‘FİTNEYE KARŞI AKTİF SABIR, ÜMİT VE HAKKA TEVECCÜH
KAYNAK:
* Yeni Ümit : FİTNEYE YENİK YILLAR _ Nisan-Haziran 2006
*Kırık Testi: FİTNEYE YENİK YILLAR_ 05/03/2017
*Kırık Testi: FİTNE ATEŞİ VE DUA _02/08/2015
[ FİTNE ]
- (-) deneme, test etme,
- (-) potadan geçirme,
- (-) hası hamdan, altını taştan-topraktan ayırma
- (-) kargaşa çıkarma, bozgunculuk yapma,
- (-) herc ü merce sebebiyet verme
- (-) ve insanları birbirine düşürme
- (-) bizim için (bazen bir risk de ifade eden) bedenî ve cismanî yanlarımızın ve mal-mülk, evlâd ü iyal, sıhhat, afiyet, gençlik, makam, mansıp türü şeyler
- (-) fakr u zaruret, hastalık, yaşlılık halleri;
- (-) günahlara açık ortamda bulunma,
- (-) nefs-i emmârenin güdümünde olma,
- (-) insî-cinnî şeytanların tuzağına düşme;
- (-) ehl-i küfür ve ehl-i ilhadın zulüm, işkence ve baskılarına maruz kalma;
- (-) değişik dayatmalarla dine-diyanete aykırı şeylere zorlanma;
- (-) Müslümanca yaşamadan ötürü mahkemelerde sürünme,
- (-) zindanlara atılma, sürgünlere gönderilme;
- (-) yakınlarının hususiyle de kendi evlatlarının inanç ve düşünce istikametini bozacak cereyanlar karşısında sağlam durup duramama;
- (-) münafık gürûhun farklı yollarla milletin birlik ve beraberliğini bozma gayretlerine karşı dayanma…
[FİTNE ,KUR’ÂN’IN İFADESİYLE “İNSAN ÖLDÜRMEDEN DAHA BÜYÜK CİNAYET”]
Kur’ân’ın ifadesiyle, insan öldürmeden daha büyük bir cinayet[1]
Kur’ân-ı Kerîm ‘İmtihan olarak sizi hayırla da şerle de deneriz‘ [2] buyurarak bize
- (-) fitnenin çeşitliliğini hatırlatır
- (-) ve yürüdüğümüz yolun ulü’l-azmâne bir metanet istediğine dikkatlerimizi çeker.
[ İMTİHAN ]
İnsan, ile imtihan olur?
- (-) bazen bedenî ve cismanî arzular
- (-) bazen dünyanın cazibedâr güzellikleriyle,
- (-) bazen maddî imkan ve servetle,
- (-) bazen iktidar ve kuvvetle,
- (-) bazen bela ve musibetlerle,
- (-) bazen değişik ihtilaf ve iftiraklarla,
- (-) bazen de içtimaî düzenin bozulması,
- (-) bazen toplumun anarşi ve kargaşaya girmesi..
İMTİHANIN BÜTÜNÜ: Fitne kategorisine girer.
[ BİR TOPLUM/TOPLULUK/HAREKET/CEMAAT/MİLLET İÇİN FİTNENİN TAHRİBATI ]
- (-) haricî düşmanların o ülkeyi işgal edip o toplumu esir almalarından daha tehlikeli
- (-) Milletler, yabancı müstevlîler karşısında her zaman derlenip toparlanmış, bir cephe oluşturmuş ve onları ülkelerinden sürüp çıkarmışlardır ama, kendi içlerindeki fitne ve fesadı aşmada o kadar başarılı olamamış…
- (-) bu fitne, yabancı ideolojilerin güdümünde, böyle bir fitneyi aşmak hiç de kolay değil
- (-) değişik kesimlerin birbirlerine karşı kinleri, nefretleri, kıskançlıkları körüklemesine dayanıyorsa.. böyle bir fitneyi aşmak hiç de kolay değil
- (-) Her şeyden evvel öfke, nefret, hazımsızlık ve ilhad düşüncesi çok defa fazilet hislerini baskı altına alır;
- (-) toplum fertleri arasında evrensel insanî değerleri yok eder
- (-) ve fertleri insan bozması birer canavar haline getirir.
- (-) Her yanda ihtilaf ve iftirak hırıltıları duyulmaya başlar;
- (-) zayıf karakterler teröre sürüklenir.
- (-) Bazen de her şey öylesine şirazeden çıkar ki, mesele korkunç bir herc ü mercin her tarafı sarmasıyla kalmaz,
- (-) anarşi dalgaları pek çok kimsenin iman ve ümidini de alır götürür.
[ ZALİM TİRAN GADDAR AÇISINDAN FİTNE ]
Fitneye sebebiyet veren, onu körükleyen ve onunla bir yerlere varmak isteyen zalimler ve tiranlar açısından bakıldığında,
Kur’ân-ı Kerîm’in de pek çok âyât-ı beyyinâtıyla ifade buyurduğu gibi
- (-) fitneye sebebiyet veren gaddar ve hattar kimseler zaviyesinden bir şeytan işi,
- (-) küfre denk bir fesat ameliyesi,
- (-) ehl-i imana karşı mülhitlerin küfürlerini ifade etmelerinin unvanı,
- (-) imansızların mü’minleri yürüdükleri yoldan saptırma cehdi,
- (-) İblis’in insanlar içindeki yardımcıları vasıtasıyla şeytanî oyunları
- (-) ve bunların, zayıf karakterli ve her zaman şuna-buna alet olabilecek veya provoke edilebilecek kimseleri yerinde kargaşaya sürükleme gayreti,
- (-) yerinde anarşiye sürükleme gayreti
[ EN TEHLİKELİ FİTNE: SİYASİ,İDEOLOJİK, İLHAD VE İNKAR KAYNAKLI FİTNE ]
Günümüzde ideolojik, siyasî ve ilhad, inkar kaynaklı bir fitne daha vardır ki, en tehlikeli olanı da işte budur.
- (-) bazen bütün toplumu temelinden sarsacak öyle geniş alanlı herc ü merçlere sebebiyet verir ki,
- (-) hiçbir şey yerinde kalmaz.
- (-) Topyekün değerler alt-üst olur,
- (-) her yanda kol gezen anarşi karşısında kuvve-i maneviyeler kırılır,
- (-) iradelerde çatırtılar duyulmaya başlar
- (-) ve toplumu/toplumları bir baştan bir başa yeis kaplar.
Bugüne kadar gelmiş-geçmiş toplumların en gözdesi ve güzidesi Asr-ı saadet insanları dahi -belli ölçüde de olsa- herc ü merç yaşamış ve iç içe fitneler ile kan ağlamışlarsa,
bu devvâr u gaddardan bugünkü nesiller de, yarınki kuşaklar da daha çok çekecek demektir.
Bir kısım olumsuz tesirleri ile tâ günümüze kadar gelen
ve şimdilerde de bazı asabî ruhları harekete geçiren o kadîm fitne,
hâlâ bazı mülhitlere, münafıklara ve İslam’ın ikbalini hazmedemeyen din düşmanlarına malzeme teşkil etmekte ve onların eliyle yeni yeni fesatlara sebebiyet vermektedir.
[ EL-FİTEN VE’L-MELÂHİM DE FİTNE: KIYAMETİN EN BELİRGİN ALÂMETİ ]
Hadis kitaplarında, “el-Fiten ve’l-Melâhim” başlığıyla verilen fitne, âhir zaman hâdiselerinin en büyüklerinden biri ve kıyametin de en belirgin alâmeti olarak zikredilmektedir.[3]
Konuyla alâkalı gaybî haberlere mahrutî ve küllî bir nazarla bakabilenler görür ve ürperirler.
- (-) bu fitne/fitnelerle büyük ölçüde İslâm’ın etrafındaki surların yıkılacağı
- (-) mü’minlerin paramparça olacağı
- (-) dinin inkâr edilip diyanetin zaafa uğrayacağı
- (-) her tarafta yalancı tiranların seslerinin duyulacağı
- (-) islâmî coğrafyada ırz, haysiyet ve namusun pâyimal olacağı
- (-) çalıp çırpmanın ahvâl-i âdiyeden sayılıp, helâl ve meşru mülâhazalarına itibar kalmayacağı
- (-) içki, zina ve değişik cinayetlerin herkesi canından bezdirecek şekilde yaygınlaşacağı
- (-) herkesin hayvanî hislerine yenik düşüp sadece kendini düşüneceği
- (-) Çalmanın çırpmanın yaygınlaştığı,
- (-) hortumlayan hortumlayana millet malının çarçur edildiği,
- (-) haramın-helâlin unutulduğu,
- (-) yalanın, fuhşun mübah sayıldığı,
- (-) dinin tahkîr edilip diyanetin gereksiz görüldüğü,
- (-) her yerde kan dökülüp kan içildiği,
- (-) dört bir yanda fitne çarklarının dönüp durduğu,
- (-) gücü-kuvveti temsil eden bazı kimselerin bu fitne ve fesat çarklarına su taşıdıkları şu meş’um dönemi
- (-) dünyada her şeyin şirazeden çıktığı ve büyük ölçüde insanî değerlerin altüst olduğu dönem
[ NİMETLERİ İHSANLARI VE HİZMETLERİ KENDİNDEN BİLME ]
- (-) Diğer yandan mü’minlerin, Allah’ın ihsan etmiş olduğu bir kısım nimetleri kendilerinden bilme
- (-) meydana gelen bir kısım güzellikleri kendilerine bağlama şirkine girme
- (-) GİZLİ ŞİRK- KÜÇÜK ŞİRK : “Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey, küçük şirktir.” demiş, sahabe-i kiram efendilerimizin وَمَا الشِّرْكُ اْلأَصْغَرُ “Küçük şirk ne demektir?” sorusuna da اَلرِّيَاءُ “O, riyadır.” Cevabı… “Şirk, karanlık bir gecede karıncanın taşın üzerinde gezinmesinden daha gizlidir.”
- (-) çoğu zaman insan onun farkına varamamakta, varamadığından dolayı da ibadet ü taati ve hak yolundaki hizmetleri berheva olup gitmek
- (-) yapılan işlere egosantristçe mülâhazalar karıştırılması
- yazılan bir yazının beğenilmesi
- bânisi olunan bir inşaat karşısında takdir beklentilerine girilmesi
Cenâb-ı Hak, kendi yolunda yapılan hizmetlerin içine şirkin girmesini asla istemez.
Tevhid adına yapılan işlerin içine şirkin girmesi kadar nezd-i ulûhiyette ağır bir günah ve çirkin olan başka bir davranış yoktur.
[ DİN DİYANET MERKEZLİ FİTNEYİ DOĞRU OKUMA VE “AHLAKİ ARINMA” ]
Bütün bunların yanı sıra biz, din ve diyanet adına maruz kalınan şeylere de fitne deriz.
Ne var ki, böyle bir fitne ehl-i iman için bir manada bela sayılmasının yanında… yararlı da sayılabilir.
Esasında hak yolunda bulunuyor olmanın değişmez kaderidir belâ ve musibetler, fitne ve mihnetler
- (+) çok defa onların iman iradelerini güçlendirdiğinden,
- (+) musîbetzedelerin pek çoğunu ahlakî arınmaya götürdüğünden
- (+) ve hatalara keffaret olma özelliği taşıdığından dolayı yararlı da sayılabilir.
- (+) Hele, böyle bir ibtilanın ızdırar diliyle Cenâb-ı Hakk’a teveccühe vesile olma gibi (+) bir yanı
- (+) bu şekilde bir dua ufkunu ancak değişik bela, musîbet ve fitnelerin pençesinde (+) kıvranırken yakalayabilir
- (+) ve ‘Nur-u tevhid’ içinde ‘Sırr-ı Ehadiyet’ tecellîsinden ne iltifatlar ne iltifatlar görür.[4]
- (+) aktif sabır ve kadere rıza çerçevesinde fitneler imbiğinden geçme
- (+) çok defa farklı mevhibe sağanaklarına vesile olma
- (+) fitneye maruz kalan ve başına gelenleri ‘Allah’ın takdiri’ deyip gönül hoşnutluğuyla karşılama
- (+) evet, o, mü’minler için izafî bir rahmet olması
- (+) Şayet siz, sahip olduğunuz iman, dava düşüncesi ve ortaya koyduğunuz kıvam ile karşı taraf için endişe verici bir insan hâline gelmişseniz, onlar sizin yakanızı hiçbir zaman bırakmazlar.
- (+) Allah’ın inayetinden hiç ümit kesmedik; en büyük sermayemiz de işte bu ümit.!
- (+) Kesmeyeceğiz de, zira aktif sabrımızın üzerinde temellendiği ruh da işte bu ruh
- (+) Allah karşısındaki duruşunun sağlamlığı ve ciddiyeti ölçüsünde ehl-i dalâlet ve ehl-i küfrün hedefi hâline gelir.
- (+) İmtihanları Doğru Okuma: her türlü belâ ve musibet karşısında bunun kendi hata ve günahlarından kaynaklanma ihtimalini düşünür, bundan dolayı da Allah’tan (celle celâluhu) af ve mağfiret talebinde bulunur/bulunmalıdır.
- (+) Kâmil mü’min tavrı: insan, başına gelen belâ ve musibetlere bir Hazreti Ömer (radıyallâhu anh) felsefesiyle yaklaşmalı: “Allah’ım! Benim günahlarım yüzünden ümmet-i Muhammedi mahvetme!” “Acaba benim günahlarım yüzünden mi bu oldu?” demeli
- (+) aynı zamanda bunların kendisi için bir keffâretü’z-zünûb (günahlardan arınma) vesilesi olduğunu düşünme
- (+) Allah (celle celâluhu) yolunda koşturan insanlar yaptıkları işlere şirk bulaştırdığı zaman Cenâb-ı Hak, cebr-i lutfî olarak onlara yer yer ehl-i dalâleti musallat edip kulaklarını çekebilir
- (+) farkına varır, tevbe ve istiğfarla Allah’a yönelir, “Tevbeler tevbesi yâ Rabbi! Milyon kere milyon estağfirullah!” diyerek ciddî bir pişmanlıkla O’na yalvarıp yakarırlarsa başlarına gelen fitneyi kendileri hakkında yararlı hâle getirebilir ve günahlarının affına vesile kılabilirler.
***
DUASI:
“Rabbimiz, bizi inkâr edenlerin elinde bir fitne, bir imtihan unsuru yapma (bizi onların baskı ve işkencesi altına düşürme), bizi bağışla. Rabbimiz, yegâne galip ve hikmet sahibi ancak Sensin, Sen!” (Mümtehine sûresi, 60/5)
‘Allahım başımıza gelenler bizim dikkatsizliğimizden, meseleyi teyakkuz içinde götürmeyişimizden, gafletimizden, verdiğin nimetlerin kadrini bilmeyişimizden ise, Sana sığınırız, n’olur Allahım!’
“Rabbim, son nefesimize kadar Kendi yolunda hizmet etmeyi, tevbe ve istiğfar şuuruyla hayatımızı nurlandırmayı, arınmış ve tertemiz bir hâlde ötelere yürümeyi hepimize nasip eylesin!
[1] Bakara sûresi, 2/191
[2] Enbiyâ sûresi, 21/35
[3] Bkz.: Ebû Dâvûd, melâhim 14; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef 7/488; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr 18/220-221
[4] Bkz.: Bediüzzaman, Lem’alar s.4 (Birinci Lem’a)