TEVHİDNÂME İLE KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİNE YOLCULUK (65.BÂB) 

GÜNCELLENME TARİHİ: 02 MAYIS 2020 // 09 RAMAZAN 1441 CUMA

 (TEVHİDNÂME-65):

Allah’ım!

Bizleri öyle bir helal rızıkla şereflendir (83) ki, haram kıldığın her türlü sakıncalı şey ve duruma bizleri muhtaç bırakmayacak seviyede olsun!

***

65.BÂBIN DUASI  (YAKARAN GÖNÜLLERDEN…)

Ey rızık vermede nihaî mertebede hayır sahibi olan!

Ey her ihtiyaç sahibine ihtiyacına göre rızık gönderen!

Ey aciz yavruları en iyi şekilde rızıklandıran!

Ey bahşettiği rızıkları bereketlendirerek artıran!

Ey ihtiyaç içinde bulunanları sürpriz lütuflarıyla rızıklandıran!

Ey her ihtiyaç sahibini ihtiyacına göre rızıklandıran Râzık!

Ey maddî-manevî nihayetsiz rızıklarıyla bizi besleyen Râzıkımız!

Ey Benî Âdem’i şerefli kılan; insanlara karada ve denizde değişik nakil vasıtaları veren; onlara helal ve hoş rızıklar bahşeden ve yine onları yarattıklarının birçoğuna üstün kılan!

Ey rızık vermede nihaî mertebede hayır sahibi olan! Bütün iyilikler Senden ve bütün rızık da Senin hazinende olunca ben başka kimin kapısından bir ihsan umabilirim?

Nezdindeki ledünnî ilimle bizim sinelerimizi de doldur. Bizi de arızasız, kusursuz ameller işlemeye, dünya nın kirine pasına bulaşmadan elde edebileceğimiz ve âhirette bizim için sorgu ve ceza sebebi olmayacak helal rızıklar temin etmeye muvaffak eyle.

***

TEVHİDNÂME MÜZAKERESİ

KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİ PENCERESİNDEN 

 [83] HELAL RIZIKLA ŞEREFLENDİR : 

TERZİK

Rızık vermek, beslemek, yedirip içirmek anlamındaki terzîk de fiilî sıfatlardandır. Yiyip içecek nesnelerden, bütün maddî-mânevî muhtaç olduğumuz şeylere kadar hemen hepsi rızık kategorisine dahil, Rezzâk ism-i şerifine bakmakta ve terzîk sıfat-ı mübeccelesine râci’dir.

Kur’ân-ı Muciz,

Ey iman edenler! Size ihsan ettiğimiz rızkın temiz ve helâl olanından yiyiniz. (83)” 

Müttakiler gaybî âlemlere inanır, namazlarını tam tekmil eda eder ve kendilerine ihsan ettiğimiz rızıktan da infakta bulunurlar.

Biz senden rızık istemiyoruz; aksine sana rızık veren Biziz Biz.”

“De ki: Kimdir o gökten ve yerden size rızık lütfeden?”

“Rızkınızı Allah nezdinde arayınız; yalnız O’na ibadet ediniz ve O’na şükürde bulununuz.”

“Allah kullarından dilediğine bol bol rızık verir ve istediğinin de nasibini keser.”… gibi onlarca âyetiyle O’nun Rezzâk-ı âlem olduğunu hatırlatır ve terzîk sıfat-ı celîlesine (83)vurguda bulunur.

 [SIFÂT-I SÜBHANİYE_Sızıntı- Kalbin Zümrüt Tepeleri _Ekim-Kasım-Aralık-Ocak, 2005-2006 ]

Kur’ân ve Allah Resûlü, sık sık Cenâb-ı Hakk’ın zât, sıfât, esmâ ve ef’âlini, keyfiyeti meçhul “Arş” üzerinde istivâsını, enbiyâ-i izâm ve rusül-ü fihâmla konuşmasını, keza istediğine, Kendiyle konuşma imkân ve şerefini bahşetmesini pek çok yerde zikreder ve O’nun hayatını, ilmini, sem’ini, basarını, kudretini, iradesini, kelâmını, yaratmasını, öldürmesini, öldürdükten sonra diriltmesini, rızık vermesini sürekli hatırlatır (83) ve tevhidi bütün bunların hepsine bağlayarak bizi böyle bir kabul ve iz’ana çağırır.

[TEVHİD   _Sızıntı- Kalbin Zümrüt Tepeleri _Kasım, Aralık 1998]

 ***

TEVHİDNÂME -PIRLANTA MÜZAKERESİ

SIZINTI-ÇAĞLAYAN BAŞYAZILARI PENCERESİNDEN  

 [83] HELAL RIZIKLA ŞEREFLENDİR : 

Kendini Hakk’a adayıp da Allah’a dayanan insan, yürür vazife ve sorumlulukları istikametinde dönüp arkasına bakmadan. Bilir o nasıl bir kuvvete dayandığını ve kimin hesabına hareket ettiğini. Emindir hedefinden, yürüdüğü yolun doğruluğundan ve yol boyu bir lâhza olsun yalnız bırakılmadığından/bırakılmayacağından. Bu itibarla da o, hiç mi hiç fikrî, hissî dağınıklığa düşmez, teşevvüş ve tereddüt yaşamaz; mükellefiyetlerini derin bir şuur ve hassasiyetle yerine getirmeye bakar; sonra da ciddî bir iç huzuruyla neticeyi Allah’tan beklemeye koyulur;

… 

“Ey kavmim, şimdi eğer ben Rabbim’den gelmiş delillere dayanıyorsam; O da nezdinden bana güzel bir rızk ve nasip lütfetmişse, (sizin dediğiniz gibi davranırsam) O’na nankörlük etmiş olmam mı? Hem ben sizi nehyettiğim konularda (sözlerime) muhalif hareket etmeyi de düşünmüyorum. (Aslında) benim istediğim bir tek şey var o da, gücüm yettiğince toplumu ıslah etmektir. (Bu konuda) muvaffak kılacak da yalnız Allah’tır. Onun için ben de yalnız O’na dayanıyor ve O’na yöneliyorum.”[11] (Bu da Şuayb Peygamber’den belâgat örneği bir ikaz…);

[ALLAH VE HADİSELER KARŞISINDA PEYGAMBERANE DURUŞ_Yeni Ümit – Başyazı – Ekim 2000]