senin örttüğün tevbe ettiğimiz zaman bağışlayacağın hüsn-ü zannını taşıdığımız her bir günahımızdan dolayı mağfiret dileniyoruz. Tevbemizi kabul buyur ve bizi bağışla.

Allahım! Önce pişmanlıkla tevbe ettiğimiz, sonra tekrar teşebbüste bulunduğumuz fakat hem Senden hayâ ederek hem de mehabetinden haşyet duyarak geri çekildiğimiz, daha sonra da Senin bizi affedip azabından muaf tutacağını düşünerek tekrar işlediğimiz bütün ma’siyetlerden dolayı affına iltica ediyoruz; ne olur, duamızı kabul buyur ve bizi affından mahrum bırakma.

Allahım! Senin her yerde hâzır ve her hâlimizi nâzır olduğun hakikatini bilerek işlediğimiz, sonra Sana tevbe etmeye niyetlendiğimiz fakat tevbe ve istiğfarda bulunmayı unuttuğumuz daha doğrusu şeytanın bize unutturduğu ne kadar günahımız varsa hepsinden dolayı bizi yarlığamanı diliyoruz; duamızı kabul buyur ve bizi affet.

Allahım! Ezelî ilminle işleyeceğimizi bildiğin her bir günahımız için tevbe-i istiğfarda bulunuyoruz.

Rabbimiz! Günahlara tevbe etmenin karşılığı gönülde duyulan pişmanlıklarsa şayet, Sana kasem olsun ki, yapıp ettiklerimizden bin kere, yüz bin kere pişmanız. İstiğfarda bulunup Senden bağışlanma dilenmek hataların defterden silinmesine bir yolsa eğer, yürekten istiğfarda bulunuyor ve bu nâçar kullarını da yarlığayacağını ümit ediyoruz. Evet, ümidimiz budur ve hoşnutluğunla gönlümüze sürûr salacağın âna kadar da bu kapıyı asla terk etmeyeceğiz.

Allahım! Kudretin hakkı için tevbemizi kabul buyur. Sen Hâlîm’sin, affetmeyi seversin; bizi de affet. Aczimizi, zayıflığımızı, çaresizliğimizi görür ve bilirsin; hâlimize merhamet et!

Allahım! Kullarına afv u mağfiret kapılarını açan Sensin. Onu tevbe diye isimlendiren ve “Ey mümin kullarım! Samimi bir tevbe ile Rabbiniz’e teveccüh edin!” diye emir veren ve davette bulunan da yine Sensin. Sen kapıları bu kadar açtıktan sonra, o kapıdan geçip dergâhına iltica etmeyen gafillerin daha hiçbir mazereti olamaz.

Rabbimiz! Bazı dostlarının da dediği gibi günahın çok çirkin olduğu ve Senin lütuflarını idrak etmiş kapı kullarına yaraşıp yakışmadığı muhakkak; fakat, affın, Sana çok yakıştığı da apaçık bir hakikat.

Rabbimiz! İsyan vadilerine yuvarlanıp sonra da yaptığı âsîliklerden dolayı tevbe kapısının tokmağına dokunan, sayılamayacak kadar hatasına, kusuruna ve günahlarına rağmen Senin rahmet, şefkat ve merhamet esintilerini hırz-ı cân ile bekleyen ve Senin, bütün bu recâ ve beklentilere lütf u keremle mukabelede bulunduğun ilk kişi şüphesiz biz değilim.

Ey ızdırar içerisinde hafakanlar yaşayan muzdar kullarının niyazlarına icabet buyuran.

Ey zararları kaldırıp telâfi eden.

Ey iyilikleri karşılıksız ve en büyük olan.

Ey gizli gizli cereyan eden işlere de nigehbân olan Yüceler Yücesi Allahım!

Huzuruna sermayesiz geldik; nâçâr, Senin cömertliğine ve keremine sığınıyor, “Keremkân Sensin, kesme keremin.” diyerek rahmet denizlerinden biz de hissedar olmak istiyoruz. Dualarımıza icabet buyur ve bizi ümitlerimizde, dileklerimizde haybet ve hüsrana uğratma. Tevbe kapından Sana olan teveccühümüzü karşılıksız bırakma!

Ya Rabbi! Yarlığa bizi ve tevbemizi kabul buyur; hiç şüphesiz Sen Tevvâb ü Rahîm’sin.

Rabbimiz! Enîsimiz ol.. vahşetimizi gider.. sürçmelerimizi, tökezlemelerimizi görmezden gel.. hatalarımızı setret.. tevbemizi kabul buyur.. dualarımızı geri çevirme.. bu aciz bendelerini hiçbir elin ulaşamayacağı sıyanet fanusun içine al ve fakr u zarûretimizi sonsuz havl ve kuvvetinle zenginleştir.. ümidimizin sönüp gitmesine müsaade etme.. bizi uzaklığın yakıp kavuran rüzgârlarına terk etme; ey Cennetlerin Sahibi, dünya ve âhirette her şeyimiz olan Rabbimiz!

Tevbemizi kabul buyur, çünkü Sen, tevbe yollarını açan ve o tevbeleri kabul eden Tevvâb ü Rahîm’sin.

Tevbelerimizi tevbe-i nasûh olarak kabul buyur. O tevbe ile küçük-büyük, açık-gizli bütün günahlarımızı yarlığa.

Ya Rabbi!  Tevbemizi kabul buyur, günahımzıı yıka, duamıza icabet et, delilimizi güçlendir; kalbimize hidayet, dilimize de istikamet ver ve sinemizdeki kin ve nefreti söküp al.

Allahım, 

Dünyanın dört bir bucağında iman ve Kur’ân meşalesini tutuşturup hep canlı tutmaya çalışan kadın-erkek bütün kardeşlerimize, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza da –yukarıda zikrettiğimiz salih kullarına tabî olarak- salât ü selâm eyle ve bereketinle lütufta bulun. 

Dünyanın her yerinde Senin Nâm-ı Celilini, ona muhtaç olan gönüllere duyurmaya çalışan kardeşlerimize ve  ailelerine ferec mahreç nasip eyle.

Sonsuz “Lâ havle velâ kuvvete illa billahilaliyyilazîm” ile huzuruna geliyor, hamd ü senalarımızı arz ediyor ve dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz.

Yakarışlarımıza icabet buyur, Rabbimiz!

Ya Rahmân, ya Rahîm, ya Zelcelâli ve’l-ikrâm!

Zat’ın, azametin, ululuğun, Ulûhiyetin, Rubûbiyetin hakkı için.. Sıfât-ı Sübhâniye’nin hatırı ve şefaati için..

Esmâ-i Hüsnâ’n hürmeti ve şefaati için..

İsm-i A’zam’ın hürmeti ve şefaati için..

Hazreti Muhammed Mustafa’nın hürmeti ve şefaati için..

seçkinlerden seçkin ve en hayırlı kulların enbiya/evliya hürmeti ve şefaati için duamızı kabul buyur.

Bu şerefli ve mübarek isimlerin hürmetine, latîf ve celîl sıfatların hatırına Sen’den Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun mübarek aile fertlerine salât ve selam etmeni diliyoruz.

Amin