“ONLAR, YOL ARKADAŞLARIYLA SIMSIKI KENETLENİRLER.”

BAMTELİ MÜZAKERESİ: 

Bamteli: KENETLENMELİYİZ!.._ 03 ŞUBAT 2019

Kendine yazık edenlerden olmamak için kenetlenmeli; kenetlenmeyi yedekleyerek kenetlenmeli!..”

… 

Kenetlenmeliyiz; yüzlerimizde ziyâ, ufkumuzda ışık, saflarımız sımsıkı, Hakk’a vuslat peşinde kenetlenmeliyiz!..

… 

“Mü’minler, evvelen ve bizzat Allah’ı severler; O’ndan ötürü başkalarına karşı alâka duyar, herkesle ve her nesneyle bir çeşit münasebete geçer ve hele yol arkadaşlarıyla sımsıkı kenetlenirler.

… 

Aynı yolun yolcuları, aynı hedefi hedefleyenler, aynı gâye-i hayal arkasından koşanlar… Bunlar öyle kenetlenmeli ki, bütün şeytanlar toplansa, bunları birbirinden koparamamalılar; öyle kenetlenmeli!..”

… 

“Bu açıdan da olup-biten şeyler karşısında atf-ı cürümlere girmeden, kenetlenmeyi daha da güçlendirmeliyiz. Omuzlarımız, elbiselerimizi yırtacak şekilde birbirini zorlamalı; dizlerimiz, pantolonları yırtacak şekilde birbirini zorlamalı; topuklarımız, birbirimizin çoraplarını yırtacak şekilde birbirini zorlamalı!..”

… 

“İyi zamanda, her şeyin şakır şakır önümüze varidât döktüğü anlarda, o ganimet karşısında kenetlenme kolaydır.”

“Kuvve-i maneviyenizi kıracak şeyler söyleyebilirler. Bence bunlara aldırmayarak, kulak tıkayarak, bu mevzuda o zift neşriyata kulak tıkayarak -ki bunlar, nöron kirleten şeylerdir- esasen kendi vazifenize, kendi meselelerinize bakmalı, konsantre olmalısınız; eskiler “im’ân-ı nazar” derlerdi, im’ân-ı nazar etmeli, fikren dağınıklığa girmemelisiniz.”

… 

Cenâb-ı Hak çok şey yaptırdı. Yaptırdığı şeyler, yaptıracağı çok şeylerin en inandırıcı referansıdır. Bugüne dek o kadar eltâf-ı Sübhâniyede bulunan Allah (celle celâluhu), sizi hiç yaptığınız şeylerin yıkılması karşısında inkisârda bırakır mı?!.”

… 

“Varsın sahip çıkanınız olmasın; şayet Allah yolundaysanız, tasalanmayın; mutlaka O sizin de yardımcınız olacak, size de ilahî inayet uzanacak ve gönülleriniz sekine, huzur ve güvenle dolacak!..”

“Cenâb-ı Hak, bazen çok küçük varlıklara, pek büyük işler yaptırmak suretiyle kendi kudret ve azametini ortaya koyar; size lütfettiği hizmetleri ve muvaffakiyetleri de bu çizgide değerlendirebilirsiniz.”

… 

“Onca tahribata, dört beş senedir onca tahribata rağmen, ancak birkaç yerde gedikler açtılar, birkaç tane taşı düşürdüler. Farklı stratejiler ile, kullanılan farklı argümanlar ile, Allah’ın izniyle, siz yolunuza devam edeceksiniz. Şey bilmem ne yapar, kervan yürür!.. Diğer kelimeyi size karşı saygısızlık, Rabbime karşı terbiyesizlik, onlara karşı da yakışıksız bir laf olması itibarıyla bilhassa telaffuz etmedim: “Kervan, yürür!..” Allah’ın izniyle, yürüyorsunuz.”

… 

“Evet, O’nun bir dönemde dalgalandırdığı o bayrak, hiçbir zaman yere düşmeyecektir; bundan emin olun, Allah’ın izni-inayetiyle!..”

“Bir dönemde “ihtiyarî hicret” ile, Cenâb-ı Hak, size çok şey yaptırdı. O, yaptırdığı şeylerin boşa gitmesine, yıkılıp olduğu yerde kalmasına katiyen râzı olmaz. Nedir O’nun hoşnutluğu?!. O işin devam ve temâdîsi… Öyle ise size düşen şey de devam ve temadidir”

Hiç farkına varılmadık şekilde, en sürpriz ilhamlar ile, ihsanlar ile, inâyetler ile, riâyetler ile, hiçbir şeye takılmadan yürüyeceksiniz gâye-i hayalinize, yüksek hedefinize doğru… O’na doğru yürüyorsunuz, başka bir derdiniz yok!..

Hissizlere yazık!.. Hissizlere yazık!.. Kenetlenmeli!.. Olup biten şeyleri umursamamalı; onlara kulak tıkamalı, sadece kendi meselemize im’ân-ı nazar etmeli!.. Kuvvetimiz bizim, bir şeye yetecek mahiyette; başka şeylere onu dağıttığımız zaman, kendi işimizde kusur etmiş oluruz.

ESERLERDE “KENETLENME- SAMİMİ TESANÜD”

Bahusus Lillâh için olan bir uhuvvet dairesindeki kardeşlerin içinde ciddî, samimî tesânüdün çok kerâmetleri olabilir.” İşte bünyân-ı marsûs… Bir hadis-in ifadesiyle

 “Şüphesiz mü’minler birbirlerine kenetlenmiş bir binanın tuğlaları gibidirler.” Âdetâ kurşun ile, demir ile birbirine perçinlenmiş bir kubbe gibidirler.

Şimdi, öyle kenetlenirse insanlar birbirine.. kardeşlerinin hissiyatı ile yaşarsa.. onların acılarını aynen vicdanında duyarsa.. bir kardeşinin sevineceği şeylere onun kadar sevinirse.. onun kendisine bağlı olduğu kadar, o da ona bağlı olursa, onu her şeye tercih ederse…

Her bir mü’min, hâlis mü’min, kardeşini kendi nefsine tercih etmediği takdirde, onun hakiki mü’min kardeşi olamaz. Hazreti Ömer efendimize dediği söze binaen diyorum bunu: Hazreti Ömer, “Seni, ben, eşimden, çocuklarımdan, aile efradımdan daha fazla seviyorum!” deyince, “Beni, kendi nefsinden de fazla sevmedikten sonra iman etmiş olamazsın!” buyuruyor Allah Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem).

Onda öyle bir ruh var ki, bu söz karşısında anında, birden bire tornistan oluyor; “Yâ Rasûlallah! Seni, nefsimden de artık seviyorum!”

Bamteli: KARDEŞLİĞİN KERÂMETİ_ 22 Temmuz 2018.

Allah’ın teveccüh ve inayetini celbeden mühim vesilelerden biri de uhuvvettir. Bir ve beraber olma çok önemlidir; “Vifak ve ittifak tevfîk-i İlâhiyenin en büyük vesilesidir!” Mü’minler bünyân-ı mersûs (parçaları birbirine kurşunla kenetlenmiş, sarsılmaz bir yapı) gibi olmalıdırlar.

Herkul Nağme: İLAHÎ İNÂYETİN VESİLELERİ_ 06 May 2016.

ZALİM NE YAPARSA YAPSIN; HER ŞEY YOK OLSA, “VİRA BİSMİLLAH!..” DER, YENİDEN BAŞLARIZ!..

Bir şart-ı âdî olarak vifak ve ittifakınız bu muvaffakiyetlere bir vesile teşkil etmiş olabilir. Birliğiniz, beraberliğiniz, kenetlenmeniz, bünyân-ı marsûs gibi birbirinize bağlanmanız tevfik-i ilahinin vesilesi olması açısından, Allah sağanak sağanak tevfikini başınızdan aşağıya yağdırmıştır.

Bu açıdan gezerken, otururken, kalkarken, hiç durmadan “Elhamdülillah alâ külli hâl ” desek, yine de bu büyük nimetin şükür, hamd ve senasını yerine getirmiş olamayız.

Duyguda, düşüncede, histe, ihsasta ve ihtisasta bu mülahazayı koruduğumuz sürece Cenâb-ı Hak kim bilir daha ne lütuflarda bulunacaktır.

Bakmayın şimdi muhalif esen rüzgarlara.. tsunamiye dönüşen dalgalara.. zalimlerin hayhuyuna.. mazlumların iniltisine Takılmayın bunlara!.. Allah sizinle beraberse, bunların hepsi çok yakın zamanda savrulup gidecektir hazan yemiş yapraklar gibi!..

Bamteli: EMÂNET_ 19 Ekim 2015

Gel canlansın ışık çağındaki nurlu demler,

Silinip gitsin ufkumuzu saran elemler

Bir kez daha yaşansın o demdeki erdemler,

Kenetlensin birbiriyle gönüller ve eller!..

Çağlayan Dergisi_ KENETLENSİN ELLER_ 04 Kasım 2018.

“Gariplere müjdeler olsun!”

“Kenetlenmeli artık eller bir biriyle

Ve yürümeli mutlu geleceğe, el ele,

‘Allah bir, peygamber bir, din bir, diyanet bir…’

Deyip gürlemeli herkes, gönülden bir ses ile.”

O, üçüncü mısradaki ifade, Hazreti Pîr-i Mugân’ın, Uhuvvet Risalesi’nde, kardeşliğe çağrı mesajı. Bizi, dünyadaki bütün insanlarla böyle bir kardeşliğe çağırıyor. Doğrudan doğruya “kardeş” olacaklar, “dost” olacaklar, “taraftar” olacaklar, “sempatizan” olacaklar… Ve hepsi Efendimiz’in yolunda birer kazanım sayılacak.

Bamteli: ÂDEMİYETTEKİ SIR VEYA ÇEŞİT ÇEŞİT ADAMLAR_ 16 Aralık 2018

YAŞADIĞIMIZ SÜRECİN HİZMET GÖNÜLLÜLERİNE VERDİĞİ DERS VE MESAJLAR

Evet, bize düşen şey, “El-Emân, el-Emân; yâ Hannân, yâ Mennân; beni günahlarımın hacâletinden kurtar!” deyip inlemek.. “Herkes yahşi, men yaman / Herkes buğday, men saman.” mülahazasıyla yaşamak. “El-Emân, el-Emân; yâ Hannân, yâ Mennân; beni günahlarımın hacâletinden kurtar!” sözü Hazreti Pîr-i Mugân, Üstad Bedîüzzamân’a ait; diğeri ise, Alvar İmamı’na ait.

Diğer taraftan, böyle bir durum, böyle bir tablo, bizi biraz daha kenetlenmeye, bir araya gelmeye yönlendirmeli. Genel durumu değerlendirmeliyiz; detaylarına girmeden, bâtılı -fazla- tasvir etmeden, onların yaptığı şenaati ve denâeti gözümüzde büyüterek kuvve-i maneviyemizi kırmaya girmeden. Ehl-i şenâat, şenaatini yaptı; ehl-i denâet, denâetini yaptı… Meseleye ve maruz kaldığımız şeylere icmâlî bakmalı ve “Şimdi bu gâile ve bu badirelerden sıyrılmanın yolu nedir?” falan demeliyiz.

Bamteli: NESL-İ CEDÎD VE DİRİLİŞİN ESASLARI_ 19 Kasım 2017.

 —

Evet, aynı ruh, aynı duygu, aynı düşünce, aynı mefkûre etrafında kenetlenmiş kimselerin birlik içinde Hakk’a yönelişlerinde öyle bir derinlik, his ve şuurlarında öyle bir zenginlik, zikr ü fikirlerinde öyle bir enginlik vardır ki, en istidatlı fertler ve en kâmil insanlar bile, böyle bir heyet içindeki vâridlerin en küçüğünü dahi tek başlarına elde etmeleri mümkün değildir.

KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİ-1_SOHBET VE MUHASEBE

Her terakki, önce bir tasavvur ve düşünce hâlinde belirir; sonra kitlelere kabul ettirilir; daha sonra da, el ele ve gönül gönüle kenetlenmiş fertlerin himmetiyle gerçekleştirilir. Aksine düşünce plânında ilme vize ettirilmemiş veya ifade edilememe tali’sizliğine uğramış her terakki hamlesi neticesiz kalmaya mahkumdur.

ÖLÇÜ VE YOLDAKİ İŞARETLER _ TERAKKİ

Şimdilerde de, geleceğe yürümeyi planlayanlar, egoizmayı bırakıp mutlaka herkesle ve her şeyle el ele olmalıdırlar. İradeler ve idealler; hakikî mânâda bütünleşmiş heyetlerin, kenetlenmiş azimlerin ve kolektif şuurların desteğini aldığı ölçüde gerçek değerini bulacaktır.

Aslında, başkalarını yaşatmak ve başkalarıyla yaşamak için onların içinde eriyip yok olmak, onlarla kaynaşıp bütünleşmek, fertken cemaat hâline gelmenin, damla iken derya olmanın ve dolayısıyla da ölümsüzlüğe ermenin biricik yoludur.

RUHUMUZUN HEYKELİNİ DİKERKEN_ RUH MİMARI RABBANİLER

“İman edip de salih amellerde bulunanlara gelince; onlar için çok merhametli olan Allah (gönüllerde) bir sevgi yaratır.”

(Meryem sûresi, 19/96)

Evet, sizin bu arkadaşlarınız 20. asırda, hem de felaketlerin felaketleri kovaladığı bir dönemde dine sahip çıkıp ona hizmeti hayatlarının biricik gayesi biliyor ve hayat tarzlarını ona göre ayarlıyorlar.

Yatarken, kalkarken, gezerken, yerken, içerken hep “Rabbim, Senin rızanı nasıl kazanabilirim?” diyor ve sürekli O’nu düşünüyorlar.

İşte böyle değişik seviye ve derecede pek çok kimse, kadını ve erkeği, yaşlısı ve genciyle bu düşünce ve aksiyon etrafında kenetlenince, yani âyetin ifadesine göre iman edip, o en yararlı işleri bu şekilde gerçekleştirince, Allah da onlar için yeryüzünde hüsnü kabul vaz’ediyor.

Şahsen ben, onca tersliklere rağmen rızâ-i ilâhî hedefli bu gayretlerin bugün ulaşmış olduğu bu seviyeyi ancak böyle açıklayabiliyor ve “Her şey Senden Allah’ım.” deyip minnet ve şükran hislerimle iki büklüm oluyorum.

KUR’ANDAN İDRAKE YANSIYANLAR_ MERYEM SURESİ